CİGERLERİMİZİ YAKAN KİM?

İçim buruk…

Öfke doluyum...

İzlerken…

Bahsederken…

Klavyeye dokunurken bile…

"Lanetler" yağdırıyorum.

"Ciğerimiz"

Diye tanımladığımız Ormanlarımız, yeşilliklerimiz birileri tarafından "yakılıyor!"

Vahşice…

***

Düşünün!

Asırlık ömre sahip "Yem yeşil" ormanlık bir alan..

Oksijen deposu.

Şuursuz.

Kimliksiz.

Cani biri tarafından "ateşe" veriliyor.

Ve bir anda o güzellim yeşillik "yok olup" gidiyor.

Geride!

Kapkara, yanmış, kül olmuş "çöl" bir alan.

***

Sadece ağaçlar değil katledilen..

O Ormanın içindeki tüm canlılar de katlediliyor…

Yerde, hayvan leşleri..

Kömür olmuş vaziyette..

Ya bir de yangından kaçıp "yerleşim" alanlarına dadanan, Orman hayvanları..

İnsanlık dışı..

İşte, Cudi dağı..

İşte, Derik.. Kulp ve Lice üçgeni..

Bodrum.. Balıkesir..

Malatya..

Yüzlerce dönüm Ormanlık alan "yakıldı?"

***

Hal-i hazırda..

Sadece şu üç gün içerisinde..

En az bin 500 hektarlık "Ormanlık" alan kül oldu..

Kim niye yakıyor?

Ege.. İç Anadolu.. Doğu ve Güneydoğu hariç..

Diğer bölgeler için şu iki fikir hakim "ormanların" katledilmesine dair..

***

Denilen şu..

Şuursuz..

Sorumsuz "piknikçiler.."

Yani mangal yakıcılar..

Çöpleri.

İçki şişelerini olduğu gibi bırakıp gidenler..

Malum, cam güneş ışınıyla, kıvılcım oluşturabiliyor.

Ya da "Ormanlık" alanda geçerken, söndürülmeden atılan sigara izmariti…

Anızcılar…

Bir de, sabotajlar..

Orman'dan rant devşirmek isteyenler..

Betonarme yapıya "göz" diken aşağılıklar..

Ülkeye "zarar vermek" isteyen şer odakları..

***

Sonuç itibariyle!..

Sabotaj dışındaki "yangınlar" hep dikkatsizlikten.

İhmalden.

Ve cehaletten kaynaklı…

Toplum olarak, maalesef "çevresel" duyarlılık sahibi değiliz..

Olmadığımız gibi de olup-bitene de kayıtsız kalıyoruz..

Düşünmüyoruz!

Bir ormanlık alanın "yetişmesi" için kaç yıl geçmesi gerektiği..

Evet, bunun için 50 yıl geçmesi lazım…

Yangın…

Ve yok olan ormanlık alan..

Kaybedilen; milli servet…

Hele bir de harcanan milyonlar da çabası…

***

Pek tabi ki...

Bu işin cezai müeyyidesine bakarsak..

Gülünç..

Komik..

Ormanı yak, yüzlerce hektarı kül et..

Bir o kadar da "ormanda yaşayan" canlıları katlet..

Git bir kaç yüz lira para cezası öde bitti-gitti.

Sonra da dön "yakılan alanı" betonarmeye dönüştür..

Yani ülkemizi de, kendimizi de, yakan ve yıkan, batıran biziz..

***

Yoksa!

Belediyeler kepçelerle yüz yıllık ağaçları yerinden sökermiydi?

Yol için, orman katledilir miydi?

Ya da, Karadeniz'de "Yeşil yol" diye binlerce ağaç kesilir miydi?

Meryem nineler ayaklanır mıydı?

Yok.

Tabi bunlar, Doğu ve Güneydoğu'da pek yaşanır değil.

Ekseriyeti dediğim gibi Sahil bölgeleri ve iç Anadolu, Karadeniz.

***

Bizim bölgemizle alakalı.

Ne yazık ki;

Orman yangınları, "çok farklı" gerekçelerle, sinsi planların kurgulamasıyla; "yakılıyor"

İşte Cudi günlerdir "alev alev" yanıyor.

Ne söndüren var?

Ne de söndürme gayreti içerisinde olan var?

Ne de müdahale...

***

Henüz yetkili ve etkili zevattan bir ses yok.

Orman neden yanıyor?..

Kim yaktı, neden söndürülmüyor sorusuna yanıt vermiş değil..

Bilmezlik içinde.

Peki diğer yandan "yangınla" alakalı ne deniliyor?

Denilen şu.

Askerin top ateşiyle "yangın" çıkmış.

Ama söndürülmek istenilmiyor.

Nedeni de; Yangının çıktığı bölgeye yakın "Ciner grubunun" Santrale ait kömür ocakları var..

Santrale yeni kömür ocakları alanı yaratılmak isteniliyor.

***

Mevzu Meclis'e soru önergesi olarak taşınmış..

Soru hayli kapsamlı..

Ama özeti şu..

12 yıl içerisinde; bölgede kaç orman yangını çıktı.

Kaç hektar alan yandı.

Yaşanan yangınlarla alakalı "kaç kolluk görevi" hakkında yasal işlem yapıldı.

Yangınlardan kaçı top ve mermi atışları ile şaşandı?

Yangınlar nedeniyle; "görevden el çektirilen" görevli var mı?

İşte böylesi sinsilik…

***

Bir garip Orman yangını da Derik ilçesinde..

Ki son bir haftada dört kez yangın çıktı..

Ve hepsi de aynı bölgede..

300 hektar meşelik alan çıkan yangınlarda kül oldu..

Peki, yapan kim, gerekçe ne?

Denilen şu..

"Ormanı" kan davalı aileler "intikam" amaçlı yakıyor?

***

Şöyle ki…

Derik ilçesi, Susamlı mezrası..

Mazıdağ ilçesi, Balpınar mahallesi..

İki mahalle sakinleri arasında "mera yüzünden" kavga çıkmış..

Taraflardan 4 kişi öldürülmüş..

11 kişi de tutuklanmış..

Şimdi taraflar "birbirlerine" pusu kuruyor.

Ormanı da bunun için yakıyorlar.

***

Ve evvelsi gece!

Lice, Kulp ve Hani üçgenindeki Duru köyü bölgesinde çıkan yangın..

Bin dönümlük alan kül oldu.

Kim yaptı.

Niye yaptı, yangının çıkış nedeni "meçhuz?"

Ama denilene göre.

Eğer ki "yangınla" mücadele top yekûn yapılmış olmasaydı.

***

Yani, Diyarbakır'daki itfaiye..

İlçe itfaiye ekipleri..

Vatandaşlar..

Orman İşletme Müdürlüğü dahil..

Birlikte hareket edilerek "yangın" kontrol altına alındı.

Aksi taktirde "bin değil, on binlerce dönümlük ormanlık alan" kül olacaktı..

Soruşturma açıldı..

Bakalım altından ne çıkacak?

***

Velhasıl.

Şunu idrak etmeliyiz.

Her bir karış ormanlık alan yakılıp kül ediliyorsa..

Bilmeliyiz ki "aldığımız" nefesin, biraz daha "oksijensiz" bırakılmasıdır.

Bir gün gelir nefes alamaz duruma gelirsek "bilmeliyiz ki" bunun müsebbipleri, bizleriz…

Başkası değil.

O'nun için ormana, yeşilliğe, ağaç ve doğanın güzelliğine "sahip" çıkmalıyız!