Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

ÇİFTÇİYE MÜJDE; YARGI “DUR” DEDİ!

Yanlış hesap mı?
Ne demişler; "Yanlış hesap Bağdat'tan döner"
Aynen de öyle oldu.
Hele ki, "hesap" bir de keyfiyet içeriyorsa.
Daha doğrusu; "kayırma" amaçlı ise!
Elbette ki, Bağdat'tan döneceği gibi, bir de, "Yargı" sillesini yer.
***
İşte, tarihsel yargı sillesi!
Karar; Danıştay 10. Dairesinden geldi.
Bakanlar Kurulu kararına istinaden.
Şöyle ki.
Bir süre önce Bakanlar Kurulu toplantısında; "DEDAŞ'a imtiyaz" sağlayan şöyle bir karar alınmıştı.
Güneydoğu'daki çiftçilerin DEDAŞ'a var olan borçları nedeniyle; 2014 yılına ait destekleme ödemelerinin yapılmaması.
Ve bu desteklemeden; DEDAŞ'ın borcunun tahsil edilmesi!
***
Yani özetlersek.
Çiftçinin DEDAŞ'a olan borcu hükümet kanalıyla "tahsis" edilecek?
Bu karar, 30 Ağustos 2014 tarihinde alınmıştı.
Elbette ki, "karar" infial yaratmıştı.
Çiftçi eylemleri, sokağa dökülme.
Eylem, şiddete varan "hadiselerin" vuku bulmasına neden olmuştu.
O gün şöyle demiştim.
***
Karar hangi merciden gelirse gelsin.
Hükümet olsun.
Kabinesi olsun.
Veya başka bir üst makamın kararı olsun.
Fark etmez!
DEDAŞ özelleştirilmiş bir kurum.
Yani, Ticari bir işletme.
***
O'nun ticari işlevi; müşterisiyle olan "alacak-verecek" hesabı tamamen "Ticari Kanun" kapsamındadır.
Bu nedenle;
Bakanlar Kurulunun "kendini ne kanun yerine, ne de ticari bir kuruluşun tahsildarı" konuma getiremeyeceği gibi.
Bir hüküm verme "yetkisine de sahip" değil.
***
Bu karar; "yekûnuyla" keyfi!
DEDAŞ'a "kayırma".
Siyasi ve politik noktada "bel çıkmadan" öteye bir sahiplenme değil.
Yanlış bir hesap!
O gün hassasiyetimi bu ifadelerle dile getirirken; "çiftçileri" hukuki mücadeleye çağırmıştım.
Bu hesap "Yargıdan döner" diye de not düşmüştüm!
***
 
Nitekim de öyle oldu.
62 Çiftçimiz, Bakanlar Kurulu "kararının" yürütmesini durdurmak üzere Danıştay'a başvurdu..
Geçtiğimiz ay karar çıktı.
17 Kasım 2014 tarihinde, Danıştay 10. Dairesi kararını verdi.
"Bu hesap yanlış, uygulanamaz, keyfidir" dedi.
Ve hem kararı hem de uygulama tebliğinin "yürütmesini" durdurdu!
***
Velhasıl; "Adalet tecelli etti?"
Yanlış Hesap, "Danıştay'dan döndü” Çiftçi rahat bir nefes aldı.
Artık gönül rahatlığıyla derdest olunan "Tarımsal destekleme" primlerini alabilecek.
Kimse de; "herhangi" bir kesintiye gidemeyecek?
Ne Ziraat Bankası.
Ne DEDAŞ.
Ne de, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.
Tabiri caizse, "Destekleme" artık özgür!
***
Söz DEDAŞ'tan açılmışken!
Şu keyfi; "Elektrik kesintileri" uygulaması ne âlemde derseniz?
Diyeceğim şu;
“Ensesi kalınların" varlığı,
Siyasetçilerin de, "himmetiyle" tavizsiz "işkencelerine" devam ediyorlar!
Ki artık "kesintiler" iki saat değil.
6 ila 8 saat arasında!
***
Önceki gün, DEDAŞ ile Esnaf Odaları, Ticaret Odası ve Borsa yetkilileri, görüşme yapmış!
Kesintiler ne zaman bitecek?
Esnaf iş göremez.
Ticaret kıpırdayamaz hale geldi.
Zaten "ekonomik dengesizlik ve siyasi belirsizlik" piyasada vahim durgunluğa neden!
Bir de elektrik kesintileri "iflas noktasına" getirdi?
***
Dertler özetle böyle anlatılmış.
DEDAŞ zevatı dinlemiş.
Peki, çözüm sağlanmış mı?
Hayır!
Zerre-i miskal kadar "çözüm" üretilmediği gibi; "takvim de" verilmiş değil?
Tek gerekçe "kaçak kullanım oranı yüksek?"
***
Görüşmeye; "katılanlardan" biriyle görüştüm.
Dedim ki.
Niye "keyfiyete" hukuki mücadele başlatmıyorsunuz?
Ki temsil ettiğiniz kesimin ekseriyeti; "borcunu ödeyen" aboneler!
Size; "çifte ticari" darbe vuruluyor.
Sanırım, önümüzdeki günlerde bu yola başvuracaklar.
Tabi, DEDAŞ onlara da "hayali bir suçlama" üretici algısı geliştirmezse?
***

SİVEREK HALKINA DEDAŞ SUÇLAMASI!
Hatırlarsanız.
İlk olarak, DEDAŞ'ın keyfi uygulamalarına Siverek ahalisi karşı çıkmıştı.
Belediye, Encümenler, Baro ve STK'lar "tepki" koymuş.
Olup-olmadık yerdeki "kesintilerinin" keyfi olduğu, hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirterek; "Suç duyurusunda" bulunmuştu.
***
DEDAŞ durur mu?
Hemen karşı atağa geçti.
“Vay! Sen misin, bizi şikâyet eden?
Vay! Sen misin, bizi savcılığa veren?”
Diyerek; ısmarlama "haber yapmakla" ünlü bir haber ajansına "algı" kumpasını devreye soktu.
 
***
 
Neymiş!
Siverek 2014 yılının ilk 11 ayında 924.316 MWH enerji tüketmiş.
Bunun ulusal tarife tutarı da, 350 milyon lira imiş.
Hali hazırda; "tahsil edilen 33,4 milyon lira?"
Bunun yüzde, 93'ü de kayıt dışı.
Yani kaçak!
Faturalandırma yapılamıyormuş.
Ne hikmetse?
Geriye kalan yüzde 7'lik faturalandırma yapılıyor.
Yani abone.
Şuan için geçmiş yıllardan kalan borç da; 13,6 milyon lira?
***
Bu iddiayı. 
Yani algı kumpasını!
Hem "o malum" ajanstan belgelendirilmesini istedim.
Hem de, DEDAŞ'ın basın biriminden!
Kimse; "işte resmi veri, ya da belge şu" diyemedi.
Tabiri caizse; "topu birbirlerine" attılar.
Ajans, DEDAŞ bize verdi. DEDAŞ ise, ne yazılmışsa kalın dedi.
***
Şimdi sormak istiyorum!
Koca bir ilçede; "kayıt dışı" nasıl yüzde 93 olabilir?
Diyelim ki, olabilir?
Peki, bu yüzde 93 denilen kesim; "enerjiyi" nasıl alıyor?
Hangi elektrik direğinden?
Hangi sayaçtan, hangi enerji hattından alıyor?
Ve buna kim, kimler göz yumuyor?
Bu mümkün mü?
Sanmıyorum.
Varsa böylesi bir zafiyet bu DEDAŞ'ın beceriksizliği, iş bilmezliğinin ötesinde bir zafiyet değil.
***
Bir de; Siverek'in topyekûn, tabiri caizse "elektrik hırsızı" olarak ilan edilmesi kabul edilemez.
Vahim bir itham?
Olay, neden ilçe halkının, DEDAŞ'ın "keyfi elektrik" kesintilerini yargıya taşımasından hemen iki gün sonra, mevzuu edildi?
Ismarlama "haberin" servis edilmesindeki gaye?
Sanmıyorum ki Siverekliler bunu içlerine sindirsinler?
Hele ki, Belediye Başkanı Resul Yılmaz.
Ben diyorum ki, Siverek halkı bu suçlamayı da "yargıya" taşımalı!
 
***
Sonuç itibariyle!
DEDAŞ'a bir kez daha; mevzuatını hatırlatmak istiyorum.
Özellikle; "kaliteli hizmet?" ve "Kesintisiz elektrik" tahsisi noktasında.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği.
Yönetmeliğin 11. maddesinin 1 ve 2. fıkrası.
***
“Hizmet kalitesi:
Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi(Yani DEDAŞ), ilgili mevzuat uyarınca bölgesinde bulunan tüm müşterilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin yeterli, kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet verir.
Perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi, lisansı kapsamında hizmet verdiği tüm müşterilere, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin aynı kalitede hizmet verir”
***
“Elektrik kesintileri:
Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 51 inci maddesinde tanımlanan mücbir sebepler veya lisansında yer alan özel mücbir sebepler ya da programlı kesintiler dışında dağıtım sistemini, kendisinden hizmet alanlara kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sağlayacak durumda tutmakla yükümlüdür.
Müşteriler, programlı kesintiler hakkında dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından, kesintiden en az kırksekiz saat önce yazılı, işitsel veya görsel basın yayın kuruluşları aracılığıyla bilgilendirilir”
***
Peki, DEDAŞ bu yönetmeliğe uyuyor mu?
Hayır.
Yönetmeliğe uymadığı gibi, "yasaları da" hiçe sayıyor.
Aboneleri, "ekonomik ve sosyal" yönde, mağdur edip zarara uğratıyor.
Durum bu kadar basit!
Unutmadan!
Kurumdaki "makam ve yürütülen işlerle" alakalı pis kokuları da önümüzdeki günlerde konuşacağız.
Çünkü bir hayli ama bir hayli "akla ziyan" mevzuu söz konusu.
***
Son sözümüz ne olsun?
Eeey DEDAŞ!!!
Vallahi güzelsin, hoşsun(!)
Amma velâkin senden "Elektrik" alamıyorum ki, seveyim!
Biraz güven, biraz, doğru olsan.
Belki!
Ama, sizi bilmem!


Bu Makale 2984 kere okunmuştur.