Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

HAYATIMIZI ZİNDANA ÇEVİRMEYELİM!...

 

 

Ekran gezginleri!…

Koca.. Koca adamlar…

Orda, burda, "programa" katılabilmenin nöbetinde.

Okumuşlar.

Akademisyen bile olmuşlar var…

Ama "akıl" fukarası…

Bakınız ne diyor bunlardan biri?

Diyor ki…

Eğer "evet" çıkarsa "tek adam" gelecek!

Yasama.

Yürütme.

Ve yargı tamamen; "tek adamda" olacak.

Her sözü…

Her ifadesi "ferman" sayılacak…

Diktatörlük gelecek...

Sıkıyönetim.

Milli Güvenlik...

Karar ve emirlerine "eş değer" olacak…

Ülke…

Ömrü billâh "sıkıyönetimle" yönetilecek…

Her evin,

Her işyerinin,

Her sokağın başında asker, polis, tank olacak.

***

Ve bu tezviratına; "yeni halkalar" ekleyerek devam ediyor.

Bu kez diyor ki…

Yürütme "tek adamda" olacak.

Ama Yasama ve Yargı olmayacak…

Böylece!

Ne denetim,

Ne itiraz eden,

Ne yargı,

Ne hukuk,

Ne adalet, "hiçbiri" olmayacak…

Ya ne olacak…

Rejim de.

Yönetimde...

Şu kimliği alacak; "Ol de, olsun…"

Krallığın da ötesinde...

***

Eeebe adam!

Cehalet tahsili görmüş zevat…

Bilmez misin?

Türkiye'de…

Hele ki, mevcut Anayasa'yla.

Kuvvetler ayrılığının, "varlığı" vaki iken…

"Ol de olsun" rejimi olabilsin.

Böylesi bir "yönetimin" olabileceğini "hayal" bile edilemez.

Değil telaffuz edilmesi.

Ne yazık ki!

Ahalinin gözünün içine baka baka tezviratlar sıralanıyor.

***

Bu cehalet tahsili almışlar.

Kemal bey gibi.

18 Madde'ye vakıf olmadıkları gibi.

Okumuş değiller.

Çünkü onlardan biri çıkıyor, şunu ifade ediyor.

Hani;

Cumhurbaşkanlığı,

Parlamento seçimi birlikte yapılıyor ya!

Diyor ki…

Eğer birinci "turda", Cumhurbaşkanı seçilmezse.

Yüzde 50 artı biri almaz ise.

İkinci tura gidilecek.

O zaman da "parlamento fesh" edilecek..

Yeniden Milletvekili seçimleri yapılacak..

Yok, daha, babası!

Ve bunu, "sorguluyor" almış olduğu cehalet tahsiliyle…

***

Aynı zevat…

Yine Kemal Bey gibi…

Cumhurbaşkanı ayrı partiden.

Başbakan ayrı partiden olursa…

O zaman kim kimi; fesh edecek.

İki başlılık olmaz mı?...

Eee pes doğrusu…

"Başbakanlığın" kalktığından haberi bile yok.

Ama millete; "referandumu" anlatıyor…

***

Öyle ya…

Kendini hukukçuların lideri olar gösteren zat.

Ne diyordu?

"Tek adamı" ikna et, ülkeyi ele geçir…

Sormak lazım…

Diyelim ki ikna ettin.

Tehditle.

Satın almakla.

Ya da "hoş-boş" devşirmeyle…

Peki…

Sen sandıkta "millete" nasıl seçtirteceksin.

Milleti nasıl "ikna" edeceksin..

Unuttun mu?

15 Temmuz'da birileri; "ele geçirmek" istedi, Türkiye'yi.

Gördün.

Bu millet nasıl bir ferasetle; "üstesinden" geldi.

***

Diyeceğim o ki.

Sen rahat ol.

O cehalet tahlisini, "kendinde" icra et.

Saçmalamayı da bırak...

Bu millet.

Bu ülke…

Öyle birilerine…

Ya da tek adama…

Ele geçirilmeye "yemlik" değildir…

***

Bilinmelidir ki.

Asıl "hayır" çıkarsa endişeler söz konusu olur.

Niye derseniz!

Dünden, "memnun muyuz?"

Ya da, koalisyonlu hükümetlerin döneminden.

Sanmıyorum.

Hayır çıkarsa…

Mevcut yönetim şekli devam edecek.

Ki siyasi güç dengesi; "zayıflamaya" başlayacak.

Eskisi gibi.

Pamuk ipliğine bağlı; koalisyonlu "iktidarlar" hâsıl olacak…

***

Cumhuriyetten buyana, 65 hükümet kuruldu.

Ortalama, ömürleri 16 ay.

Hele ki bu hükümetlerin ekseriyetti.

Otel lobilerinde.

Pijamalı villalarda.

Müteahhitlerin ofislerinde "vücuda" getirildi.

"iktidar" pazarlıklarıyla; "ülke vampirlerin" üreme yeri oldu.

Çünkü dört bir koldan "Hasta Türkiye'ye" saldırı yapıldı…

***

Şimdi…

15 yıllık "güçlü" bir iktidar var.

Ki muktedirliği de; "son 7 yıldır."

Lakin.

15 yıllık dönem içerisinde;" iktidarı" zayıflatma uğruna, neler yaşanmadı ki?

Hangi kurumlar.

Hangi oluşumlar.

Hangi küresel kolektifler.

İçteki ve dıştaki; "işbirlikçiler."

Bin bir çeşit…

Argümanı kullanarak; "saldırmadılar mı?"

***

Adamın biri de şöyle söylenmiş…

Hani; "dostları çoğaltacak, düşmanları da azaltacaktınız?" diye…

Buradan, Başbakan yılmaz'a Vuruyor..

İyi de…

Sorguluyormusun "kim dost, kim düşman!"

Belli değil mi?

Aha Almanya.

Aha, Hollanda.

Aha Fransa.

Aha Amerika dâhil olmak üzere.

Bir tarafta; "müttefik."

Bir tarafta NATO üyesi.

Bir tarafta da, Avrupa Birliği müzakereleri.

Kim kime düşman.

Türkiye mi, hasım yarattı.

Yoksa bin yıllık bir hasımlığın artık dışa vuruşu mu?

De bakıyım.

***

Son söz derseniz…

Söyleyeceğim…

Eğer ki bu topraklarda yaşıyorsak.

Eğer ki, ülkemizi ve milletimizi seviyorsak.

Eğer ki, "hayata" dair, beklenti sahibi isek.

Eğer ki, değişimi ve yeniliği "kazanım" olarak görüyorsak.

Eğer ki, dünden muzdarip, bugünde hoşnut değilsek…

***

Şunu…

Net ve halis bir niyetle idrak etmeliyiz.

Siyasiler geçici…

Bugün varlar, yarın yoklar.

Nitekim Erdoan'da fanidir...

Rejimler de…

İktidarlar da…

Ama önem arz edici olan; "yönetimde" istikrardır.

İstikrar yok ise...

Güçlü bir yönetim işbaşında değilse…

İçeride ve dışarıda; "belirsizliklerin" ağına mahkûmiyet söz konusu ise!

Neden?

Var olan tek bir hayatımızı; "zindana" çeviriyoruz.

Takdir sizin…

 


Bu Makale 2032 kere okunmuştur.