MİLLETİN EVİ VAR İKEN….

 

Adli yıl açılışındaki "yer" polemiği!

CHP küskün…

Barolar Birliği küskün…

Niye?

"Açılış" töreni; "Külliyede" yapıldığı için!

Nerde yapılsın?

Bir "otelin" toplantı salonunda…

E be ne denilir buna?

***

Mızıkçılıktan…

İşgüzarlıktan…

Keyfilikten…

Siyasi "hazımsızlıktan"

Muhalifliğin; "kör taassubundan" öte bir durum var mı?

Sanmıyorum…

Ha.. Bunu da "Yargı bağımsızlığı" kılıfına, almayın…

***

Aha sokağa soralım!

Sizce…

Adli yıl açılış töreni; "bir otelin" salonunda mı yapılmalı?

Yoksa…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta; "burası milletin evidir" dediği Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki salonda mı yapılmalı!

Hangisi uygun?

***

Millet adına…

"Karar verdiklerini" söyleyen Yargı!

"Milletin" evinde olması gerekmez mi?

Hiç bir maddi harcama olmadan…

Maneviyatının da "en yüksek" mertebede iken…

Bunu yapma!

Yüklü miktarda para harca…

Git bir otelin salonunda; "tıkalı" vaziyette; açılış törenini yap!

***

Tabi geçtiğimiz yılı hatırlarsak!

Adli yıl açılış töreni; "Rixos Otel'de" yapılmıştı…

Burası, Fettah Tamince'nin…

Bir dönem, FETÖ dediğimiz Fetullah Gülen gruplarıyla "sıkı-fıkı" idi…

O günü hatırlayarak; sormak gerekmez mi?

O gün itiraz edilmezken…

Bugün "milletin evinde" yapılmasına niye itiraz ediliyor?

***

Maksat?

Maksat "üzüm yemek" değil…

Bağcıyı dövmek…

Kendilerince ne diyorlar?

Külliye'de yapılırsa.. Burası da, "yürütmenin" başının bulunduğu mekan…

O zaman; "kuvvetler ayrılığı ilkesine" aykırı olur?

Yok, daha neler…

Bu tarafsızlık değil; bilakis "tarafgirliktir" istemezlüğünüz!

***

Ve Yargıtay'dan açıklama..

Özetle ne diyor?

Bilinmelidir ki yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kurumumuz tarafından büyük bir özenle ve titizlikle korunmakta olup; kapasitesi sınırlı ve güvenlik açısından sıkıntılı olabileceği anlaşılan bir otelin toplantı salonu yerine sahibi devlet ve millet olan bir kongre salonunda bu toplantının yapılacak olmasının nasıl yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını zedeleyeceğini anlamakta zorluk çekmekteyiz"

***

YENİ PLAN; KEMALİSTLER!

Üst aklın "Sözcü'sü!

"Baklayı" ağzından çıkardı.

Yeni strateji…

FETÖ üzerinden; "İslam'ı" karalamak…

İslami cemaatleri "öcü" göstermek…

Tarikatların da, Türkiye için bir "tehdit" oluşturduğu algısını üretmek…

***

Bununla…

Milletle cemaatlerin "arasını" açmak…

Siyasal iktidarla; "kavgalı" duruma taşımak!

Böylelikle; "başarılamayan" iç savaşı; "İslam'ı hassasiyetler" üzerinden, yaratabilmek.

Bunu yaparken de tek kurtuluş reçetesinin de; "Kemalizm" olduğunu dikta etmek!

 

***

Atılan manşete bakın!

Geçen yıl emekli edilen emniyet müdürleri uyardı…

"FETÖ gidiyor, başka cemaatler geliyor."

Alt spot..

Atatürkçü olduklarını söyleyen müdürler…

"Şu an FETÖ'cülerin yerine, Nur, Menzil, Okuyucu, Yazıcı, Közcü gibi tarikat üyeleri getiriliyor"

***

 

Kin kusan…

İntikam hezeyanıyla, saldıran bir düşünce!

Üst akıl…

Ve Sözcü'sü…

Bir hayli; tehlikeli ve sinsi bir oyunu sahnelemektedir!

Aman ha, aman dikkat!

***

O GECE PUSUDAYDINIZ!

Bir diğer inliklerine baksanıza!

Üst aklın Sözcü'sü...

Darbecilere ilk kurşunu sıkan Türkiye kahramanı, vatan evladı şehit Ömer Halisdemir'i sahipleniyor..

Ve bunu "Kemalistlerin" nam-ı hesabına yapıyor…

Ne diyor; ağabey CHP üyesiymiş!

***

İyi de!

Kimsenin buna itirazı yok ki!

Olabilir…

Ama bu değildir ki; "Kemalistler" darbe gecesi sokağa çıkmış…

Tankların önüne geçmiş…

Avazı çıktığı kadar; "darbeye" hayır, narası attığını?

***

Sizlerin.. Sizin gibilerin!

O gece..

Bulunduğunuz inde; "pineklediğinizi"

Pusuda bekleyen "kurt misali…"

Sessizce "olup biteni" takip ettiğinizi...

Çatışmalardan nasıl nemalanırım "hesabını" yaptığınız gerçeğini; değiştirmez!

Hele ki hiç unuturmaz!

***

15 Ağustos'un üzerinden kaç gün geçti!

1.5 ay olacak!

Şehit Ömer'in hiç bir şekilde; "siyasi kimliği" gündeme gelmezken…

Bu yönde "ön plana" çıkmazken!

Bugün niye!

İşte o üst akıl çok yönlü ve şiddetli bir politikayla; "Kemalist" anlayışı, diriltmek istiyor!

***

Bilesiniz ki!

Ömer gibi…

Darbe girişimi geçişi direnerek, şehit olan 250 vatan evladı gibi..

Kimse onların kahramanlığını, inkâr edemez…

Çünkü onlar; "milletin kalbine" yazıldılar…

Ama sizler..

Ve üst aklın uşakları..

Darbe direnişine "tiyatro" diyen anlayış..

Pek tabi ki, "üst aklınız" emeline kavuşamayacaktır..

Başaramayacaksınız!

***

Ki, bu mevzuya dair noktayı koyacakken ajanstan haber geldi…

Sözcü'ye "şehit ailesinden" yalanlama geldi diye..

Sözcü'yü…

Çıkarcılık, yalancılık ve algı üretici olarak, suçlayan Ömer'in amcaoğlu..

"Haber bizleri üzmüştür.

CHP ile yakından uzaktan alakamız yok.

Şuanda çıkar sağlayan insanların varlığından soğumuz durumdayız.

Kime oy vereceğimizi biliriz."

Şimdi ne diyeceksiniz, üst aklın Sözcü'sü..

***

30 AĞUSTOS'U NEDEN KUTLUYORUZ?

30 Ağustos 1922 tarihi…

Hiç kuşkusuz ki…

Emperyalist, Siyonist güçler…

Türkiye üzerinde…

Türkiye insanı üzerinde; "yayılmacı" bir anlayışla ülkeyi "işgal" etmişlerdi…

***

İşte bu işgale karşı…

İstilacı güçlere karşı…

Emperyalizme…

Siyonizme…

Haçlı ittifakına karşı; "savaştı"

Kadınıyla…

Çocuğuyla…

Yaşlısıyla, genciyle…

***

Türkü.. Kürdü.. Lazı.. Çerkezi..

Sünni’si..

Alevi’si..

Milli bir şahlanışla…

Askeriyle "omuz omuza" vererek, savaştı!

"Ulusal" benliğini kazandı…

Zafer destanıyla; "bağımsızlığını" ilan etti.

İşte bunun için;

30 Ağustos Zafer bayramı kutlanmaktadır!