KIŞANAK VE ANLI!

…Ve

Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak..

Belediye Meclis üyesi;

Eş Başkan Fırat Anlı…

Şu an, gözaltında..

Emniyetteki sorguları sürüyor..

Kışanak dosyası ayrı..

Anlı dosyası ayrı..

Yani "bir dosyadan ve birlikte" gözaltı işlemi yapılmış değil…

Ayrı ayrı dosyalar..

Yeni gözaltılar da geliyor..

***

Bu arada savcı, soruşturmaya dair; "kısıtlama" kararı aldı..

Ne demek bu..

5 gün süreyle…

Kışanak ve Anlı "avukatlarıyla" bile görüştürülmeyecek..

Sadece savcılar sorgulayacak..

5 gün sonra "gelişmeler" ne olur, vakıf olunacak..

***

Gözaltı şekli..

Zaman..

Ve dosyalar açısından "üzerinden" çok konuşulması gerektiğini söyleyebilirim..

Nedenler niçinler adına!

Ama!

Bugün diyorum ki, "konuşmayacağım, susacağım"

Tabi kim bu tavrı, nasıl anlarsa anlasın!!

***

AKGÜNDÜZ VE SEZGİN!

Dün elime Meclis tutanakları ulaştı…

Hemşehrilerimiz..

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz..

İle

CHP'li Sezgin Tanrıkulu "arasındaki" gecen konuşmaya ait…

Malumunuz üzere..

Darbeyi Araştırma Komisyonunda "ikili arasında" tartışma yaşanmıştı..

Hatta Tanrıkulu, Akgündüz'ü "in aşağı" diyerek kavgaya davet etmişti..

Meseleyle alakalı buradan "fikri beyanda" bulunmuştum..

Sezgin'in "saygıdaki" fakirliği..

Hemşeriye dair, "hürmetkarsızlığını.."

Ve şunu da ifade etmiştim..

Darbeyi Araştırma Komisyonu "darbecileri araştırmada, kendi üyelerinden başlarsa" daha "halis bir yol alır" diye..

Ayni noktada bulunurken..

Şimdi, bana ulaşan Meclis tutanağını yorumsuz size bırakıyorum..

Kararı siz verin..

Kim saygılı,

Kim saygısız,

Kim darbe taraftarı,

Kim darbe karşıtı "hükümünü de fermanını da" siz verin!

Buyurun..

İŞTE MECLİS TUTANAĞI

AKGÜNDÜZ – Değerli Başkanım ve kıymetli Komisyon üyeleri ve misafirler; ben öncelikle birkaç hususu belirteceğim, daha sonra FETÖ’nün bir panoramasını çizeceğim.

Çünkü ben Risale-i Nur cemaati içinde büyümüş bir ilim adamıyım. Dolayısıyla, FETÖ'nün neden bu hâle geldiğini de az çok tespit edebilecek bir kabiliyete sahip olduğum kanaatindeyim.

Birinci söyleyeceğim şu:

Bir defa, 15 Temmuz darbesine “birinci darbe” demek yanlış. Birinci darbe, Gezi olaylarıydı.

Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız çok açık bir şekilde “Mesele 8 ağaç meselesi değil, Türkiye'yi Mısır gibi yapma teşebbüsüydü.” Ben buna…

TANRIKULU– Ne darbesi Hocam, biz buraya sizin görüşlerinizden faydalanmaya geldik. Kime “Darbeci.” diyorsun? Ben mi darbeciyim?

AKGÜNDÜZ – Ben öyle bir şey demedim.

TANRIKULU – Hayır, ne darbesi Gezi?

AKGÜNDÜZ – Kusura bakma, bana müsaade et, konuşayım; ondan sonra istediğin soruyu sor.

TANRIKULU – Hayır, böyle konuşacaksanız hiç konuşmayın yani.

AKGÜNDÜZ – Hayır, o hakkın yok.

TANRIKULU – Bunun için mi çağırdık sizi?

BAŞKAN – Sezgin Bey, müsaade eder misiniz.?

AKGÜNDÜZ – Ben yurt dışından bakarak konuşuyorum.

TANRIKULU – Sayın Başkanım, bu tercihinizi açıklar mısınız? Siz çağırdınız çünkü.

***

BAŞKAN – Müsaade edin, sözünü kesmeyiniz. Müsaade edin, konuşmacı sözlerine başladı.

Buyurun, devam edin.

AKGÜNDÜZ – Bitti. Ben de soruya cevap veririm.

Şimdi, gelelim 15 Temmuz darbe teşebbüsüne. Bana göre bu, önemli bir savaş geçilmiş gibi bir olaydır ve bu milletin -gerçekten de bütün millet olarak diyorum- gayretiyle bu bertaraf edilmiştir ve ikinci kurtuluş savaşı gibidir. Birinci bunu söyleyeyim.

Gelelim ikinci noktaya, ondan sonra geçeceğim: Üzülerek ifade edeyim, bu 15 Temmuz darbe teşebbüsünü, ihanet darbe teşebbüsünü fırsat bilerek meseleyi bütün dinî cemaatler ve tarikatlara genelleme yapmak isteyenler var.

TANRIKULU – Çok siyaset yapmak istiyorsanız gelin yapın burada siyaset.

AKGÜNDÜZ – Lütfen, dinlemesini öğren.

TANRIKULU – Terbiyeli ol, terbiyeli ol!

AKGÜNDÜZ – Ben öyle terbiyesiz biri değilim, ben bir uzmanım.

***

BAŞKAN – Sezgin Bey, lütfen, huzuru bozmayın.

TANRIKULU – Terbiyeli ol! Milletin Meclisindesin, terbiyeli ol! Kiminle konuşuyorsun sen?

BAŞKAN – Sezgin Bey, lütfen, ya dışarı çıkın veyahut da hakaret etmeyin insanlara.

TANRIKULU – Hakaret etmiyorum. O, Mecliste hakaret ediyor. Bu Meclisin hukukunu sen koruyacaksın.

BAŞKAN – Bu Meclise kimse hakaret edemez, kimse hakaret edemez bu Meclise.

TANRIKULU – Sen koruyacaksın, Meclisin hukukunu sen koruyacaksın.

BAŞKAN – Hadi dışarı!

TANRIKULU – Ne dışarısı ya!

BAŞKAN – Hakaret yok.

BAŞKAN – Otur o zaman, dinle, Komisyon üyesisin.

TANRIKULU – Ne demek “Hadi dışarı!”? Yakışıyor mu size bu?

BAŞKAN – Burada bağırmak yok.

TANRIKULU – Yakışıyor mu bu size?

BAŞKAN – Hakaret kimseye yakışmıyor, hakaret etmeyin.

TANRIKULU – Yakışıyor mu size?

BAŞKAN – Bağırma Sezgin Bey, çık dışarı.

***

NİYE BAHÇELİ?

Sahi…

Biz mi "Bahçeli'yi" anlamıyoruz..

Ya da, hükümet..

Hele ki, Başbakan..

Yoksa..

Bahçeli mi, "ne söylediğinin" farkında değil..

Bizim söylediklerimizi, anlamıyor..

Veyahut "bir laf" kaşıması içerisinde mi?

Doğrusu!…

Bahçeli'yi "artık" anlamak zor…

En yakınındaki..

Sözcüsü..

Can ciğer kuzu sarması; yardımcısı Yalçın..

Çıktı, Bahçeli'nin "başkanlık sistemiyle" alakalı, tavrını açıkladı..

Dedi ki..

Bahçeli ve MHP şunu söylemek istiyor..

Meclis'te "evet" denilecek.

Ama referandumda..

Yani sandıkta "hayır" diyecek..

Ki kendisi de, bu meyanda konuştu..

Nitekim..

15 Temmuz sonrası "kendisi" gündeme getirdi; başkanlık sistemini!..

Yoksa, "başkanlık" sistemini konuşan yoktu..

Hele ki, çok isteyen Cumhurbaşkanı bile!

Suyu bulandıran kendisi..

Tartıştıran kendisi..

Kara tahtayı..

Hecelemeyi..

Olmazsa böyle demeyi, zat-ı muhteremleri beyan ediyor…

Grup toplantısında yine konuştu..

Önce..

MHP'nin "Başkanlık sistemine" yeşil-ışık yaktırdı..

Referandum'a "bel çıktı.."

AK Parti'nin de, "kendilerine" teşekkür edişi..

Tüm bunları; "yok" saydı..

"Bunları anlamıyorum" dedi..

Dediğimi kimse; "anlamıyor" dedi..

Ve dedi ki;

Meclis'te MHP ayrı..

Referandum da ayrı "oy kullanacağını" söyleyenler, yanılgı içinde…

Yanlış..

Sonra, ne diyor..

Parlamenter sistemden yanayız..

Revize ve reforma tabi tutulmasını da istemekteyiz...

Ve ekliyor…

Mecliste "evet" dersek, milletin huzurunda da "evet" deriz...

Haydaaaa..

Ama ne hikmetse..

"Ağzından" tek bir "hayır" kelimesi çıkmıyor..

Niye…

Niyesi şu..

"Referandum" sonrasını tahmin ettide ondan..

Birileri fısıldadı da…

"Fatura" ağır..

Şimdiden "zararın neresinden" dönülürse kardır, diyor..

Ama hala anlamış değilim!..

10 gün içinde; "üç farklı" fikri beyan..

Yardımcısı Yalçın'ın, açıklaması..

Pek tabi ki..

Durduk yere; "niye başkanlık polemiğini" icra edişi..

Velhasıl..

MHP yine garipleşmekte!…

Hele ki Bahçeli..

Neyi tartışıyoruz şimdi "Bahçeli'nin kendisini"…