Aksoy'la iftar sofrası (1)

Hüseyin Aksoy… 
Diyarbakır Valisi.
Farklı bir sima. 
Klasik valilerden değil; "dozunu" iyi bilendir.
Pek, medyatik değil. 
Reklâmı. 
Öne çıkmayı sevmiyor. 
İcraatlarıyla; "konuşulmasını" istiyor…
Söyleyecekleri… 
Kuracağı Cümleler… 
Mevzularla alakalı beyanatları… 
Yani, yapacağı açıklamaların nereye gideceğine hassasiyet gösteren biri.
Analiz edebilen… 
Tabiri caizse; hesabını-kitabını yaparak "hamle" yapıyor.
***
Eee. 
20 yıldır kesintisiz; "valilik" görevini yürütüyor.
Muğla. Mersin. Samsun ve Diyarbakır.
Kurumlar arası. Hele ki; mesai arkadaşlarıyla "samimiyet ve şeffaflığı" öne çıkarmayı bilendir…
Özetle!
Attığı imzanın, ortaya koyduğu projenin, gerçekleştireceği uzlaşı zemininde; "yoğurdu üfleyerek" yiyen bir profil çiziyor.
Mütevazı…
***
İnsani ilişkiye önem verendir. 
Hal-hatır bilen; soran bir şahsiyet, ikmalinde…
Diyeceksiniz ki böyle de olması gerekmez mi?
Elbette ki… 
Ama, Diyarbakır "kendinden" ömür çalan.
Hizmet üretmeden; "makam" sevdalısı çok vali gördü.
O'nun için de… 
Diyarbakır…
Yekûnuyla artık "valiler" noktasında.
Temkinli. 
Az da ön yargıyla; "kucaklaşmayı" zamana bırakıyor. 
Sınıyor.
Yani; "sütten dili yanmış" bir tavır içinde…
***
Tecrübeli… 
Bölgenin örf… 
Adet… 
Gelenek ve göreneklerini önemsiyor. 
O'na göre de tavır sergiliyor.
Özellikle; kentin siyasi dokusuna yönelik...  
Kurumsal işleyişte; "kolektifliğe" önem veriyor.
İdeolojik değil.
Ki, Diyarbakır'ın yıllarca zafiyet ürettiği. 
Kayıplara neden olduğu. 
Hizmetleri "engelleyen". 
Sen-ben kavgası yaratan.
Merkez ve yerel iktidar kavgasıyla; "boğuşup" duran.
Kısacası; Diyarbakır'a çok şey kaybettiren "zihniyeti" kabul etmeyen biri. 
Yani her fikre açık; ama mülahaza adabına uygun.
***
Pek tabi ki; "aile" kutsiyetini bilen.
Eş-dost, akraba.
Arkadaş, "beşeriyetiyle" insanoğlunun var olduğunu felsefe edinen biri.
Ki son yıllardaki valilerimiz.  
İstisnalar hariç. 
Ekseriyeti; "valilikleri" döneminde; "bekâr hayatı" yaşadılar.
Açarsak. 
Eşlerini. Çocuklarını. 
Yani aile efratlarını; Diyarbakır'dan uzak tuttular.
Şehir ahalisiyle, tanıştırmadılar.
Getirmediler. 
Uzak tuttular. 
Misafir konumda; kaldılar.
***
Ama. 
Aksoy öyle değil. 
Daha ilk gün; "eşini de yanına" alıp geldi. 
Çoluk-çocuk!
Şimdi.
Kendi yasal görev alanı içerisinde… 
Eşi Hülya Aksoy ise, sosyal aktivitelerin içerisinde.
Ki üç yıllık başlattığı bir proje var.
İl, ilçe, köy mezra demeden yürütüyor; "Kadın Sağlığıyla" alakalı.
Başarılı bir çalışma; "geri dönüşümü de yüksek."
Ki bu noktada; "yoğun tebrikler de" alıyor.
***
Evet.
Tüm bunlar, Aksoy'un kısa sürelik görev süresi içerisinde; bıraktığı izlenim.
Tabi; şansızlıkları da olmadı değil. 
Beşer yaşar misali; hatalar da oldu. 
Kimi noktada; "elde olmayan" kimi yerde de mevzuat, engeli. 
Hadiselerin sıcaklığı.
Hatırlarsak. 
Kobani hadisesiyle patlak veren; 6–7 Ekim olayları.
Sonrası. Yine 5 Haziran'daki patlama.
Akabinde, 9 Haziran'daki suikast ve ardındaki cinayetler. 
Ve bunların seyrinin yarattığı toplamsal travma.
***
Ciddi ve vahim sonuçlar doğurdu. 
Kırılmalar yarattı.
Algıların oluşturduğu aksiyon…
Bilgi kirliliği. Spekülasyonlar. 
Hele ki; "zincirleme" akmaların eksen değiştirmesi. 
Hepsi; "belli zafiyetlerin" kuşkusuyla şansızlıklar getirdi.
Ama!
Her şeye rağmen; bir hadise.
Bir başka hadisenin "doğmasına" zemin bulamadı.
Geç de olsa. 
Aksaklıklar da yaşandıysa da; "kontrol altına" alındı…
Ateş körüklenmedi… 
***
Aksoy…
İl'in valisi olması münasebetiyle; "gözler" üzerindeydi…
Ancak!
Vakaların mülahazasında... 
Beyanatlarda…
Güven tesisi noktasındaki görüntüler de beklenenin aksine; "pek öne" çıkmadı… 
Konuşmadı…
Birileri konuştu, birileri bir şeyler ifade etti… 
Lakin genel itibariyle; "fatura" kendisine yazıldı…
Ve daha birçok konuşulacak mevzuu…
***
 
İşte, önceki akşam Vali Aksoy'la bir araya geldik.
İftar programı münasebetiyle. 
Meslektaşlarla. 
Doğrusu. 
Bilirsiniz. 
Lüks otellerin iftar sofralarıyla pek, aşina olmadığım gibi; "isriaf…" görürüm… 
Ama "iftar bahane, sohbet şahane" nazarıyla, katılım gösterdik.
İyi de oldu.
Uzun uzadıya Vali Aksoy'la sohbet etme imkânı bulduk.
Gerek; izlenimleri aktarma babında olsun.
Gerekse, şansızlıklar ve kafalarda soru işareti bırakın; terör mevzularının "zihinlerde" aydınlanması açısından. 
Çünkü cevap bekleyen çok soru vardı.
***
Tabi; sorular.  
Ve Cevaplar mahiyeti açısından.
Off the record.
Yani yazılmamak kaydıyla; "çok şey" hasbıhal ettik.
Bazı noktaları da, ısrarla yazmayı biz istedik.
Şu sözü önemliydi; "Zihniyet eski zihniyet değil. Kim ne yaptıysa; yanında kar kalır, dönemi bitti"
***
En sıcak mevzudan söz ettik. 
HDP mitingindeki patlama. 
Bombacı…
Ve Aytaç Baran suikastı, ardından 3 HDP'linin öldürülmesi.
Kafalardaki soru işaretleri. 
Medyaya yansıyan; haberler. 
Ekseri hakikatten uzak.  
Ama şeffaflık ve zihin Berraklığı için; "müfettişler" istenilmiş.
Önceki gün itibariyle; soruşturma mesaisi başlatılmış.
***
Araştırılıyor. 
Salt denilenler değil; daha ayrıntıları da. 
Sonuç; kamuoyuyla paylaşılacak.
Zafiyet mi var, kasıt mı var? 
Kumpas mı kuruldu!
Birileri, devşirme mi yaptı, "ne ise" ortaya çıkar.
***
Çünkü.
Bombacı Orhan G. İçin; denilen o ki.
3 ay süreyle; Emniyet tarafından takibe alınmış.
Gaziantep-Adıyaman emniyeti…
Daha sonra, "takipten" vaaz geçilmiş. 
Neden?
Suriye'ye geçişleri.
Diyarbakır'a gelip, oteldeki ikametgahı. 
İki gün süreyle.
***
En kafa karıştırıcı olan da.
Bir gün önce;
Diyarbakır Emniyeti Asayiş ekiplerinin Bombacı Orhan G. ile otelde görüşmesi…
Asker kaçağı diye "tutanak" tutulması…
Her hangi bir gözaltı ve askeriyeye "teslimi" yapılmadan…
Ki ailesi tarafından 6–7 ay önce "Adıyaman Emniyet'ine Kayıp" başvurusu var.
Teknik takibe takılmış biri noktasında…
Nedenler ve niçinler, "soru" ikmalinde…
***
 
Tabi bir de…
O bombanın alana nasıl sokulduğu?
Emniyet'in "yeterince" tedbir almayışı mı?
Yoksa farklı bir; "işbirliğin mi" söz konusu olduğu…
İşte bunlar özellikle; "müfettişlerce" araştırılacak…
Aytaç Baran…
Ve sonrasında öldürülen üç HDP'linin ölümü de; "tahkikat" kapsamında.
***
Aksoy…
Şunu net ifade etti… 
"Olayların" büyümemesi, bölgeye yayılmaması noktasında; "istişare" kültürünü iyi işlettik"
Koordinasyon sağlandı… 
Çünkü olay güvenlik kadar…
Psikolojik… Sosyal…
Tarafların travmatik halleri.
Hepsi müdahale ve istişare de; önem arz edici.
Aksi takdirde önü alınamaz hadiseler zinciri gelişebilirdi…
***
Aksoy'u bu evrede "basına bilgilendirmede" sıkıntılı hissettim.
Her ne kadar; dillendirmediyse de.
Kendisi hep geride kaldı…
Şöyle ki;
İl'in valisi…
Konuşması, beyanat vermesi "topluma" güven tesisi noktasında önde olması gerekirken, "neden olmadı?"
Soru şuydu;
Bazı siyasi simalar; "konuştu"
Bunun da; ters etki yaptığı herkesin malumu.
Eee; kaybettiklerimiz siyasiler yüzünden değil mi ki?
Aksoy…
Dillendirmesiyle de; bu noktada "kamuoyunu" eleştirel bazda haklı gördü…
Çok şey konuştuk bu noktada.
Ama! 
Bazı hakikatlerin gün ışığına çıkması için; "zaman" gerekli…
O'nun için; "zamana bırakalım" dedi.
(Devamı yarın.)