Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

BU ÜLKEYİ BÖLEMEZSİNİZ!….

On binler… Yüz binler… Milyonlar…

Dün, ülke sathında meydanlara aktı…

7'den 70'e…Tek gaye, tek amaçla; kol kola yürüdü…

Hainlere… Kalleşlere…

Bu vatanı işgal etmek isteyenlere karşı; "hodri meydan" dedi!

Verdiği ders-i ibretle!

Atalarından… Dedelerinden… Aldıkları ferasetle…

Nasıl ki, yedi düvelle çatıştı…

Bağımsızlığı… İstiklali…

Hürriyeti, "al bayrağıyla" renklendirerek haçlıdan aldı…

Dün olduğu gibi…

Bugün de, aynı "inanç ve kudretle!" dünyaya seslendi…

Bu vatanı size yedirtmeyiz!

Ülkesini, Milletini, Devletini ve bu uğurda "şehit" olanları milyonlar sokağa dökülerek sahiplendi…

Destanlara desten yazdırdı…

Nöbet tuttu…

Demokrasinin bekçisi millettir dedi…

Düne… 15 Temmuz'a… Ve içimize sızmış hainlere…

Bunlara dair, çok konuşulup, çok tartışılabilinir.

Ama!

Özetle söylenecek bir söz varsa…

O da şudur… "Bu ülkeyi bölemezsiniz!"

***

İŞTE DİYARBAKIR…

İŞTE MİLLİ BİRLİK…

Bu başlık…

Söz Gazetesinin dünkü manşet haberine ait…

Milli Birlik Yürüyüşüne dair…

Hiç kuşkusuz ki…

Cumartesi günü ülke sathında olduğu gibi Diyarbakır'da da tarihi bir görüntü hâkimdi…

Yer gök, al bayrakla donatıldı…

Halkın dik duruşu…

Meydanları doldurması…

7'den 70'e, "elinde" bayraklarıyla, yürümesi!

Evlerde… Balkonlarda.. Sokaklarda…

İşyerlerinde inancıyla, imanıyla "sahiplendi!"

70 bin insan yürüdü… Yüz binler de, "demokrasi" nöbeti tuttu…

Mahşeri bir tablo…

***

Diyarbakır…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle…

Türkiye'nin "mührüdür…"

Kalbidir…

Darbelerin… Müdahalelerin… Devletin geçmişteki acımasızlığını…

Ceberut yapısını… Kalleşlikleri… Hainlikleri… Zulümleri…

İnkâr ve asimilasyonu…

Zindanları… İşkenceleri… Hayali suçlamaları…

Faili meçhul cinayetleri… Toplu katliamları… İnfazları…

Köy yakmaları…

Terörün ve şiddetin "vahşetini" yaşayan bir kalptir…

Ama hep direndi…

Dün olduğu gibi… Ancak, vatanından, bayrağından, milletinden kopmadan!

Bilakis "kenetlenerek!"

Enva-i haksızlıklara rağmen; "barışı ve kardeşliği" elden bırakmadı…

***

MEMLEKET İSTERİM

Yürüyüş ve Demokrasi nöbeti esnasında…

Görüştüğüm… Konuştuğum…

Duygu ve hislerini aldığım; herkesin ağzından çıkan cümleler aynıydı…

Tıpkı; Cahit Sıtkı Tarancı'nın "memleket isterim" şiiri gibi…

Şu dizesi, ders-i ibrettir…

Memleket isterim.

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

***

DİYARBAKIR TARİH YAZIYOR…

Demokrasi nöbeti…

Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu…

Sıcak… Samimi…  Sevecen…

Ve halkla bütünleşebilir biri…

Yürüyüş… Ve nöbet esnasındaki diyalogları göze çarpan etkendi…

Kendi ifadesiyle…

"Diyarbakır'da yeni bir rüzgâr esecek?"

***

Evet…

Güzeloğlu kürsüde…

Hitap ederken, meydandaki coşku görülmeye değerdi…

Yürüyüşteki coşkuda ayrı bir hazdı…

Şu cümlelerle, atmosferi ifade etti Vali Güzeloğlu…

"İnancıyla ve imanıyla Diyarbakır bir tarih yazıyor!"

Aynen de öyle…

***

 

15 Temmuz!

Bir ihanetin…

Bir satılmışlığın…

Bir piyonluğun…

Bir dış orijinli projenin hayata geçirme gayretiydi…

Ama başarılamadı…

Milli hâkimiyet, sille-i tokadı vurdu…

Ama şu hakikat vardır…

Bir musibet bin nasihatten iyidir sözüyle!

Artık; "hiçbir şey eskisi" gibi olmayacak…

Olmamalıdır da…

***

HELAL OLSUN KIZLAR…

Azim… İnanç… Sabır…

Ve işbirliği…

Hiç kuşkusuz ki tüm başarıların ana iksiri…

Büyük güç… Ki yenilmez bir güç…

İşte o güç dün "iki kızımızla" bir kez daha bayrak oldu…

Meryem Pekmez… Mizgin Ay…

Meryem… Diyarbakırlı… Mizgin… Batmanlı…

Koştular… Ama destan yazarak koştular…

Türkiye'den binlerce kilometre uzaklıkta…

***

Kenya…  Başkenti, Nairobi...

Dünya Yıldızlar Atletizm Şampiyonası…

Mizgin…  İsmi gibi, "müjdeli" haberi verdi…

Koştu… Koştukça rakiplerini geride bıraktı…

O koştu, rakipleri geriledi…

Ve sonunda 'finişte!'

100 metre'de "dünya rekoru…"  Altın madalyayı kazandı…

***

Mizgin… Artık, Dünya şampiyonu…

Ve rekorları kırarak, gelen bir sporcu!

Nairobi…

Koşusuyla… Coşkusuyla… Azim ve inan, sabrıyla!

Hele ki Türk bayrağına sarılışı hali…

Omuzlaması…

Gurur ve onurla taşıyarak dalgalandırması!

Konuşan isim oldu…

***

Dünya ayakta izledi… Türkiye gururlandı…

Coştu…

Dile kolay…

Batman nere, Kenya nere… Pamuk tarlası… Fındık bahçesi… Mevsimlik işçi olmak…

Bunlar nerede, Nairobi nerede… Hele ki, "Dünya şampiyonluğu…"

***

Ya Meryem Pekmez!… O da; "Mizgin" gibi…

Azmin…İnancın… Ve sabrın "başarıdaki" iksirini içeren bir kızımız…

Diyarbakırlı… O da, bir Kürt kızı…

O da tarla bahçe, iş aş mücadelesindeki bir ailenin evladı…

Yani, hayat hikâyesi hç tartışmasız; "Mizgin'den" geri kalır değil…

***

Meryem… O da, inandı ve kazandı…

Kızlar 5 bin metre yürüyüş finalinde ipi göğüsledi…

Dünya ikinci oldu… Ve Türkiye'ye "gümüş" madalya kazandı…

Kenya'da… Türkiye'nin bayrağını dalgalandırdı…

İstiklal marşını okuttu…

***

Diyeceğim odur ki…

Mizgin… Meryem… İkiniz de, "isimleriniz" gibi olasınız…

Yaşamınız da… Hedefleriniz de…

Bravo kızlar…   Helal olsun size…

Tebrik ediyorum…

İnanıyorum ki; "emekleriniz de" karşılık bulur…

Özellikle, "maddi" açıdan…

Çünkü…

Bu minvaldeki bir çok sporcumuzun "göz ardı edildiğini" biliyorum..

Beklentim; "göz ardı" edilmemeniz… Kuru kuruya bir "Aferin, tebrikler" ile kalınmasın…

Bilinsin ki, takip edeceğim…

***

Bu arada…

İki kızımızı çalıştıran antrenörler…

Moral ve motivasyonlarını sağlayan aileleri…

Kazanılan başarıda… 'Büyük katkı ve emek sahibi" oldukları tartışılmazdır…

Onları da kutluyorum…


Bu Makale 1079 kere okunmuştur.