DİYARBAKIR'A SEÇİM BEYANNAMESİ!

Yarın önemli bir gün.
Pazar.
Resmi tatil günü ve mesai yok ise de.
Siyasi mesai; zaman mefhumu tanımaz...
Mesai var.
Çünkü yarın;
Cevdet Yılmaz dilinden düşürmediği "Diyarbakır'a özgü seçim beyannamesini" açıklayacak…
Yani; "yerli vaatler" sıralanacak…
***
Eee…
Bir dostun ifadesiyle; bu da "Yılmaz farkı"
Beyannamenin içeriğine vakıfım.
"Çılgın projelerin" tılsımını bozmamak için, şimdi "buradan" bugün için aktarmak istemiyorum.
O'nu.
Yılmaz'ın ağzından; "ahalinin ve partililerin" hazır bulunduğu ortamda duymak daha iyi.
***
Ama!
İpuçlarından bir söz et derseniz.
Diyeceğim o'dur ki.
Sanayi.
Tarım.
Enerji.
Ve Kültürel zenginliği "öne çıkaracak" hamleler.
Yani; "varlık içerisinde yaşadığımız yokluğun" farkına varılarak, "varlıklarımız" ortaya çıkarılacak.
***
Eee.
13 yıllık AK Parti iktidarı döneminde…
Diyarbakır'ı temsil eden siyasiler…
Vekiller…
İşte Diyarbakır'a "benim eserim"
İşte, Diyarbakır için "benim imzamı taşıyan" proje…
İşte, Diyarbakır'a "hükümet" programının dışında; "yerli projem" diyebilecek bir örnek çalışma gösterebilecek biri var mı?
Yok…
***
Zaten olmadıkları içindir ki.
Bir dönem seçilenin, 
Bir sonraki "dönemde" üzeri çizildi, yalnızca bir iki isim dışında.
Fark bu…
Yılmaz…
Kalkınma Bakanı olması hasebiyle; "zihni" ekonomiye iyi işliyor…
O'nu gören biri…
Birileri gibi; şehrine "tepeden" bakmıyor…
***
Velhasıl.
Bakalım yarın; "Diyarbakır'a yerli seçim beyannamesinde" neler yer alacak?
Birlikte göreceğiz.
Tabi Yılmaz'ı ilk olarak Büyüktimur'la Gündem'e konuk ederken, özelde sormuştum.
Diyarbakır'ın siyasi ağabeyi olarak…
Kadim şehri uçuracak olan tek şey var.
O da; Yerel ve Merkezi iktidar arasındaki; "köprünün" inşa edilir olmasıdır…
***
Eğer bu sağlanırsa…
İmrenerek ifade edilen komşu illeri çok ama çok kısa sürede geri bırakırız.
Diyarbakır da asıl vasfına dönmüş olur.
Bizim; en büyük sıkıntımız "yıkılan" köprünün inşa edilmeyişidir.
Çünkü gelen giden; "meslektaşlarınız" hep bu yıkım üzerine siyaset icra ettiler.
Onarımdan çok; yıkmanın gayreti içerisinde bulundular.
 
***
Tabi; bu hamleyi seçim arifesinde beklemek de abesle iştigal olur.
Çünkü şuan için aktiviteler oy kapmaya yönelik.
Bu hamleyi bakalım seçim sonrasında; icra edebilecek mi?
Yılmaz bu noktada güven verici.
Eğer ki.
Yılmaz bunu "becerebilirse".
Ki becermemesi için; hiç bir engel görmüyorum.
***
Becerirse.
O da, Şanlıurfa'nın Faruk Çelik ağabeyi gibi Diyarbakır'ın ağabeyi olur.
Eee.
Unutmamalıdır ki; kadim şehrin ahalisi de ahde vefayı çok iyi bilir
Sokak jargonuyla; "sevdi mi, tam sever"
Yarını bekliyoruz.
***
KARARSIZLAR YÜZDE 20.
Kim diyor?
Araştırma şirketleri; son anketlerinde ifade ediyorlar…
Diyorlar ki.
Siyasi yelpazedeki "aksiyonlar" kararsızları artırdı…
Özellikle; AK Parti ve HDP arasındaki "gelgitler"
***
Doğrusunu isterseniz!
Ben.
Bu yüzde 20'lik kararsız "seçmen" ifadesine, pek güven duymuyorum.
Çünkü "uçuk" bir durum…
Zaten seçmen de; "kararsız" olmaz…
Eğer niyeti sandığa gitmek ise; "tercih edeceği partiyi" demek ki, belirlemiş…
***
Bence…
İfade edilen; kararsızlar değil…
Olsa olsa…
Kime oy vereceğini saklı tutanlardır.
Yani; söylemeyendir…
Sizce?
***

BEN ÇEKİLİRİM?
Filozof Diyojen.
Günün birinde; "dar bir sokakta" yürüyor.
Düşünceli.
Karşısında; "zenginliğinden" başka hiç bir marifeti olmayan kibirli, bir adamla karşılaşır.
Sokak dar.
İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değil.
***
Bir tarafta; dünya nimetine önem vermeyen bir düşünür.
Diğer yandan; zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir insan…
Bu çakışma nasıl aşılacak…
***
Mağrur zengin, hor gördüğü Diyojen'e seslenir…
Der ki;
"Ben bir serserinin önünden, asla kenara çekilmem"
***
Güngörmüş… 
Düşünür Diyojen; olur diyerek kenara çekilir…
Ve sakin bir ifadeyle karşılık verir.
Zengin kibirli zat'a.
Der ki;
"Serseri bu. Ben çekilirim."
***
Bu fıkradaki; kastım mı?
Hem siyasi hava,
Hem sosyal hayat,
Bir de, sportif mücadeleler de; "sıkça ifade" edilen bir sözcük.
"Çekilirim."
Yani arif olan anlar…
Serserinin önünde, durulur mu?