HALA DA ANLAMAYAN VAR?

Mesele!
Evet, mesele 'Berkin Elvan' meselesi değil.
Olamaz da.
Zaten böyle görmek büyük bir "gaflet"
Niyet, farklı.
Elvan sadece niyete "bahane!"

***

Onun için.
Mesele; "sıradan" bir eylem değildir.
Ülkenin,
Çözüm sürecinin,
7 Haziran seçimlerinin,
Ve tabi ki, "yargıda" olan birçok dava için; "suikast" mahiyetli bir eylem!

***

Çünkü DHKP-C.
Yapısal kimliği.
Ve faaliyet alanı; hiç kuşkusuz ki "taşeron!"
O'nu harekete geçirenler de belli…
Yerel olduğu kadar…
Küresel kimliğe "sahip" Seküler güçler.

***

Korku…
Kaos…
Panik ve endişeler "üreterek" toplumsal "travma" yaratmak…
Ve bu fitneyle…
Gözüne kin ve nefretin perdesi çekilmiş ağabeylerinin tek hedefi olan; "İktidarı" alaşağı etmek…

***

Yani, oyun büyük bir oyun!
Ve tarihsel kimliğe sahip…
Tıpkı;
60'ların…
70'lerin…
80'lerin "planına" kurgulu bir oyun sahnesi…
Ne yazık ki, bu oyunun taşeronu da Avrupa Gladyosu DHKP-C!

***

Çünkü.
Türkiye en büyük meselesi olan; "Kürt sorununu" çözme noktasında.
Sosyal.
Siyasal.
Ekonomik.
Ve kültürel bazda; sorunun çözümüyle "huzur ve refahı" yakaladı…
PKK eldeki silahı artık kullanmıyor…

***

Türkiye…
Tüm enerjisini "büyümede" kullanıyor.
Ortadoğu'da.
Hatta Avrupa'ya dahi "söz geçiren" ülke konumunda…
Hele ki, 7 Haziran'ın "Yeni Türkiye ve Sistem Değişikliğine" odaklı görülmesi.

***

Vesayetçi.
Seküler.
Demokrasi "düşmanı" ve kandan beslenen Avrupa, "Türkiye'nin bu mevcudiyetini" hazmedemiyor.
Onun için de, PKK sahadan çekildi, bari "taşeron" DHKP-C'yi uyandıralım…
Ki öyle de yapıldı.

***

Yoksa.
Mesele "Elvan" olmuş olsaydı.
Ya da; ölümünden sorumlu tutulan polisler olsaydı.
Yürütülen soruşturmanın seyri olsaydı.
Rehine girişimi; "kanlı" sonlanmazdı…
Ne savcı Kiraz şehit olurdu…
Ne de eylemci örgüt üyeleri öldürülürdü.

***

Ki, Elvan soruşturmasında en büyük merhaleyi aldıran.
Sonuca yaklaştıran.
Faillerini "gün ışığına" çıkarma aşamasına getiren…
Savcı Kiraz'dı…
Ama değil…

***

Çünkü Savcı Kiraz'ın rehin alınması…
Ve operasyonun, "sonlanması" süresi 6 saat sürdü.
Bu sürede; "müzakereler" yapıldı…
Ölüm olmadan…
Kan dökülmeden; "uzlaşıya" varabilmek için.
Görüşenler…
Diyalog kuranlar, "umutlu" mesajlar verdi.

***

Ama!
Mesele ve niyet farklı olduğu için.
Eller tetiğe gitti.
Önce Savcı Kiraz başından, teröristlerce vuruldu.
Sonra.
Kıyamet koptu, peş peşe silahlar patladı.
Onlar. 
Yüzler.
Ve kanla, ölümle sonuçlanan bir gece…
 

***

Netice itibariyle!
Eldeki veriler.
Basına sızan bilgiler.
Erdoğan ve Davutoğlu'nun; "dış bağlantılarla" alakaları söylemi.
Ve tabi ki; "eylemin" biçimi…
Kullanılan argümanlar şunu gösteriyor.
7 Haziran'a kadar olan zaman dilimi, "pek huzurlu" geçmeyecek!

***

Yeni yeni büyük eylemler.
Ölümler.
Ve katliama varan suikastların "planlarının" hayata geçirilmesi için; düğmeye basıldı.
Onun için.
Uyanık olmalıyız.
Hele ki, Provokatif giriş ve eylemlere "meyil" vermemeliyiz.

***
 
ADLİYE'DEKİ ZAFİYET!

Peki, kanlı olaydaki zafiyetler.
Yani hiç konuşulmayanlar; nedir?
Eylemciler.
Adliye'ye nasıl girdiler?
Silahı nasıl temin ettiler?
Binanın 6 katına nasıl çıktılar?
Savcı Mehmet Selim kiraz'ın odasına nasıl girebildiler?
Bu sorulara yanıt yok.


***

Deniliyor ki;
Çağlayan Adliyesi en güvenlikli adliye.
Kontrolü yüksek yer.
İçeri girenler.
Tabiri caizse "iç çamaşırına" kadar arınıyormuş?
Yani bu kadar sıkı güvenlik söz konusu…
Ama bir şey var.
Adliye girişinde; "aramayı" polis yapmıyor.
Özel güvenlik elemanları yapıyor.


***

İşte burada, dur demek lazım.
Hatırlarsak…
Sabancı suikastında, DHKP-C.
Yine, "özel güvenlik" elemanı olarak Sabancı holdinge sızmıştı.
Yani plan; "iç destekli" işlemişti.


***

Velev ki, sahte avukat cübbesi…
Ve kimliği kullanılmış…
Baro başkanı diyor ki, "Avukatların" kimliği cipli.
Ve geçişte; "boy resimle" güvenlik elemanları tarafından görülüyor.
Yani "Avukat" kimliğiyle, içeri girmek zor…

***

O zaman!
Burada pür dikkat edilmesi gereken; "silah" Adliye'ye nasıl girdi.
Ya, Savcı,
Ya Hâkim,
Ya Avukat,
Ya Adliye çalışanı,
Ya da Özel Güvenlik elemanı. 
Tüm bunlar; "benim nazarımda" şu an için, yardım-yataklık noktasında şüpheli…

***

Gelelim; "eylemcilerin" örgüt propagandasına.
Maskeler.
Flamalar.
Örgüt bayrakları.
Bunlar nasıl "Adliye'ye sokuldu"
Ve yine; eylemciler Savcı Kiraz'ın odasındaki dizaynı icra ettikten sonra "çektikleri" resimleri, sosyal medyada paylaşmaları.
Hepsi; kendi içinde onlarca soru üreten sorular.
Zaten örgütlerin yapısal ve eylemsel yönleri; "labirent" kimlikli?
Hücresel…
 

*** 

Ki, hücresel faaliyet noktasında…
Eylem günü…
Elektriklerin de gün boyu ülke sathında kesilmesi; "ilişkili mi" sorusunu da akla getiriyor.
Örgüt üyeleri; "olası takiplere" yakalanmamak için…
Bulundukları yerden; "taşınması?"
Nitekim dünkü operasyonların, neticesizliği de bunu göstermiyor değil…

***

Ve bir not…
Aklımın almadığı; "çatışmadaki" mermi sayısı.
Ve eldeki; "silah" sayısı…
Dün açıklandı. 
Eylemcilerde "tek" silah varmış.
Silahın şarjörü, 7 mermilik.
Yani bu durumda da bir gariplik söz konusu…
Uyarı ateşi…
Merhum Savcı Kiraz'a sıkılan mermi sayısı; "birçok acabalı" soruyu ikmale getiriyor…

MEKÂNI CENNET OLSUN?

Mehmet Selim Kiraz.
14 yıllık bir savcı
Genç.
Siirt kökenli.
40 yıl önce ailesi Kayaboğaz köyünden; "göç" etmiş.
Kan davası yüzünden.
15 yıl önce, O'nun girişimleriyle "bu anlamsız kan davasına" son verdirmiş.
Aileler arasında; "barışı" sağlamış.
Dün, kanlılarından şu mesaj ajansa yansıdı.
"Yaşananları kınıyoruz.
Bizim kardeşimiz ölmüş gibi acı yaşıyoruz."

***

Kiraz.
Ecelinin mesleği olacağını nerden bilebilirdi?
Terörün onu makamında…
Ve Türkiye'nin gözü önünde; "katledileceğini"
Bilemiyorum.
Bunu bilseydi; "mesleğe" devam eder miydi, etmez miydi?
Ama!
Dostlarının anlattığını göre; "dava adamıydı?"
Hakkı, hukuku ve adaleti "icra" edendi.
Yani yamuk değildi…

***

Evet.
Aslında şu soru insanın yüreğini yakıyor…
İnsanlar ölüme isyan ederken, neden ölümle neticelendirir ki bir olayı?
Şimdi sormak istiyorum…
Özellikle, bu vaka üzerinde "masumiyet" üretenler…
İktidarı devşirmek isteyenler.

***

Peki, Kiraz'ın şehit edilmesi her şeyi bitirdi mi?
Olay çözüldü mü?
Berkin Elvan geri geldi mi? 
Failleri bulundu mu, yakalandı mı?
Yok.
Bu kan nereye kadar dökülecek?
Bu kan,
Bu ölümler,
Bu hain planlara yem olmak bizi nereye götürür bilmem.
Ama bildiğim; birileri bizim kanımız üzerinden, "bize haince" kumpas kuruyor.

***

Evet.
Şehit savcımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Ailesine de Allah sabır versin. 
Ruhu şad olsun.
Mekânı cennet olsun.
Tüm Yargı camiasının da başı sağ olsun.