Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

KIRKLARDAĞI'NA İKİ SATIR YAZI YAZ!

Kırklar Dağı'ndaki yapılar…

O ucube konutlar…

Güzelliği, seyirgahı "katletme" vakası…

Yıllar yılıdır; "yazıp-çiziyoruz!"

Kaç yazı yazdığımı ben bile hatırlamıyorum…

Hangi akıl…

Hangi vicdan…

Hangi yönetim zihniyeti…

Neye ve hangi gerekçeye dair böyle bir karar aldı?

"Kırklardağı'nı" imara açtı?

Hep sordum?

Orada; "konut" yapımına nasıl el verdiniz diye?

Tepki, hiç bir zaman dinmedi…

Dinecek de değil…

 

***

Çünkü…

Her yönüyle akla ziyan bir uygulama…

Hiç kuşkusuz ki…

Rant…

Menfaat ilişkisi…

Ve örgüt bağlantıları açısından; "çetrefilli" bir projenin ikmali…

Ki birilerinin de boğazında kaldı…

Zaman da her şeyi deşifre etti…

Maskeler düştü…

Kirli ilişkiler gün yüzüne çıktı…

Açılan dava…

Yargılanan kişiler…

Hatta ceza alıp; "Yargıtay’da" onay bekleyen hükümler…

Hepsi, bir bir deşifre oldu…

Tutuklu olan var…

Tutuksuz bulunanlar var…

Birçok kişi; "suçlu..."

***

Hukuk… Yargı…

Ve bürokrasi açısındaki işlemler ikmale geliyor…

Belli bir nizamda…

Ancak, "ne hikmetse" hep çıkmaz sokak inşa ediliyor…

Şöyle ki…

Ki, her kim ile konuşulsa!

Siyasetçisinden…

Kentin kanaat önderine…

STK temsilcisinden…

Mimarlarından…

Mühendislerine kadar…

Yerel yöneticiler dâhil olmak üzere!

Yani, 7'den 70'e herkes…

***

İktidarı… Muhalefeti…

İlgili… İlgisiz…

Diyarbakır'ın seyirgahına "beton binalar" diktirmek…

Konut inşa etmek…

Kent siluetine hançer indirmek…

Yekûnuyla; "ihanettir" vahim bir uygulamadır…

Bundan dönülmelidir deniliyor…

Ve denilmektedir...

***

Amma velâkin!

Tüm bu girift aksiyona rağmen!

Hakkaniyet açısından; cesaret gösteren olmadığı gibi…

Fiili duruma, somut eyleme geçen de yok!

Konuşan çok…

Sloganist ifadeleri dizen çok…

Ancak, herkes karnından konuşuyor…

Hal böyle olunca da; "inşaat devam" ediyor…

***

Bu mevzuu önceki gün yine gündem oldu..

Meslektaşlarım…

Gezi sırasında…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'ye sormuşlar…

Tabi bir önceki yazıma istinaden…

Kırklar Dağı'nın akıbeti ne oluyor?

Çünkü…

Dicle Vadi projesi…

Ki çalışmalar hummalı sürüyor…

Buradaki "yeni dizayn"…

Yani rekreasyon, çalışmalarının getirdiği düzenleme!

Şehrin seyirgahı yani, "rehabilitasyon" merkezi olacak…

***

Buradaki yapılanma…

Hiç kuşkusuz ki;

Kırklar Dağı'ndaki konutlara, inşaata "cazibe" kazandırmaktadır…

Mevcut rantını katbekat artırıyor…

Dün 200 bin liraya daire satılırken, bugün 500 bin lira…

İşte bu noktayı da göz önüne alarak, sorulmuş…

Bir taraftan, Dicle Vadisi'ni ıslah ediyorsunuz..

Ama öbür yandan, Kırklar Dağı'yla ilgili herhangi bir işlem yok…

Burası; "ne zaman" temizlenecek?…

***

 

Özhaseki'nin cevabı şu olmuş…

"Benim anlayamadığım…

Kırklar Dağı gibi türkülere konu olmuş…

Herkesin kutsal bildiği bir yere niye o tür çirkin yapılar yapılır…

Anlamış değilim.

O kadar boş alan var çevrede, imara açılacak yer var çevrede ama tüm insanların kutsal bildiği bir yere siz bu binaları yapacaksınız…

Bu anlaşılır değil.

Hukuki süreci takip ediyorum…

Belediye başkanımız da burada konuşuyoruz…

Doğrusu oranın yıkılması, temizlenmesi…

Asli haline dönüşmesi…"

***

Tabi, Özhaseki'nin bu beyanını…

Oranın "temizlenmesi" gerektiğini, çok kez müşahede ettik…

Ki bir kaç ay önce "birebir" istişarede bulunduk…

Hatta bir siyasetçimizin desteğiyle; "baskı" oluşturduk…

Eğer ki, Sur'u "ihya" edecekseniz..

Bölgeyi "Toledo" gibi, inşa edecekseniz…

Cazibe merkezi…

Turizmin kalbi olmaya dönüştürecekseniz; "buraya neşter" şart!

Buraların tez elden yıkılması gerekir.

O konutlar buraya olmaz…

***

Doğrusu…

Özhaseki bu noktada, samimi davranıyor…

Kırklar dağının temizlenmesi şart…

Asli konumuna dönüştürülmesini istiyor…

"İstimlâki" için gerekli desteği de sağlayacağını vaat ediyor…

Her şey konuşuluyor…

Amma velâkin bir türlü iş "fiiliyata" ve icraata dönüşmüyor…

Havanda su dövme misali…

Evvelki gün…

Bulunduğum bir ortamda; bu konu zikredildi...

Özellikle "icraata" dönüşememesindeki, kriptoya dair…

Denildi ki…

Yerel yönetimler "cesaret" gösterip, hamle geliştirmiyor…

Ayak diretiyor…

***

Son ziyarette…

Bakan Özhaseki ile Yerel yöneticiler arasında geçen diyalog da aktarıldı…

Direnci kırma adına…

"Elimizde yıkım kararı yok…

Gerekçe, doküman bulamıyoruz" diyen, Yerel yöneticinin tavrı aktarıldı.

Yadırganan bir tutum…

Bakan Özhaseki, şu cevabı vermiş…

"Başkan… Sen iki satır yazıyı yaz bana gönder…

Ben gerekeni yapar.

Sen de gider yıkarsın…

Zaten burası için; gidecek masraf 60-70 milyon lira?"

***

Velhasıl!

Kırklar Dağı'na dair; "herkes" yıkım taraftarı…

Lakin "somut" eyleme geçecek babayiğit yok…

Bakalım…

Özhaseki'nin "son çıkışına…"

O yerel idarecimiz; "iki satırlık" yazıyı yazabilecek mi?

Bekleyip göreceğiz…

***

BEN DE ADALET İSTİYORUM…

Okur.. Yazıma not düşmüş…

Kılıçdaroğlu'na nispet yapmış…

Diyor ki…

"Ben de Adalet istiyorum…"

Ve gerekçelerini sıralamış…

Neden; "Adalet" istediğine dair…

Bir vatandaş olarak şöyle sesleniyor…

Soysuzların,

Vatan hainlerinin,

Ülkesini,

Milletini,

Devletini "emperyalistlere" peşkeş çekenlere…

İhanetlik yapanlara…

Siyonistlere…

Çıkarını, devletin zararında görenlere…

***

Milletin iradesine "kast edenlere.."

Demokrasiyi,

İnsan haklarını,

Özgürlükleri askıya almaya yeltenenlere…

***

Türkiye…

İran'la,

Yunanistan’la,

ABD,

Almanya ve Fransa ile savaşırsa!

Karşı tarafın "safında" yer alacağını söyleyenlere…

Şikâyet edenlere,

Gammazlayanlara,

Casusluk yapanlara,

O minvalde yürüyen Milletvekillerine…

Siyasetçilere…

Vatandaşın alın terinden oluşan "bütçeye" dadananlara,

Sinsice hortumlayanlara…

***

Rüşveti,

Yolsuzluğu,

Usulsüzlüğü,

İhale peşkeşçiliğini mubah görenlere…

Fuhuşu…

Enva-i ahlaksızlığı…

Hakkı, hukuku, adaleti "kendi menfaatiyle" örtüştürenlere…

***

Tacizi…

Tecavüzü…

İnsanlık dışı muameleyi…

Terörü…

Şiddeti…

Kendinde bir hak olarak, görüp aşağılık karaktere sahip olanlara…

Annesine…

Babasına…

Aile efradına saygısızlık, sevgisizlik, hasımlık gösterenlere…

Örfünden,

Gelenek ve göreneklerinden, sıyıranlara…

***

Velhasıl kelam…

Dünyayı, beşeriyete "zindan" edenlerden…

Kardeşi kardeşe…

Ümmeti ümmete "kırdıranlardan"…

Ölenin de…

Öldürenin de; "Allahû Ekber" diyenlerden olmasını; sağlayanlardan…

Hesap sormam için…

Ben de; "Adalet istiyorum."

Hakkımı "almak" istiyorum…

***

Eee… Okur için…

El hak denir!

Böylesi bir Türkiye'de…

Böylesi bir tıynetli yapılanmada…

Böylesi "içten devşirme hainlerin" üremesine!

Atılacak tek çığlık var…

O da; "Adalet istiyorum."

Tabi üstünlerin adaletini değil…

Hukukun, adaletini istiyorum…

 


Bu Makale 1629 kere okunmuştur.