Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

DAHA NE ZAMANA KADAR?

Müzesizlik..
Daha ne zamana kadar sürecek.
Dün, Söz'ün manşeti.
8 yıldır; "müze" kapalı.
Atıl...
***
Koca bir şehir.
4 bin yıllık "ömre" sahip, bir medeniyet kenti…
Tüm dinleri,
Tüm dilleri,
Tüm kültürleri "bağrında" yaşatabilen…
Tarihiyle…
Kültürüyle…
Ekonomisiyle…
Sosyal değerleriyle…
Ve Siyasi misyonuyla; "devasa" kimliğe sahip Şehr-i Diyarbekir'e bu alakasızlık niye?…
***
Övünüyoruz…
Diyoruz ki;
Peygamberlere,
Sahabelere,
Ulemalara,
Yazarlara,
Şairlere "mekân" olmuş, onları yaşatmış kadim bir kent…
Dört bir tarafındaki; "tarihi" yapılarıyla açık hava müzesi…
Ama ne var ki;
Hal-i hazırda yerli ve yabancı turistin ziyaret edip, eserleri görebileceği "bir müzesi" dahi bulunmuyor…
Yok…
Yıllar önce; "kapısına" kilit vurulu; O gün, bugündür kapısı kilitli…
***
Koca yepyeni bina…
İnşaatı bitti, bir yıl sonra "çürüğe" çıktı…
Milyonlar harcandı…
Ama bir yağmurla; "bina tabiri caizse" çöktü.
Sular bastı.
Yani bir ölçüde, iki damla yağmura "daha kesin kabulü" bile yapılmadan, tar-u mar oldu.
Tarihi eserler "yüzme havuzunda" yüzdü-durdu.
***
O gün olduğu gibi.
Bugün de.
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen; ne hesap soran oldu?…
Ve ne de, "müsebbip kim?" diye sorgulayan oldu…
O günden bugüne…
Kaç yıl geçti, 8 deniliyor biliyorum ki bu 10 yılı da aşmıştır "yine de" konuşan yok…
Bu nasıl bir sahipsizlik…
Bu nasıl vahim bir keşmekeşliktir ki,
Bu nasıl bir keyfiyet ve idari mekanizmadır ki, Diyarbakır "müzesi" kapalı…
İlk duyana; "şaka" gibi geliyor…
Değil.
Ne yazık ki; yürek dağlayan hakikat bu…
***
Meseleyi; "kaç kez" burada konu ettiğimi ben bile artık sayısını hatırlamıyorum.
Bir kez daha yazıyorum.
Ama, "kime dersin."
Bir utanmazlık.
Bir aymazlık…
Bir sorumsuzluk örneği ki; "deve kuşu misali" kafalar hep toprağa gömülü vaziyette..
11 bin yıllık tarihi eserler..
Ki yer küresinde "eşsiz değere" sahip, yapılar..
Arkeolojik eserler..
Hepsi şu an için; "çöplük misali" depolarda çürüyüp değersizleşiyor.
Ciddi bir handikap bu!..
***
Bu arada;
Bir kaç yıl önce bu rezaleti "sonlandırmak" için, İçkale'den söz edildi..
Buranın restorasyonu tamamlanırsa..
Buradaki bir yapı; "Şehir müzesi" olarak kullanılacak diye!..
Ancak hala; "durum" aynı..
Çünkü, ne İçkale restorasyonu tamamlandı..
Ne de burası, turizme açıldı..
Ne de,"depolarda çürüyen" tarihi eserler, "müzelik" bir alan bulabildi.
***
Nasıl olur demeyin!
Şehir sahipsiz olunca, demek ki oluyor?
Sormak istiyorum.
Kapalı müzenin "müdürü ve çalışan personelleri var mı?"
Muhakkak ki var.
Peki müze kapalıysa; "onlar" nerde istihdam ediliyor?
Yoksa, "onlar da" diğer bir çok kurumdaki "siyasi abilerin" himmetinde oldukları için; "bankamatik" personel kategorisindeler mi?
***
Diyarbakır Turizm ve Tanıtma Derneği Başkan Yardımcısı Edip Paçal sitem ediyor..
Tıpkı bizim gibi..
Diyor ki;
"Dünyanın öbür ucundan gelen turistler, "müzeyi" soruyorlar, olmadığı için de" tepki gösteriyorlar"
Evet, nasıl bir mantık "bu durumu" kabul ediyor, anlamış değilim..
Bakalım!
Bu yazıya kim nasıl bir "bahane" üretecek.
Göreceğiz!
 
  
***
SİYASETTEKİ, TSUNAMİ…
Müdavim okurlarımdan biri..
Mail atmış.
Ülkenin siyasi hadiselerine ilişkin; "iki cümlelik" ifade..
Diyor ki;
Siyasi hava; "tsunami" gibi..
Vurdu mu, yıkıyor.
***
Hakikaten de öyle..
Baksanıza..
Şu 72 saat içerisinde olup bitenlere..
Siyasat..
Özellikle, Ankara ha bire "zelzele" geçiriyor.
Salt, hükümet ile saray arasında değil.
Parti içi de..
***
Çünkü, "eski hesapların" intikam duygusu da kabarmaya başladı.
İşte, Arınç ile Melik Gökçek kavgası..
Dün iş tabiri caizse; "zıvanadan" çıktı..
Gökçek..
Arınç'ın cumartesi günkü yaptığı açıklamayı, "kalkan" edip.
Sözde, Erdoğan'a "şirinlik" mahiyetiyle..
Attığı twitter var..
Hepsinde; "Arınç'ı istemiyoruz.. Gereğini yap.. Gereği yapılmalı. Paralel yapıdan talimat mı aldın?"
Gibisinden; sosyal medya paylaşımı...
***
Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası cevap verdi..
Gelen soruya binaen!..
Ama sert.
Belli ki,"hayli içerlenmiş"..
ki kurduğu cümlelerle, tabiri caizse "bomba gibi" patladı..
Terbiyesizce..
8 Haziran'da hesabını soracağım..
Kimin nerede havlayacağını biliyoruz..
Bir yere yaranmak için..
Oğlunun milletvekilliğini garantilemek istiyor..
Ankara'yı parsel parsel satmıştır..
***
Arınç bu başlıkları öne çıkarırken.
Gökçek'in..
Kendisine "neden hasımlık" yaptığının, eskiye dayandığını söyledi..
2009'da..
2014 seçimlerinde; "Gökçek'in adaylığına" itiraz etmiştim.
"Ankara'ya" yakışmıyor diye..
Şimdi fırsat bu, "belden aşağı" saldırıyor..
***
 
Doğrusu!..
Gökçek ve Arınç'ın bu çekişmesi..
Önümüzdeki günlerde..
Hatta 7 Haziran gününe kadar..
Çok ama çok; "hamuru su alacak" bir siyasi kavganın, fitili ateşlenmiş oldu..
Bakalım; kim el kim bey olacak..
***
Hükümet-Saray arasındaki "limoni" durum!..
Erdoğan-Davutoğlu cumartesi günü görüşmüş..
Ev, görüşmesi!..
Sorun çözüldü mü, derseniz!..
Dünkü gelişmeler; "hayır" der gibi..
Çünkü, Erdoğan muhtarlar toplantısında çözüm sürecine ve izleme komisyonuna ilişkin "beyanatıyla", hissettirdi..
***
Ama!..
İhlitafa girilen; "izleme komisyonu.?" noktasında..
Görünen odur ki..
Hükümet..
Ki Arınç da bunu açıkladı; "geri dönüş" olmayacak.
İzleme komisyonu kurulacak.
İsimler de; "akil insanlar heyetinden" seçilecek..
***
Peki, 
Erdoğan ile Demirtaş'ın "atışmasına" ne dersiniz?
Kim kazançlı..
Ya da atışma kimin "hanesine" artı puan getiriyor..
Bu noktada..
Karlı görünen, Demirtaş oluyor..
***
Şöyle ki..
Demirtaş "siyasi aksiyonla", ana muhalafetin konumuna geliyor.
CHP ve MHP..
Gündem ve siyasi mekanizmanın işleyişinde; "geri" kalıyor..
Bu da; "vasfını" güçlendiriyor..
Hele ki, "seni Başkan yaptırmayacağız" çıkışı..
Ki derinlik kazandı..
***
Bir de..
ki bu noktada hayli eleştiri almıştı Demirtaş.
Dolmabahçe mutabakatından hemen sonra yaptığı açıklamayla..
Demirtaş ne demişti?
Bu hükümetin çözüm sürecini sonlandıracağına inanmıyorum..
Ve Newroz'daki mesajdan sonra.
Demirtaş'ın;
"Herşeye rağmen, kan akıtılmayacak, barış için mücadele edeceğiz" açıklamaları..
***
Yani tüm bunlar..
Bir anda; Erdoğan ile Demirtaş'ın tabiri caizse "cephe" değiştirme oldu..
Çünkü..
Şuan şöyle bir algı gelişiyor..
Erdoğan "sürece" karşı..
Erdoğan "izleme komisyonuna" karşı….
Erdoğan dolmabahçe mutabakatına karşı..
***
Davutoğlu cephesi..
Şuan için, sessizlik ve mevzuularda uzak bir hava hakim..
Bu tutum..
Birileri tarafından "idare-i maslahat" olarak sorgulanıyorsa da..
Sanmıyorum..
Davutoğlu muhtemelen bugün, Konya'da konuşacak.
Zaten bu aralar;
En çok mesaisini "7 Haziran" için sahaya süreceği, Milletvekili aday tespitine harcıyor..
***
O gün cezaevindeydim!
 
Dün, bu mevzuda flaş bir gelişme oldu.
Avukatların itirazı..
Ve sunulan, "müddetname" üzerine, Mahkeme kararını verdi.…
Ahmet Y.. tahliye!..
Yanlıştan mı dönüldü,
Yoksa farklı bir hukuki gerekçe mi var, bilemiyorum..
***
Ama!..
Eğer ki "o müddetname" doğru ise..
Yani, Ahmet Y..
6-7 Ekim olayları..
Ve Yasin Börü'nün de aralarında bulunduğu 4 kişinin ölümüyle ilgili davada; "gizli tanıkların verdiği ifade ve yürütülen soruşturma" açısından, bir handikap oluşturduğunu, söylemek gerekir..
***
BÜYÜKTİMUR'la GÜNDEM…
Bu akşam, saat 22.00'de..
Uzay ve Söz Tv'nin ortak yayınında..
Gündemin;
"En sıcak" mevzuları, konuşulup tartışılacak.
Soru ve önerilerinizi de bekliyoruz.
Şimdiden hayırlı seyirler..
 



Bu Makale 3962 kere okunmuştur.