Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

RÖVANŞ OPERASYONU MU?

Pozisyon belli!
Güçlerin çakışması.
Yani; "güç kavgası".
Ve alan hâkimiyetini "ele geçirme" gayreti!
Hepsi bu!!!
Hükümet ve Cemaat.
Hal-i hazırda, "paylaşmazlıkları" kim kimi ezerse!
***
Dün Cemaat’e operasyon yapıldı.
Genel kanı; hükümet rövanş atağını başlattı.
Hem, 17–25 Aralık "Yolsuzluk" operasyonu.
Hem de, Tırların durdurulması.
Öte yandan "Gezi" eylemlerine ilişkin...
Yani, kendisine yönelik adına "darbe" girişimi dediği operasyonların, sene-i devriyesinde; rövanş yaptı.
***
Zaman Gazetesi.
Samanyolu.
Bugün gazetesi yazarı.
Görevden alınan ve halen görevli "polis" memurları.
Bir ölçüde "cemaatin" polis bağlantılı, medya ayağına operasyon!
Polis ve gazeteci!
30'un üzerinde isimden söz ediliyor!
***
Şu an için, 27'si gözaltında.
Kaçanı var, firar edeni de var.
Bir de, Okyanus ötesinde şüpheli olan da var.
Fethullah Gülen!
Evet, operasyon sürüyor.
Soruşturma ise; "Torba Yasası" hikmetiyle, "kısıtlı" içerik tanımıyla yürüyor.
Nasıl mı, bilgi alınmaz, meçhul?
 
 
***
Gözaltılar.
Ve operasyonun "şekline" girmeyeceğim.
Aklı-selim var.
Ama işi şova dönüştürenler de var.
Mağdurları oynama.
İçinden "siyasi rant devşirmek" isteyen de oldu.
Sokağı germek isteyen de.
Onun için tüm bu aksiyon hareketleri kapsam dışı bırakıyorum…
***
Soruşturmanın seyri 2009'a dayanıyor.
El-Kaide bağlantılı…
"Tahşiye örgütü".
Maşallah.
Yeni bir örgüt "icat" edilmiş oldu…
İlk dillendiren de, Gülen hocaymış diyorlar.
Eee.
Ergenekon.
Hükümet bile.
Paralel için "suç isnat" edin dediğini hatırlarsak.
Rövanş operasyon da benzer durum kafa karıştırmaz mı?
***
Neyse!
Fikri beyanım şudur.
Tarafların birbirlerine yönelik salvoları "kabul" edilir değil.
Ne dün için.
Ne de bugün için.
Özellikle "devlet kurumlarının" bu yolda kullanılması.
Yani; "Erk'lerin" savaşını acımasızca icra etmek yanlış!
***
Türkiye için.
Hele ki Çağdaş-demokrasi noktasında mevzuular bir hayli ayıplı.
Aynı zamanda vahim!
Tehlikeli.
Ve sinsilik içeren; "sonuçları" yaratabilecek bir provokasyon!!!
Ateşle-barut misali.
***
Meşru mu?
Hayır.
İki cenah için de durum "meşruluk" içermiyor.
Çünkü "tarafların" dünü ve bugününü "analiz" ettiğinizde; "hakkaniyet" içeren, bir durum yok!
Suç var. Suçlu var.
Ama "içine" sıkılan çevresel atıkla, sulandırılıyor.
Tahribat herkes için vahim!
 
***
Velhasıl, Ana gayret bellidir.
Mücadelenin hakkaniyeti, "ülke ve millet" için değil.
Tamamen; "kendi" menfaatperestliklerine dayalıdır.
Hükümet; "yolsuzluğum, usulsüzlüğüm" ortaya çıkmasın diyor.
Cemaat ise, "elimdeki" güç alınmasın.
Okullarıma, dershanelerime dokunulmazsın.
***
İşte durum böyle olunca da hadise; "sapla-samana" dönüyor.
Hak. Haklılık. Haksızlık.
Yalan. Dolan. Doğru. Hakikat.
Öyle ki, "derin" bir girdap içerisinde herşey "acımasızlığa" odaklanmış.
Vatandaşın da kafası karışık.
Seçim arifesinde bu hamle; iki yönlü manidarlık arz ediyor.
***
Neyse!
Vaka taze.
Bir de, "kısıtlama" var hukuki işleyişte.
En önemlisi de; yandaş ve candan "medyanın" manipülasyonu zihin kaymasına neden oluyor?
Siyasilerin de; "politik" çekişmeleri.
Mevzuuyu; "birçok yönüyle" mecradan saptırıyor.
***
Onun için!
Şimdilik diyorum ki; "vaka" bir birine dokundurulan iki yumurta gibi.
Malum!
Dokunduklarında biri kırılır, diğeri de çatlar.
Şuan ki, Operasyon!
Ve önceki operasyonlar "iyi tahlil" edildiğinde kim kaybetti, kim kazandı net görülür?
Bu nedenle; bekleyip görelim.
Sazan olmamak lazım.
***
Ama hakikat şudur ki.
İki yılı bulan bu kavga.
Türkiye için.
Özellikle ülkenin yarınları için; "millete ve devlete" ağır bedel ödetmiştir.
Ve halen de ödetiliyor.
Öncelikle bunu görmek lazım.
***


HDP, CHP'ye göz kırptı!
Maşallah.
Ne diyelim. Bin kere Maşallah!
Nazar değmesin.
CHP ve HDP "evlilik" flörtünde.
Nişanlılık süresi bitti.
Artık düğün günü için; "gün" sayıyorlar.
***
Baksanıza!
Dün, Adil Zozani, "flörtü" deklare etti.
CHP'ye.
Kılıçdaroğlu'na "çağrı" yaparak.
Dedi ki; "Gelin ‘Demokratik Cumhuriyet Partisi’ gibi bir şemsiyenin altında birleşelim"
***
Hatırlarsanız!
Kılıçdaroğlu Diyarbakır'da sinyal vermiş ti?
Neden olmasın?
Ama hal-i hazırda; "konuşmuşluk" yok diye de eklemişti.
Demek ki, Zozani'nin bu çıkışı.
Bir konuşmuşluğun "yapıldığına" işarettir.
***
Garip bir hal.
Tam da bu haberin, "ikmaline" fikir üretilirken, Demirtaş'dan mesaj geldi.
Almanya’nın Frankfurt kendinden.
"Seçime HDP parti olarak girecek.
Bizim yüzde 10 baraj korkumuz yok."
Göreceğiz!!!
***
Ne demişler; inatta bir murattır.
Ama iki inat bir olunca murat olmuyor.
Tıpkı, iki yanlış bir doğru etmediği gibi "muratta" vermez.
Mesele; "kısır" kalır.
***
Nitekim!
Yakın geçmişte; "ittifakların" ne kadar verimli olduğunu gördük?
Ne kadar; "kısır" sonuçlar verdiğini de!
Ben, CHP ve HDP'nin ittifakını da.
HDP'nin "tek başına" seçime girme inadının da; "verimli" olacağını düşünmüyorum.
 
***
Ne diyelim?
Karar onların.
Tercih siyasi liderlerin.
Takdir de; "seçmenin" parti tabanın.
Nikâh evresini sonlandırıp düğün gününe gün sayma hal-i nasıl sonuçlanacak?
Kısa zaman kaldı.
Ama göreceğiz; nikâhta nasıl bir keramet vücuda geldiğini?


Bu Makale 2747 kere okunmuştur.