TRİLYONLUK ARAZİ'DEKİ ORGANİZE!

Diyarbekir.

Hakikatten.

Tartışma götürmez bir gerçekle; sahipsiz!!…

Sahipsiz bir memleket.

Ki bu "kimsesizlik" ne yazık ki, "şehrin" her karış toprağında vaki.

Bireyinden tutun da, iş dünyasına kadar…

***

Sahipsizlik.

Hukuksuzluğu,

Yolsuzluğu,

Rüşveti,

Suiistimalleri,

Alavere-dalavereliği de ne yazık ki; "sektörel" hale getirdi.

Her mevzu çapanoğlu…

Herkes.

Ama herkes olup-biteni kanıksamış durumda.

***

 

İtiraz eden var mı?

Var diyen varsa.

Buyurun...

Kafasını çıkarsın, dışarıya baksın.

Çevresine.

Günlük yaşam alanına.

Soluduğu havaya.

Yürüdüğü sokağa.

Alış-veriş yaptığı mekâna.

Çalıştığı… Ya da işini gördüğü devlet kurumlarına bi baksın…

İşler nasıl "icraaa!" ediliyor…

"İlla ki" katakulli bir durum; olmadan hangi iş yapılmış..

Ne mümkün…

 

***

Evet, şu söz yerli yerinde.

Memleketin "çivisi" çıkmış…

Doğru.

Peki, bunları niye mi söylüyorum!

Niyemi yazıma firiş olarak, ifade ettim..

Hakikat şu mevzuda kamil.

Son günlerin en çok konuşulan, tartışılan ama "yüksek sesle" dillendirilmeyen yolsuzluk-usulsüzlük skandalı…

Silsile misali!

Kadim şehrin; trilyonluk "arazileri" nasıl, peşkeş çekildi.

Hem de Diyarbekir'in "kalbi" olan bir bölgede.

***

Mevzuu şu...

Bahse konu arazi.

Kayapınar ilçesindeki 140 ve 149'uncu parseller.

30 bin kişilik şehir stadı.

TOKİ'nin, şahıslara sattığı araziler.

Kayapınar Belediyesine,

Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen araziler.

Ve Mera alanları.

Tüm bunları kapsayan toplamda; bin dönümlük arazı.

Şimdi sıkı durun.

Bin dönümlük arazi "nasıl" katakulliye getirilerek; sivilleşiyor.

Ve yasalar.

Mahkemeler.

Kurumlar bir anda; "baypass" edilerek; kararın "kesinleşmesi" sağlanıyor.

Şöyle.

140 ve 149 nolu parseller için; 1996 yılında bir dava açılmış…

110 kişilik bir müşteki grubu.

Ancak 1970'de bu bölgenin "mera" olarak kullanımı tescilleniyor…

Yani dokunulmaz.

70 yıldan buyana, mera olan bu arazi.

Ne hikmetse.

29 Aralık 2014 tarihinde Diyarbakır Kadastro Mahkemesinde bir dava açılıyor.

1966 yılındaki davaya istinaden…

***

Mahkemenin maşallahı var.

20 yıl. 30 yıl. 40 yıl süren arazi davalarını "karara" bağlamazken.

Bu davayı.

Mahkeme 6 ay içerisinde tüm delilleri toplayarak.

Bilirkişi raporlarını hazırlayarak.

Jet hızıyla, 10 Haziran 2015 tarihinde, davayı karara bağlıyor…

Ki kararın verildiği duruşmada;

Ne hazine avukatları var,

Ne Mezopotamya Mahallesi Muhtarı ne de vekilleri bulunmuyor.

***

Kararın muhtevasına gelince.

Kadastro Mahkemesi...

30 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Yasa'yı bypass ediyor.

Yani göz önüne almıyor.

Peki, Yasanın 16'ncı maddesi ne diyor?

"Mevzuatla orman köyleri ve orman köylüsüne tanınan hak, sorumluluk ve imtiyazlar orman köyü iken mahalleye dönüşen yerler için devam eder. İlçe belediyesine katılarak mahalleye dönüşen köy, köy bağlısı ve belediyelerce kullanılan mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden bu mahalle sakinleri ve varsa diğer hak sahipleri 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri çerçevesinde yararlanmaya devam eder."

***

Ne demektir bu!

Mera alanları konusundaki muhataplık, artık Mahalle veya Köy muhtarlıklarında değil.

Ya kimde.

Belediyelerde… İl ve ilçe belediyeleri; "mera konusunda" muhatap.

Yasa bu kadara çık iken.

Ne gariptir ki, dava hazine ve muhtarlık üzerinden açılıp, karara bağlanıyor.

Bilirkişi raporları deniliyor.

Ama kent merkezinin içinde yer alan imarlı bölgeyle ilgili;

Ne Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünden,

Ne de, Belediyelerden konu hakkında "görüş" istenilmemiş.

Kısacası.

Davanın Hazine ve ilgili belediyeye açılması gerekirken.

2014 yılında kurulan Mezopotamya Mahalle Muhtarlığı'na açılmış.

Ve Karar.

Daha sonra 15 günlük itiraz süresinin işlemesi için; Diyarbakır İl Defterdarlığına gönderiliyor.

Yani Milli Emlaka…

Ne gariptir ki…

Hazine Avukatları Mahkemenin verdiği karara "zamanında" itiraz etmiyor.

Böylece karar "kesin" hükmünü alıyor.

İş bitirici.

Ki isimleri Diyarbakır kamuoyunda "çok bilinen" davanın avukatları "alel acele" topu işlemlerine başlıyorlar.

Kimi avukatlar "devri" dahi yapıyor.

***

Ancak!

Tapu işlemleri esnasında; "skandal" patlak veriyor.

Defterdarlık…

İlk etapta görevli "evrak" memurunu açığa alıyor.

Tapuda bu alanların da satılamayacağına ilişkin mahkeme kararına "tapuda şerh" koyduruyor.

Satılamaz diye!

Ama atı alan Üsküdar’ı geçti misali; "satılan satıldı?"

Ankara'dan müfettişler istendi.

Şimdi "idari küsur" noktasında, soruşturma yürütülüyor.

Sonuç değişir mi; zor görünüyor.

Çünkü hukuki kazanılmak bir durum söz konusu.

***

Buarada.

Hazine avukatları, Büyükşehir Belediyesi'ne kararın örneği gönderiliyor.

"Bunu temyiz" edin diye.

Ne var ki.

Bilahare bilinmez bir nedenle "bu yazı" geri çekiyor.

Durum.

Belediyeler tarafından fark edilince.

Büyükşehir de.

Kayapınar Belediyesi de "kararı temyize" götürme kararı aldı.

Lakin "temyiz" kararı ancak Adalet Bakanlığı'nın hükmüne bağlı.

***

Yani.

Ceza Mahkemeleri Kanunun 343. maddesi uyarınca.

Temyize gitmeden kesinleşen "kararlar" için, Adalet bakanlığı'na "kanun yararına temyiz hakkı" tanınıyor.

İşte, Bakanlık bu hakkı uygular mı, uygulamaz mı onu da, zaman gösterecek?

Trilyonluk bir arazi.

Şehrin rantı yüksek bir mevkideki bu arazide neler var

Diyarbakır Şehir Stadı,

TOKİ'nin parselleyerek sattığı araziler,

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne Hazine tarafından satılan yeşil alanlar,

Diyarbakır Talaytepe köyü yerleşkesi, mera alanı."

Şimdi.

Artık özel kişilerin elinde.

Denilene göre metrekaresi;

300 dolardan başlayıp 800 dolara kadar yükseliyor.

Yani, trilyonluk bir rant!

Buarada.

Valilik mevzuuyla alakalı bir soruşturma başlatmış.

Sadece bir evrak memurunun açığa alınmasıyla iş bitmez.

Kesin olmamakla birlikte.

İl Emniyet Müdürlüğü,

Cumhuriyet Başsavcılığı da "kokusu hayli" kötü olan mevzuuyla ilgili "çalışma" başlatmış.

 

***

Velhasıl.

Tepeden tırnağa "kent sahipsizliğini" ortaya çıkan.

Enva-i hile ve desiseden söz edilen mevzuu da;

Hazine avukatlarının karara itiraz etmemeleri,

Mahkemeye katılmamaları,

Mahkeme kararıyla arazinin jet hızıyla kişilere tescil edilmesi; "bakalım nasıl bir sonla" noktalanacak göreceğiz.

Denilen o ki iş "organizeli" bitirilmiş.

***

 

Her ne kadar.

Siyasiler,

Kentin dinamikleri,

Bazı kurumlar sussa da; şahs-i bazda mevzuu hep irdelenecek.

Biz peşini bırakmayız.

Çünkü "İlişkiler" özellikle, avukatlar nezdinde, kimin "nasıl hemen arazi devri" yaptığına dair çok ciddi; "bilgi" notları akıyor.

Topluyorum.

Ama az biraz zaman lazım!!.

BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM..

Bu akşam.. Saat 22.00'de..

Uzay ve Söz Tv ortak yayınıyla; ekranınızda..

Konuğum..

AK Parti 1. Sıra Milletvemili Adayı Galip Ensarioğlu..

Gündemin..

Hele ki, bölgemizin sıcak gündem başlıklarını; konuşup-tartışacağız.

Kimseye randevu vermeyin.

Soru ve önerilerinizi şimdiden bekliyorum..

Hayırlı seyirler…