DİYARBEKİR ARTIK DÜNYA KENTİ!...

Kadim şehir, Diyarbekir..
İnancın..
Kültürün..
Medeniyetin "beşiği"..
Peygamberlerin,
Sahabelerin,
Evliyaların diyarı; Diyarbekir..
***
Her dönemin..
Her çağın..
Siyasal..
Sosyal..
Ekonomik..
Ve tabi ki kültürel donanımlar noktasında dönemsel "aktör" ve rol üstlenici olmuştur Diyarbekir.
***
Mezopotamya’nın başkenti..
33 medeniyetin; "şiarı" Diyarbekir..
Evet..
Kadim şehir Diyarbekir…
Dün de.. 
Bugün de..
Öyle inanıyoruz ki; "yarın da" hep "tarihsel" önem içeren, yön veren, dizginleyen, mekan olma noktasında, vasıf sahibi olacak..
***
Her karış toprağı tarih kokan..
Surlarıyla,
Burçlarıyla,
Camileriyle,
Kiliseleriyle,
Havralarıyla,
İnsanoğlu'nun ilk "yerleşik" düzene geçişiyle tarih yapmış bir kent Diyarbakır…
***
Her dinin,
Her inancın,
Her kültürün "kardeşçe" yaşayabildiği..
Kendini; "idame" ettiği.
Ama İslamiyet’in "bayraktarlığını" yapan..
7 Peygamberin mezarı..
İki Peygamberin de, makamı bulunan, Diyarbekir..
***
Hanları..
Hamamları..
Sarayları..
Buram buram; "kültür ve tarih" kokan, bir mabet oluşu..
Dönemsel olarak..
Yaşamın "yönlendiricisi" olmuş..
Ama!..
Siyasal anlamda; "hep" dik durmuştur..
***
Evet..
Bu hakikatleri; "yıllar yılı" söylüyoruz..
Dillendiriyoruz..
Yazıyoruz-çiziyoruz. 
Her mülahazada; "dile getiriyoruz"
Hakikatimiz, varlığımız ve mirasımız.
Böbürleniyoruz da..
Amma velâkin; "zenginliğimizi korumada, onu ticari kazanca", siyasal sosyal ve kültürel "popülariteye" kazandırma noktasında; "miras düşmanıyız"
***
Bu şehrin hal-i hazırdaki sahipleri olarak..
Ki evveliyatı da var..
Bu hakikatler orta yerde iken..
Bizler..
Ne yazık ki;
Kentin medeniyet birikimine,
Kültürel zenginliğine,
Bacasız fabrika diye böbürlendiğimiz turizmine "katma değer" olmak yerine..
Bozduk..
Yıktık.. 
Önemsizleştirerek; değer kaybına uğrattık..
***
Kimi yerde; "makam ve mevki" ihtirası..
Kimi yerde; siyasal zihniyet..
Kimi yerde; menfaatperestlik kurbanı..
Ettik..
Hem de; "zenginliği" yaşamadan/yaşatmadan fakirleştirdik.
***
Özellikle..
"Siyasal çekişmelerin"
Yerel.. 
Ve Merkezi iktidar "çatışmasında" 
Sen-ben "kavgasıyla", kentin tüm dinamikleri ve hayat koşulu "patinaj" yaptı..
***
Gül şehri Diyarbakır..
Ne var ki;
Bencilliğin kasvetiyle "soldu, solduruldu.."
Eee..
40 yıllık "çatışmalı" evre..
Ölümün..
Kanın..
Gözyaşının..
Silahın, bombanın, gaz bombalarının "kokusunun" sindiği..
***
Her evin..
Her yüreğin "acıyla" dolduğu..
Göçün..
Zorla yerinden, yurdundan edilmenin.
İşkencelerin..
Başkaldırıların,
Asi olmaya zorlanılan; "inkar ve asimilasyon" politikaların, zulmünde kalan bir şehir Diyarbekir aynı zamanda..
***
JİTEM'in,
Gladyo'nun,
Ulusal ve uluslararası; "oluşumların" kan üzerinde; "faaliyet" alanı bulduğu..
Halkları..
İnançları "çatıştıran" hizipleştiren, siyasetin, devlet politikasının "cenderesinde" var olma mücadelesi veren bir şehir Diyarbekir..
***
Her karış toprağında; "buram buram" tarih koktuğu gibi..
Aynı zamanda; "ölümün, kanın ve gözyaşı ile acı da" kokuyor..
İşte böyle bir şehir, Diyarbekir..
Dedik ya..
Yıllardır söylüyoruz-yazıyoruz bu hakikatleri..
***
Şimdi..
Bu iki portreyi neden; dillendirdim..
Şunun için..
Çünkü artık dün itibariyle; Diyarbekir "eski" Diyarbekir değil..
Artık; bir Dünya kenti.. 
Nihayet diyor isek de..
***
Surlarıyla,
Hevsel Bahçeleriyle,
Diyarbekir UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil oldu..
Artık; Diyarbekir bir Dünya kenti..
Marka..
Hayırlı uğurlu olsun..
Üç yıllık uğraşın sonucunda..
Ki 10 yıllık da "hazırlığı" olunan bir mücadelenin "mutlu" sonla noktalanması..
***
Öncelikle;
Kadim şehrin bir evladı, yaşayanı olarak..
Emeği geçen..
Bu uğurda; "çaba gösteren", görev alan..
Tüm ilgililere; "teşekkür" ediyorum.
Özellikle; kolektif bir çalışmanın nasıl başarılar "getirebileceğinin" gösterilmesi noktasında..
***
Peki şimdi ne olacak?
Diyarbekir'in,
UNESCO Dünya Miras Listesine "alınması" ne anlama geliyor?
Getirisi ne, götürüsü ne; "kent bu noktada" ne üstlenmesi gerektiğine bakarsak..
Sorumluluk...
***
Diyarbekir.. Artık bir dünya kenti..
Ve marka sahibi..
Gözler her anlamda; "üzerimizde" olacak..
Yer küresindeki kurulu; tarih ve turizm ağının "içerisinde" yer alacağız.
Özellikle "turizm" hareketliliği için..
***
Yani artık turizm kentiyiz..
Eee..
Yıllardır dem vurmuyormuyuz..
Diyarbakır "inanç ve kültür" turizminin, cenneti.
Ama "bacasız" fabrikasını, bir türlü tutturamıyoruz diye..
Para kazanamadık.
Turist sayısı bir türlü; "artıramadık"
***
Mardin'e,
Şanlıurfa'ya,
Adıyaman'a,
Elazığ'a imrendik durduk; "onlar" 500 bin ila 1 milyon arasında, Turist ağırlarken..
Tarih ve kültür kenti Diyarbekir; "200 bini" bulamıyor..
***
Bırakın konaklamayı..
Günü birlik; "bir durak" misali seyahat acentalarının, envanterinde..
Açık hava müzesi olduğumuz halde..
Zenginliğimizi yaşayamadık.
Varlık içerisinde; "yokluğa" mahkum olduk..
***
İşte İçkale..
İşte Sur çevreleri..
İşte, Sur içindeki tarihi evlerin hal-i vaziyeti..
Yollarımız..
Altyapımız.. 
Gecekondulaşmamız..
Ne yazık ki; hala da "çarpıklıklardan" arındırabilmiş değiliz..
***
En barizi..
Ne turizm zabıtası,
Ne turizm polisi,
Ne de, turist rehberimiz,
Ne de çevresel temizlik timlerimiz,
Beri yanda; "güvenliği" sağlayacak, görevliler..
Yok..
***
Sonuç itibariyle!
Yıllar yılıdır; "çok farklı" gerekçeler sunarak.
Ya da; "bahaneler" üreterek, gevşekliğimize.
İlgisizlik..
Sorumluluktan kaçınma; "zafiyetinden" söz edebiliriz.
Ama artık; "silkelenmemiz" gerekir..
***
Çünkü artık; dünyanın gözü üzerimizde..
Bu yaşamın her alanı için; "bize kazanımdır.."
Zenginliktir..
Kapital getiridir..
Her kesimin bundan; "nasiplenmesidir.."
İşsizliğin..
Yoksulluğun,
Gelir düzeyindeki düşüklüğün "hayatı zindan" ettiği bir şehir için; nimettir…
***
O'nun için..
Surlarımızın,
Hevsel Bahçelerimizin,
Dünya Miras Listesine dahili; "büyük kazanıma" dönüştürebiliriz..
Ha gayret diyelim..
İnanın azami bir gayret,
Azami bir hareketlilik,
Azami bir kolektif çabayla; "Turizmde", ülkenin değil Ortadoğu'nun "Kültür Başkenti" oluruz..
***
Yeter ki..
İmkanları birleştirebilme becerisini ortaya koyabilelim.
İnsanlarımız!..
Neden göç ediyorlar,
Neden her yaz mevsiminde yollara düşüyorlar.
İş, aş için; "mevsimlik" işçi olarak, batıya gidiyorlar…
***
İstihdam alanları olmadığı için..
Bu gün..
Diyarbekir'deki gençlerin büyük kesimi..
Sahil kentlerinde..
Turizme açık otellerde, işyerlerinde çalışıyor..
Eğer ki..
Biz turizm'deki bacamızı tutturabilirsek..
1 milyonu bulan, turist sayısına ulaşırsak..
Tüm değerlerimiz evlatlarımız; "yanımızda" olur..
***
Hazır;
Surlarımız,
Hevsel Bahçelerimiz dünya miras listesine alınmışken..
Diyorum ki; bu gidişatı hızlandıralım..
Yeni yeni; "tarihi mekanlarımızı" listeye dahil etmenin gayretine girelim..
Bu fırsatı "yeni kazanımları" sağlamanın şansı olarak, "Diyarbekir'i turizm kenti" yapalım..
***
Kapıyı araladık.. İçeriye girdik..
Değerlerimizin dünya ile entegrasyonu bu kapıyı sonuna kadar açmakla mümkün olabilir..
Biraz gayret..
Biraz kolektif kültürüne dahil olmak..
Biraz da; siyasi hizipleşmeden uzak kalmak gerekir..
***
Bir kez daha!..
Bu uğurda; "mücadele eden" herkese..
Tüm şehr-i Diyarbekir ahalisine,
Bu kentin bir ferdi, düşüneni olarak; "teşekkür" ediyorum..
Ve minnettarım..
Bu duygularla; "Ey Amed halkı, Amed’e, Diyarbekir'e, Diyarbakır'a" bir omuz ver…