Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

KOBANİ ÜZERİNDEN SİNSİ PLAN!…

Soru şu…
Kobani neden IŞİD'in hedefinde.
Ve IŞİD ısrarla neden Kobani bölgesini ele geçirmek istiyor?
Tabi ki Kürtler için "Kobani'nin" önemi ve stratejik durumu nedir?
İkinci sorudan başlayalım.
Kobani.
Kürtler için neden; bu kadar önem arz edici olduğuna bakalım?
***
Malum.
Irak ve Suriye’deki; "otoritesizlik" denge değişimi yarattı.
Ki burada; "Kürtler" hal-i hazırda kazançlı.
PYD. Şuan bölgedeki inisiyatifi elinde tutuyor.
Rojova.
Batısında Afrin.
Doğusunda ise; Cizire kantonu var. 
Kurtarılmış bölge.
Yani; "Demokratik Özerklik" ilanı yapılmış coğrafya.
***
İşte Kobani kantonu diyebileceğimiz alan.
Ki Türkiye sınırı.
Kantonlar arasındaki "irtibatı" sağlayan bir bölge.
Gidiş-geliş için.
Eğer ki, Kobani düşerse. 
O zaman; "tüm kantonlar" oksijensiz kalır.
Kürtlerin özellikle Suriye'deki; "varlıkları" topyekûn tehlikeye girer.
***
Hele ki elde edilen tüm kazanımlar; yok olup gider.
Eskiye dönülür.
Varlar, ama yoklar.
O'nun için Kobani Kürtler için "var ve yok alma" noktasında.
Ki buradaki kayıp.
PKK kadar.
Türkiye ve Kuzey Irak'taki Kürtler için de; "onur" meselesi.
***
Kürtler savaşçı bir toplum.
Özgürlüklerini de.
Haklarını da.
Yaşamsal coğrafik alanlarını da; "bu ruhlarıyla" kazanmışlardır.
Kobani bu nedenle; "tüm" bölgesel güçlerin kaypaklığına rağmen; "direnişinde" ödün vermiyor.
Başarı sağlıyor.
***
IŞİD'e gelince.
Kobani neden hep hedefinde.
Kobani.
IŞİD'in Suriye'deki Ana karargâhı olan Rakka kentine çok yakın.
Ve denetimindeki birçok bölgenin de; "orta" yerinde.
Stratejik önemi büyük.
***
Ki IŞİD'in son iki sızma saldırısı.
Hem; "intikam" amaçlı.
Hem de, olası Musul bağlantılı tüm kendilerine yönelik "imha operasyonlarını" geriletmek.
Aynı zamanda!
Kobani yeni bir hamleyle; "ele geçirmeyi" sınamak.
***
Evet.
IŞİD endeksli; savaş.
Esed'i devirme; "iç savaşı."
Ortadoğu’daki; "dengesizlik".
Hepsi.
Aslında bölgesel ve küresel aktörlerin; "kaza kazan" mahiyetli; "oynadıkları" satranç oyunu.
Sizce!
***
Bu nedenle.
Coğrafyanın asli unsurları olan Kürtler.
Ve bin yıldır birlikte yaşadığı tem; kimlikler?
Yekvücut olmalı.
Aksi takdirde;
Küresel güçlerin "toplama" örgütü olan IŞİD projesi "hedefine" ulaşmış olur.
Olan; bölgedeki haklara olur.
Özellikle..
Bugün için Ankara ve İstanbul Kürtler için ne kadar önem arz ediyorsa.
Türkiye için de; Kobani o kadar önem arz etmeli.
***
Bilinmelidir ki.
Bir asır öncesinde; "bın-ı xettı" (Tren yolunun altı) denilen çizgideki coğrafya.
Bu bölgeye aitti.
Birileri Lozan'da yazıp çizdi; Kürtler dörde böldü.
Yani oyun içinde oyun oynanıyor.
Özellikle; KOBANİ üzerinden Türkiye karıştırılmak isteniliyor.
Hem kendi içinde..
Hem de, Ortadoğu'nun batağına çekilmek isteniyor..
Uyanık olmalıyız.
 
***
Gelelim!
Kobani'ye sızma yapan; IŞİD çetelerinin saldırısına.
Onlarca sivil.
Kadın, çocuk demeden "katledildi."
Yüzlerce de yaralı var. 
Yazıyı kaleme aldığı esnada; Kobani'ye sızanlarla PYD güçleri sivil destekle; "çatışıyordu?"
Ölü ve yaralı sayısının da arttığı ifade ediliyor.
***
IŞİD ELEMANLARI NERDEN SIZDI?
Evet.
Herkesin kafasındaki soru şu IŞİD çeteleri nerden geldiler?
Türkiye sınırını kullandılar mı, kullanmadılar mı?
Ya da; Özgür Suriye Ordusu bünyesindeki bir örgütü mü; kullandılar?
Doğrusu; bu konuda bir dizi spekülasyon var.
Ki bu iddialar Türkiye'nin Suriye politikasını icra ettiği tarihten bu yana var.
El Nusra üzerinden IŞİD'e lojistik destek verildiğine dair.
Ama Ankara hep inkâr etti.
***
Şimdi.
Son iki saldırıyla alakalı; yeniden aynı söylem var.
Nitekim son 48 saat içerisinde; iç ve dış etkenler bu soruyu sıkça, gündem oluşturdular.
Hakikat ne?
HDP dün bu mevzuuya soru önergesiyle meclise taşıdı.
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan imzasıyla.
 
 
***
İŞTE HDP'NİN SORU ÖNERGESİ?
Önergede,
”Saldırılarda 100’ün üzerinde insanın yaşamını yitirdiği, 200’ün üzerinde de yaralının olduğu resmi makamlarca açıklanmış bulunmaktadır. 
Tüm bu saldırıların DAİŞ çeteleri tarafından Türkiye sınırı kullanılarak gerçekleştirildiği iddiaları var. 
Yetkililerin önceden bu saldırılardan haberdar olduğu ve bu saldırılara göz yumduğu başka bir iddia konusudur” deniliyor.
***
Ayhan, Başbakan Davutoğlu’nun cevaplamasını istediği sorular şöyle;
* ‘Cerablus tarafından olmuş açıklamasının kaynağı nedir?’
* Anadolu Ajansı, sabah 04.30’daki canlı bomba saldırısının görüntülerine nasıl ulaşmıştır? Görüntüler Anadolu Ajansı’nın muhabirlerince mi çekilmiştir? Yoksa güvelik kamerasıyla çekilen görüntüler midir?
* Şayet görüntüler ajansın muhabirlerince çekilmişse sabah 04.30’da ajans muhabirlerinin sınırda bulunmasını nasıl izah edersiniz?
* Urfa Valiliği’nin, sızma Cerablus tarafından olmuş açıklamasının kaynağı nedir? Bu bilgiye saldırıdan önce mi yoksa sonra mı ulaşılmıştır?
***
* Saldırı öncesi böyle bir saldırının gerçekleşeceğine dair devlet makamlarının elinde herhangi bir istihbaratı bilgi bulunmakta mıydı? Şayet var ise bu bilgiyi yetkili merciler ilgili devlet kurumlarıyla paylaşmış mıdır?
* Gerçekleşen saldırı sonrası güvenlik güçlerince yakalanan DAİŞ çeteleri var mıdır? Sayıları kaçtır? Bunlara dair ne gibi hukuki işlem yapılmıştır?
* Bu saldırıların tekrarının yaşanmaması için sınırda ne gibi güvenlik tedbirleri almayı planlamaktasınız? Buna dair ilgili bakanlıklara talimatınız olmuş mudur?
* DAİŞ çetelerinin Kobani’deki sivil halka dönük bu insanlık dışı saldırılara karşı hükümetinizin tutumu ne olacaktır?
***
ANA MUHALEFET PARTİSİ KİM OLACAK?
Diyelim ki; AK Parti ve CHP anlaştı.
Hükümeti kurdu.
Bakanların "paylaşımı" kusursuzca yapıldı.
CHP "çekincelerinden" vazgeçti.
Erdoğan için; "Cumhur'un" reisi; Beştepe'ye diyeceğimiz yok dedi.
AK Parti de; "iyi ki varsınız" dedi.
Davutoğlu Başbakan.
Kılıçdaroğlu'da, yardımcısı oldu.
***
Yani. 
İktidar tamam dedik.
Peki, "Ana Muhalefet" unvanı kimde olacak?
MHP mi ana muhalefet olacak?
Yoksa HDP potansiyel başarısıyla, Ana muhalefet unvanını mı alacak?
Doğrusu; İki partinin "sandalye" sayısı eşit. 
80–80...
***
Galiba.
Mevzuu; Türkiye'nin siyasi "hayatında" bir ilk.
Diyeceksiniz ki "oy oranı" önemli.
İyi ama parmak sayısı önemli değil mi?
MHP.
Yüzde 16'lık bir oy oranına sahip.
HDP ise yüzde 13'ün üzerinde.
Oy oranında fark var, lakin temsilliyet sandalyesi açısından sayısal eşitlik var.
***
Bu durumda.
Oy çokluğu noktasında MHP ana muhalefet partisi ilan edilebilinir?
Tabi; Yasal bir tanım yok bu noktada.
Oy çokluğuyla alakalı.
Tartışmalı. Ancak "işbirliği" yapmaları lazım…
Özellikle.
Ana muhalefet partisi olabilmek.
Ya da, Anayasal bir hakkı kullanabilmek için; 110 vekilin imzası şart.
***
Malumunuz üzre; Ana muhalefet partisi salt "protokoller" bir konum değil.
Devlet protokolündeki yerinin dışında.
Yasal birçok hak var.
Özellikle, Anayasa'ya göre "yasaların iptali" için, Anayasa Mahkemesine başvurma hakkı var.
Cumhurbaşkanı.
Mahkemeler.
TBMM.
Ve Dış ilişkilerde; "Ana muhalefet" değer üstü.
Pek tabi ki Siyasi üstünlük sağlama da; "iktidarda" cebelleşme açısından da; "kazanım".
***
Sonuç itibariyle!
MHP'nin de, HDP'nin de; "birbirlerine" yönelik cüzamlı davranışları.
"Yan yana" gelmemeleri.
Hizip fikriyat duruşları.
Zorunlu olarak bir kenara bırakıp; "işbirliği" yapacak. 
Tokalaşacaklar.
***
Ya da.
AK Parti ve CHP'li koalisyonlu hükümet.
Ana muhalefetsiz!
Bir meclis aritmetiği içerisinde; keyfiyet yaşayacak.
Neyse!
Bir hükümet kurulsun da. 


Bu Makale 8869 kere okunmuştur.