Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

DERİNDEN DERİNE!...

Müdavim okur sormuş..

Dünkü yazıma istinaden..

Diyor ki..

"Sizce…

Suruç 'katliamında' devletin parmağı var mı?

Daha açık ifadeyle…

Bu iş "derin devletin" işi olabilir mi diye…

***

Doğrusu…

Cevap noktası; "muğlâk"…

Ne evet diyebiliyorum…

Ne de hayır diyebiliyorum…

Ama!

Tarihsel "seyre baktığımızda" geriye dönüp bakmıyor değiliz…

Acaba diyerek…

***

Niye derseniz!

Maalesef…

Ne acı verici bir durumdur ki; "bu noktada" sicil pek parlak değil…

Hayli…

Ama hayli "karanlık" işlerin icrası söz konusu…

Bugün değil…

Cumhuriyetin ikmaliyle gelişen zaman ölçeğinde vaki…

***

80 öncesi..

Ve sonrasındaki; hadiselere bakalım..

Çorum..

Maraş.. Sivas'taki Madıkam..

Diyarbakır..

Askeri "darbelere" kimler nasıl; "zemin" oluşturdu..

Maşalar..

Maaşlılar "görevlerini" hangi katliamlara odaklı icra etti.

***

Ya inkâr ve asimilasyonun dayatıldığı; Kürtler…

Coğrafyasında.

Yaşadığı, köyünde, mezrasında…

Şehrinde..

Kendince; 'örgütler' icat edip, çatıştırdı…

90'lı yıllarda; PKK'nın karşısına Hizbullah'ı dikti..

Kendi gladyosuyla..

Binlerce faili meçhul "cinayeti" devlet politikası diye, gerçekleştirdi..

***

Roboski…

34 insan "uçaklarla bombalanarak" öldürüldü.

Ne yazık ki!

İşte böylesi bir sicile sahip; hal-i hazırdaki Devlet.

İdame olan; "sistem"

Bunun içindir ki.

Ülkede.

Ne zaman ki "toplumsal" infial yaratıcı hadiseler olursa.

Katliamlar.

Toplu infazlar yaşandığında; "dikkatler, gözler" devlete döner?

***

Dün; derin devlet diyorduk.

Gladyo…

Kontrgerilla…

Ergenekon…

Bugün ne diyoruz; Paralel yapı…

Yani döneme, konjonktüre göre "kendini" ifşa eden bir "devlet yapısı" söz konusu..

O'nun için de; " ne yazık ki ayranı bile üfleyerek içer olduk.."

***

Suruç katliamı!

Basitçe sorulursa.

İhmaller zinciri var mı?

Yoksa olup-biten "kasta" dayalı mı?

Ne diyeyim.

5 Haziran'daki Diyarbakır'da yaşanan "bombalı saldırıya" bakmak lazım.

Buradan seyir edelim; "soru cevap" bulur.

Tabi.

Eldeki bulgular.

Bombacıların, "yakınlık" ve benzer hikâyeye sahip olmaları; "bir paralellik" arz etmiyor değil.

Ediyor.

***

İHMAL Mİ, KASIT MI?

Şimdi ihmal mi, kasıt mı bakalım?

Alt alta getirerek.

Sonrasına siz karar verin.

Önce, 5 Haziran'daki Diyarbakır katliamı.

5 kişinin ölümüne.

402 kişinin de yaralanmasına yol açan Bombacı.

Orhan Gönder…

Adıyaman nüfusuna kayıtlı…

İşsiz, eğitimini yarım bırakmış bir genç…

***

Olay'dan 6 ay önce!

Aile "Oğlum kayıp" diye polise başvuruyor.

Yine aynı dönem içerisinde…

Adıyaman'daki "faaliyetlerinden" dolayı…

Yani "IŞİD'le bağlantısı" noktasında polisçe "teknik takibe" alınmış.

Bir taraftan "kayıp" diye aranıyor; diğer taraftan "teknik" takip.

Bu arada "asker kaçağı da"

Ve bunların; hepsi kayıt altında.

***

Nitekim!

5 Haziran'dan bir gün önce..

Gönder.

Diyarbakır'da kaldığı "otele" asayiş ekibi baskın yapıyor.

Burada.

Asker kaçağı olduğuna dair; "işlem tutanağı" düzenleniyor.

Ve sonra; "salı veriliyor"

***

Ertesi gün!

Kamera görüntülerinde.

Ellini kolunu sallaya sallaya; HDP'nin miting alanına giriyor.

Sonra.

İşte sonrası da; "bomba düzeneklerini" patlatıyor.

Ortalık savaş alanı.

5 ölü, 402 yaralı.

***

Bir ayrıntı da!

Miting alanları; 24 saat önce 'güvenlik çemberine' alınır..

Dedektör köpekler tarafından; "aranılır?"

Ki HDP mitinginde..

Polis dışında, HDP'liler de "alana" girenleri, aramadan geçirmesine rağmen..

Halen "o patlayıcı, TNT yapımı bomba" nasıl alana sokuldu..

Patlatıldı; "meçhul"

***

Gelelim Suruç'a!

Suruç..

Suriye'deki "vakadan" sonra; sürekli gündemde olan bir ilçe..

Ki biliniyor ki..

Suruç, polisten, istihbarattan, Jandarmadan..

Salt Türkiye'nin değil..

Öyle inanıyorum ki; dünyanın tüm "istihbarat" elemanlarının varlık gösterdiği bir alan..

Yani; "kuş dahi" uçsa, habersiz olmaz..

***

Şimdi..

Ülkenin dört bir yanında; "sözleşmiş" bir grup genç..

Fikri-zikri ne olursa olsun..

İnsanı noktada görerek..

Suruç'a gelmiş..

Kobani'ye geçip; "burada kütüphane, ormanlık alan ve sosyal destek ile çocuklara oyuncak" dağıtılacak..

Ki bu "faaliyetten" Suruç'un tüm idare mekanizması haberdar..

***

Pek tabi ki, polisi de, istihbaratı da..

Ki bu gençlerden ikisi; "polis kontrolunda" gözaltına alınmış..

Haklarındaki bir yasal "işlemden" dolayı..

Ki kahvaltı sonrasındaki "basın toplantısı" esnasında da, polis çemberi var..

Ama ne hikmetse..

Bombacı..

Üzerinde kilolarca ağırlıkta, "bilye destekli, TNT bombasıyla" grubun içerisine giriyor..

Ve pimi çekiyor..

***

Anlayacağınız!..

Katliam gözgöre gelmiş..

Kurgu önce yapılmış..

Planlama ve zamanlama "statik" organizeli..

Sizce..

Olup-bitenlerin devlet cephesindeki zafiyet "basit ihmaller mi, yoksa kasıt mı?"

***

PERDESİ ARALANMAYINCA?

Olay taze!

Bombacının kimliği belli oldu mu, olmadı mı kesin değil..

Şeyh Abdurrahman Alagöz deniliyor..

Olay yerinde; bulunan bir kimlikten esinlenerek!..

Neyse!

Az sonra, Diyarbakır bombacısıyla "örtüşür" noktalarını aktaracağım..

Ama önce; "devlet" cephesini noktalamak istiyorum..

***

Şuna emin olun ki..

Hislerimden yanılmam..

Sadece..

Önümüzdeki bir kaç gün içerisinde..

Suruç'u kana bulayan..

Türkiye'yi "iç savaşa" sürükleyen, Güneydoğu'yu 48 saatten buyana "alev topuna" çeviren..

Toplumsal gerilimi,

Ülkedeki siyasi krizi "körükleme" noktasındaki, bombalı saldırı'da, hayli "ihmaller" zinciri ortaya çıkacak..

***

İhbarlar mı?

Görüntüler mi?

İstihbaratı bilgi alış-verişi mi?

Bombacının ailesinin; “söyleyecekleri mi”?

Akla-ziyan!

Ama.

Diyeceksiniz ki, yetkili ve etkili zevat "soruşturuyoruz" diyorlar.

İhmalleri.

Kasıtları olanlar; "en ağır cezaya" çarptırılacak!..

***

Bir önceki yazımda ifade ettim..

Terör..

Ve Terör örgütleri.. Kumpasçı; "yapıcılar"

Provokatörler.

Boşluğu. İhmali. Ve Zafiyeti; Af etmezler."

Eğer ki.

Bugüne kadar ki; "hadiseler" aydınlatılmış olsaydı..

Maskeler düşürülseydi.

***

Her kimin "ihmali ve zafiyeti" olmuşsa..

Tespitiyle..

Şeffaf ve gerçekci; "ceza-i müeyideye" çarptırılmış olsaydı.

Bugün biz!..

Her hadisede olduğu gibi; "dönüm" devleti suçlar gözle bakmazdık.

Ama ne diyeceksin?

Mal bu.. Sicil bozuk.. Eli kanlı..

***

Gelelim..

İki bombacı'nın "ortak" noktasına..

Eğer ki..

Suruç'taki "Canlı bombacı" Şeyh Abdurrahman Alagöz ise..

Ki şu an tüm; "şüpheler" bunun üzerine..

Alagöz..

Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder'le arkadaş..

***

BOMBACILARIN ORTAK NOKTASI!

İkisi de Adıyamanlı..

İkisi de, Adıyaman'ın meşhur "İslam Çay" evinin müdavimi..

Bu çay evinin; "IŞİD'in" merkezi olduğu söyleniyor..

Eleman; "kazandıran" bir yer..

Nitekim Alagöz'ün annesinin de,

Gönder'in annesinin de, burayla alakalı "beyanları var?"

Diyor ki.

"Çocuklarımız buraya takılıyorlardı..

Burası IŞİD'in eleman kazandırma yeri..

Şikayette bulunduk..

Bir kaç kez polisle orayı bastık.. Çocuğumuzu verin diye.."

Ama nafile..

***

Sonuç itibariyle!

Mevzuu.

Zafiyetler zincirinden,

Kasıtlı hamlelere kadar; Türkiye'yi IŞİD için "savaş alanı" yarattı..

Ki öyle görünüyor ki.

Türkiye’ye bugüne kadar "yaptırılamayan" iç savaş..

Kaotik ortam..

Siyasi istikrarsızlık.

Suriye.. Irak.. Lübnan..

Ürdün.. Mısır.. Tunus.. Afganistan… Akıbetini yaratmak için; "Türkiye'deki IŞİD'çileri" kullanacaklar..

***

Ve bunu da Kürtler'i hedefe alarak yapacaklar..

Mezhepsel.

Kimliksel "çatışmayı" körükleyip…

İsrail için.

Emperyal ülkeler için.

Küresel sermaye güçleri için; "Büyük Ortadoğu Projesini" ikmale getirmek için..

Onun için..

Türkiye bu hakikatleri görerek; "iç dizayna" girmeli.

Yoksa "bu bela çok baş yer"


Bu Makale 2977 kere okunmuştur.