Yok ya! GÖZÜN ÜSTÜNDE KAŞIN VAR MIŞ…

Öyle ya!
Hep dem vururduk.
"Nesil" için.
İmanlı. Hoşgörülü.
Saygılı.
Sempatik.
Sevecen, "söz dinleyen", düşünebilen.
Ahlakı üstün.
***
Örfü, adeti, geleneği göreneği, yaşayan.
Eğitimi.
Bilimi.
Ve İlmi kendine "şiar" edinen!
Derdik.
Bunun için de; "uğraş" verdiğimizi sanırdık.
Ya da, öyle düşünüyorduk.
Peki, hal-i vaziyet bunu ikmal ediyor mu?
Yok.
***
Bilakis, tam aksi…
İşte, neslin bugünkü hali.
Öfkeli.
Agresif, tahammülsüz.
Saygı.
Sevgi, zerre-i miskal yok.
Kavgacı.
Şiddet "sarmalıyla" yaşam hakkı tanımayan!
Eğitim mi,
İlim mi, bilim mi, kültür erozyonuyla yok sayıyor.
Yakıcı!
***
Tahammül yok.
Hoş karşılamak yok.
Alttan almak yok,
Peki, ne var?
Öfke var, kin var, nefret var, acımasızlık var...
***
Diyeceksiniz ki, "nesli yetiştiren iyi mi?"
Ne demişler; "ne ekersen, onu biçersin!".
Elbette ki.
Gelinen "aşamanın" birçok etkeni var.
Ki bunun en barizi de; yıllar yılıdır yaşanılan-yaşatılan "çatışmalı" atmosfer.
İnkâr.
Ve Asimilasyonla, yaratılan "beşeri tahribat."
Neslin yetiştiricisini de.
Neslin bizatihi kendisini de, "olumsuzluklar" yıktı.
***
Eee.
Toplumun hali bu iken.
Peki, idare-i maslahat.
Devlet-i âliye, nasıl?
Ne var ki, "müsebbiplik" makamında, daha bir tahribat üretici.
Hangi evrede,
Hangi ülkede,
Hangi toplumda, görmüşlük vardır ki; "her yapı" kendisine has "paralel" inşa etmişlik var.
Ne mümkün?
Ama ülkemizde, ikmali bol!
Halk deyimiyle, ber-i berdan bir durum...
Gidişat pek parlak değil.
***
Buyrun size, iki mevzu!
Dün, Diyarbakır'da yaşandı.
Nasıl bir toplum,
Nasıl bir nesil yetiştirdiğimiz,
Ve nasıl bir devlet-i aliye ye sahip olduğumuza; "vesika" misali, tescil edici iki olay.
Dedim ya, öfkeli toplum olduk.
Eli silahlı.
***
Bağlar Hatboyu caddesi.
İki grup.
Kültürel yozlaşmanın etkisiyle, kafayı çekmişler.
Sonrası.
Yan baktın. Ben baktım.
Sen ettin.
Tahammülsüzlüğüyle, silahlar çekiliyor.
Ateş te, ateş!
Rasgele, kime değerse!
***
İşte o esnada!
Merak ya.
Toplumun geninde var!
Necim Kaya.
Pencereden, kavgayı seyrediyor.
Nasıl oluyorsa; kurşunlardan birinin hedefi oluyor.
Başından vuruluyor.
Ve olay yerinde hayatını kaybediyor.
***
Büyük bir ilkellik.
Dünyanın neresinde,
Hangi toplumda "durduk yerde" kör kurşuna kurban gidersiniz?
Vurdumduymazlık.
Peki, eli silahlı ve can alanlar; nerde?
Kayıp.
Yani Kaya hal-i hazırda "kim vurduya" gitti görünüyor?
Polis araştırıyor.
***
Gelelim, ikinci vakaya!
Yer, Ofis semti…
Şehrin en hareketli noktası.
Araç ve yaya trafiği açısından.
Denilene göre;
Sürücü ve yaya arasında; "yol verme" tartışmasıyla kavga başlamış.
Ben geçerim.
Yok. Bekle, ben geçerim hesabı.
***
Sözlü kavga.
Derken, tarafların yakınları da katılınca olay büyümüş.
Tabiri caizse "meydan muharebesi?"
Bıçaklar.
Tekmeler. Yumruklar.
Ve silahlar konuşmaya başlamış.
***
Semt esnafı.
Yoldan geçen sağduyulu vatandaşlar.
Müdahale ediyor.
Neyse ki, ölü ve yaralı olmadan, taraflar ayrıştırılıyor.
***
Lakin bu meselede tartışılan önemli bir nokta var.
O da; "Polisin müdahalede" bulunmaması.
Daha açık ifadeyle.
250 metre ileride bulunan Yenişehir Emniyet Amirliği.
Ve Ekincilerdeki, birimler var iken.
Hiçbiri.
Ama hiçbiri olay yerine gelip, müdahale etmiyor.
Yani asli görev icra edilmemiş.
***
Ajanslar.
Gazete muhabirleri.
Görüntü çekiyor.
Yoldaki vatandaşla röportaj yapıyor.
Ama!
Ne kavgaya,
Ne çevreye ateş açan eli silahlı kişiye müdahale eden yok.
Sormak gerekmez mi, "polis nerde, neden müdahale etmedi?
 
***
Anlayacağınız!
Öfke, kin ve garez.
Tahammülsüzlük.
Beri yanda, devlet-i aliyenin alakasızlığı.
Yekûn vaziyette;
Sağlıksız bir toplum, tehdit üretici bir nesil yarattı?
Ne diyelim!
Allah sonumuzu hayreylesin.
İş kötüye gidiyor.
***
Yasal caydırıcı olmazsa.
Uygulayıcılar, zafiyet içerisinde olursa?
Eğitim ve kültürel değerler.
Batılılaşma "bağımlılığına" emanet edilirse.
Aile.
Birey'de.
Sevgi ve saygıyı, "maddiyata" bağlanırsa.
Bizim bu "kaotik ortamdan" kurtulmamız mümkün mü?
***
Onun için.
Bizim.
İnsani ve nizami noktada, A'dan, Z'ye kadar değişmemiz lazım.
7'den 70'e kadar da yekûn vaziyette "sorumluluk" almalıyız…
Yoksa!
Sağlıklı bir toplum.
Ve Sağlıklı bir gelecek, hele ki nesil yetiştirmemiz, kabil olmaz!
Aman ha aman!
Şehir magandalarından uzak durun.
Huzurlu bir hafta dileğiyle.