Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

AMEDSPOR'UN İSMİ!

Dün, Diyarbakır'da futbol demiştim…

Amedspor…

Ve Diyarbekirspor'a dair…

Kısa; "bir harmanlama" yapmıştım…

Takımların son durumuna ilişkin…

Kim ne yapıyor?

Yazıdan sonra birçok olumlu tepki aldım…

Bu minvalde; "zaman zaman" yazılar bekliyoruz diye…

Bu öneriyi dikkate alacağım…

Çünkü hayli uzun süredir; "ek yazmış" değildim…

Tabi…

Önerinin yanı sıra, sıkça sorulan bir soru oldu…

Özellikle; Amedspor'un isim "değişikliğine" dair…

Kamuoyunda "oluşan" polemiğe yönelik…

"Siz ne diyorsunuz?" diye soruldu…

***

Öyle ya…

Amedspor Kulüp Başkanı Nurullah Edemen…

Büyükşehir belediye Başkanı Cumali Atilla ile görüşmüş..

Ve Edemen bu görüşme sonrası basına açıklama yapmıştı…

"Kayyum, Amedspor'un ismini" değiştirmeyi teklif etmiş…

Yönetim'e adam alınmasını istemiş…

Aksi takdirde, "yardımda" bulunmayacakmış…

Amedspor'un kullandığı tesislerin "belediye'ye ait tesisler" olduğunu…

Doğrusu…

Pek de böylesi bir çıkış ve koşulların öne sürülmesine inandığımı söyleyemem…

Hele ki "İsim" değişikliğinin "şart" koşulması…

Şaşırdım doğrusu…

***

Henüz, Başkan Atilla ile görüşmüş değilim…

Edemen'le de görüşmedim…

Amma velâkin…

Okurların ısrarlı sorusuna yanıt verme noktasında, diyeceklerim var…

Özellikle "isim değişikliği" noktasında…

Ve bunun da bu evrede kamuoyuna "aktarılması.."

Çift yönlü olarak; hiç de "hoş" olmadığı gibi kabul de edilemez…

"Yangına körükle" gitme olur...

***

Bütçe desteği…

Ya da yönetimde yer alma…

Veyahut farklı talepler "mülahaza" edilebilir…

Olmalıdır da…

Kamuya açık bir kulüp olması hasebiyle…

Kentin sportif bir faaliyetini icra etmesi noktasında; "istemler, talepler" olabilir…

Geçmişte vaki ise neden bugün; olmasın?

Kimsenin de gocunmasına gerek yok…

***

Şunu da ifade edeyim…

Amedspor yönetimi…

"Belediye bize bütçe ayırmak mecburiyetindedir" yönünde bir dayatmada da bulunamaz…

Özellikle "salt" bize diyemez…

Çünkü "sana varsa" diğer kulüplerimize de olmalı…

Amed'e veriliyorsa…

Diyarbekirspor'a da verilmeli…

Diğer kulüplere de, amatör kulüplere de verilmeli…

Salt sana, diğerlerine yok kimse diyemez, diyemezsiniz de…

Hakkınız yok…

Eğer ki, "belediye ile ilişkimiz yok" diyor iseniz…

***

Tabi, "İsmin" değiştirilmesi…

Ya da, "isme karşı" tavır koşulu yaratılması…

Peşinen ifade ettim; "kabul" edilemez…

Edilmemelidir de…

Ve öyle inanıyorum ki…

Atilla da böylesi bir "talep ve koşul" öne sürmüş değil…

Sürse sürse, şunu diyebilir;

"Tüm imkanları biz sağlıyorsak…

Tesislerimizi kullanıyorsanız…

Size bütçe ayıracaksak…

Para aktaracaksak…

Eee, bırakın bizim de "bir iki kelamımız, sözümüz, adamımız, yetkimiz" olsun!"

Ki bu da haklı bir tutumdur…

Aksi durum…

Davul, tokmak misali olur…

***

Velhasıl kelam…

İsim noktasında şunu belirtiyorum…

Şehrin…

Kamunun…

Futbol Federasyonunun…

Yönetimin…

Kongrede alınan ve benimsenen bir "isim" olması münasebetiyle “Amed Sportif Faaliyetler” ismi korunmalı…

İsme dair…

Siyasi…

Ve ideolojik "düşünceler de" kimse üretmemeli…

Kamplaşmaya, ötekileştirmeye de "dönüştürülmemeli…"

Aman ha diyorum…

***

Ve…

Belediye Başkanı Atilla'dan bu meyanda bir beyanat bekliyorum…

Edemen'le görüşmede…

"Amedspor isminin" değişmesi yönünde talebinin olup olmadığına dair…

Lakin hassas bir evre…

Algı üretmeye müsait bir mevzu…

Yeni; "zihin karışıklıklarının" yaratılmaması için…

Vaziyet…

Netlik kazansın babında kimse de; "karnından" konuşmasın, "ne varsa söylensin!"

Şimdilik bu kadar…

***

 

İZDİVAÇ REZİLLİĞİ…

Şu izdivaç programları var ya…

Akla, ziyan rezillikler içermektedir…

Şöyle ki…

Gelin de… Damat beyler de… Kadrolu, "program" artisti…

"Evlenmek" için değil…

Para "kazanmak…"

Tabi ki program yapımcısına da ticari yönde, "para kazandırmak" için de ordalar!

O podyuma…

O ekrana…

O izdivaç programlarına, "arz-ı endam" etmeleri buna delalettir…

Bunun içindir…

Ne yazık ki…

Rtük…

Halktan gelen tepkilere; "şikâyetlere" rağmen…

Kamunun her mevzuda olduğu gibi sergilediği tavır; "görünenle" yetinilmesi…

"Evlilik programında" kim ne dedi?

Yürürken…

Konuşurken…

Selamlaşırken…

Giderken-gelirken, "nasıl bir ahlak" yoksunluğu var…

Yani "ekrandaki" görünenle…

Bu eksenle; "meseleye" bakıyor…

"İşin" perde arkasına inme yok…

***

Hal böyle olunca…

Bastır para cezasını…

Bir değil, iki değil, üç değil…

RTÜK'ün cebi doluyor…

Ama velâkin; "ahlaksızlık" son bulmuyor, çözüm yok…

Bilakis…

Programın "kadrolu" damat ve gelinleri artıyor…

Programlar çoğalıyor…

Ve ne hikmettir ki "reyting" rekorları kırılıyor…

Doğrusu akla ziyan bir durum…

Ama diyeceksiniz ki;

Millet olarak!

Dedikoduyu,

Laf atmaları,

Damat-gelin polemiklerine "meraklı" olduğumuz için, "albenisi" var…

Arz-talep minvalinde; "izdivaçlar" revaç görmektedir…

***

Eeee.. 

Vaziyet revaç görünce…

Reklamların "pastası" kendilerine yöneliyor…

Milyon dolarlık "bütçeler" cebe iniyor…

RTÜK'ün bir kaç kuruş ceza yazması…

Ya da uyarıda bulunması…

Dokunur mu hiç?

Onlar için cezalar meze sayılır…

Sarsmaz…

Böyle olunca da uygulanan cezanın "caydırıcı" olabilmesi ne mümkün…

Veyahut "rezilliklere" son verebilmede; "sonuç" yaratabilsin…

Zor…

İşte hal-i vaziyet bu…

Meclisin de…

Diyanetin de…

Aile Bakanlığının da, Kamu Denetçiliği kurumunun da…

Polisin de…

Askerin de…

Biz medyanın da…

Ki bu yazıyı, bu minvalde kaleme alıyorum…

Son dönemlerde, "hayli" tepkili mesajlar geliyor…

Bu rezilliğe "sizde bir" kafa yorun diye…

Araştırdım…

Ve ortaya, "yazıya" giriş olarak belirttiğim sonuç çıktı…

***

Velhasıl!

"İzdivaç" rezilliğine dair alınan şikâyetlerin haddi hesabı yok…

Keza RTÜK de şikâyet alıyor…

Şikâyetlerin özü şöyle…

Bu rezillikler sonlansın..

Yeter artık…

Ahlak, namus, iffet, değer, örf, adet gelenek "bırakılmadı"…

Ulu orta her türlü; "iğrençlik" yapılıyor…

Milletin; "genleriyle" oynanıyor…

Tüm bunlar vaki iken…

"Havanda" su dövme misali; "meseleye" köklü çözüm getirilmiyor…

Okurların da…

Araştırmaların da…

Birçok mevzuya beyin yoranların da…

Ekran müdavimlerinin de ifadeleriyle…

Ekranın önü değil…

Kameranın arkasındaki; "rezilliğe, hileye, aldatmaya" bakılsın…

***

Yani…

Kadrolu damat…

Kadrolu gelin…

Kadrolu kaynana…

Kadrolu laf ebeliği yapanlara bakılsın…

Mercek altına alınsın…

İşte o zaman; "çaban oğlanı" ortaya çıkar…

Kim yapımcıdan "ne kadar maaş alıyor?"

Ya da, program başı ne kadar ücret alıyor?

Sonuç itibariyle…

12 milyon'a yakın şikâyet alan…

Milletin, "ahlakıyla" oynanılan…

İzdivaçlardaki…

Rezilliğin, iğrençliğin oyunu; ancak "oyunun oyuncusunun" maskesi, düşürülürse; "ortaya" çıkar…

Diyeceğim bu…

Nokta…

 


Bu Makale 5438 kere okunmuştur.

Yorumlar