YENİ BİR AÇILIM!

Dün de ifade ettim…

Bugün de, değinmek istiyorum…

Kürtler…

Referandumun "satın" alıcılarından…

Kazanan ve kazandıran olmuştur!

Seçmen…

Sandık…

Ve çıkan sonuç itibariyle…

Önem arz edici "mesajlar" ihtiva ediyor…

O da; "yeni bir Kürt açılımı.."

***

Şiddet.. Terör.. Kan ve gözyaşından yorulduk..

Huzur.. İstikrar..

Güven.. Eşitlik ve özgürlük….

Ve milli bir mutabakat..

Toplumsal bir "barış", bizim de hakkımız!…

Yaşamak istiyoruz..

Artık hayatın doyumunu almak istiyoruz..

***

İşte bu beklenti…

Ve sandıktan çıkan sonuç…

Birbirini tamamlayan entegrasyonla…

Hükümet kanadında…

Erdoğan cephesinde…

Ve Devlet Başkanlığı sisteminde; "cevapsız ve karşılıksız" kalmamalı…

Yoksa…

İşte onu da, arif olan anlar…

***

BU İŞ BİTMİŞTİR?

Ne diyor okurlarımızdan biri…

Diyor ki…

CHP'de,

HDP'de,

Saadette,

Ulusalcı da,

Seküler anlayışın savunucuları da,

Yani birileri istemezse de…

***

Her ne kadar…

AB karşı durduysa da…

Haçlı anlayış, "fitne" üretmeye devam ettiyse de…

İç işlerimize "çomak" soktularsa da…

Alışkanlıklarını devam ettirdiyse de…

İttihat ve Terakki "zihniyetinin" savunucuları kendini yırttıysa da!

"Atı alan Üsküdar’ı geçti" misali…

Hepsi; "nafile" nalını topluyor..

Çünkü 94 yıllık "vesayet" yıkılmıştır…

***

Yani olan oldu…

İş bitti, amele paydos…

Hayırlı olsun…

Duamız o'dur ki; "böylesi daha iyi oldu" denilmesi..

Niye mi?

Çok başlılık,

Çift kişilikli,

Koalisyonlu "yönetim" dönemi bitti!

***

Artık…

Sıkıyönetim…

Örfi idare…

Askeri mahkeme…

Sınıfsal ayrıştırma yok…

Hele ki, "vekil" transferleri olmayacak…

Artık Jüristokrasi söz konusu bile edilemeyecek!

Çünkü…

"Devlet Başkanlığı" geldi…

Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi artık var…

***

CHP'NİN MAYASI TUTMAZ!

Seçim sonuçlarına dair…

CHP'nin sergilediği tutum…

Blöften öteye değil…

Baksanıza, "meclisten çekilebiliriz" bile diyorlar…

HDP'nin "seçim" iptaline dair çıkışı…

Neymiş; "mühürsüz zarf" mühürlenmiş…

Gelinen aşama itibariyle…

Kaldı ki, referandumu yenileyecek "bir durum da" ortada yok…

***

Ki, 2015'te kendilerinin bizatihi başvurusu var…

Hem CHP…

Hem de HDP'nin…

Buyurun, İstanbul Büyükçekmece seçimlerine dair, yaptıkları başvuru…

Kendilerine gelince olur…

Kendilerine gelmeyince olmaz…

Yükselen ses, "gayriciddî…"

***

Neyse!

Bu iş bitmiştir, "devlet başkanlığı" kendini ikmal etmiştir…

YSK gereken cevabı vermiş..

Türkiye yeni bir "serüvene" girmiştir…

Artık, yarına bakalım…

***

1.5 PUAN MEŞRU DEĞİL…

Ebe yuh…

Adamlara bakın ya…

Diyorlar ki; yüzde 51.49 meşru değil…

Ya ne?

Fark, 1,5 puan imiş…

Hayır; yüzde 48.51 imiş…

Yani arada; "bariz fark" yok imiş!…

***

İyi de.. Yasa ne diyor..

Yüzde 50 artı 1 yeter…

Ki buradaki, 1.5 puan farkı, 1 milyon 370 bin seçmene tekabül ediyor..

Az mı?

***

Şimdi..

ABD'deki seçime bakın…

Yüzde 50 artı küsurat…

Ki, 300 bin oy deniliyor…

Normal görülüyor…

Çıt diyen yok…

İşte, İngiltere…

AB üyeliğinden ayrılma referandumu…

Yüzde 51.90 civarında…

İtiraz eden yok…

***

İş bize gelince!

Meşru değil, aymazlığı içerisine giriliyor…

Beyler…

Bayanlar…

Referandum'un özünde yatan gerçek de bu…

Biri ister, diğeri istemez…

Hele ki iş; "yönetim" şeklinin değişikliğinde ise!

Durum daha bariz olur.

***

Ne diyoruz?

Yasa, kanun, nizam "ne diyorsa o"…

Yok derseniz…

İşte o da sizin bileceğiniz…

Ki o işte…

"Havanda su dövmenin" ötesinde bir anlam teşkil etmez…

***

ALINAN DERSLER!

Referandum…

Gerek öncesi, gerekse de sonrası…

Yani, kampanya…

Ve sandıktan çıkan sonuç…

Çok ders-i ibretler ihtiva etmektedir…

“Bir musibet; bin nasihatten iyidir” sözüyle…

***

Hiç kuşkusuz ki…

İhtiras!

Hazımsızlık…

"Kör taassubun" ana katmanlarıdır…

Ne yazık ki…

Sirayet etmesin, "yoldan" çıkararır.…

Davayı da…

İnanmışlığı da…

Bir anda, "tarumar" eder…

Bir bakmışsın ki, "ezeli" hasmın kucağına itilmiş vaziyettesin…

***

SAADET-CHP İTTİFAKI!

Evet…

Bunun en bariz örneği…

Saadet Partisi…

Ve CHP'nin referandum'da…

Kendilerince; "ihtirasın" oluşturduğu köprüde buluşması..

***

Bir tarafta; "Milli görüş.."

Bir tarafta, "İttihat Terakki" anlayışı…

Ve bugün…

Vesayet sistemine "topyekûn" bel çıkıyor…

Erbakan'ın…

Öyle inanıyorum ki, 28 Şubat'taki tabloyu hatırlayarak…

"Kemikleri" sızlamaktadır…

Davamıza kimler sahip çıktı?

Şimdi, neyin namı hesabına; "falso" yapıyorlar?

***

Biliyorum!

Birileri bu "gönül dostluğunu(!)…"

Kendi akıl kutusunda…

Siyaseten; "kazanım" olarak görebilir…

Haklı da olabilir…

Ama şunu iyi görmeli…

CHP'nin "kader birliği" hep vesayete dair olmuştur…

Çünkü "tekçidir?" çoğulcu olamamıştır…

***

RAKAMLARIN İFADESİ…

Matematiğin kuralı nettir…

Ya artı, ya eksi…

Ya çarpma, ya bölme…

Veyahut da farklı, "metotların" uygulanması…

Ama…

Hepsinin sonucu; "rakamların kendi" eşdeğerinde vakiliğidir…

***

Şimdi…

Şu referandum'da görüldü ki…

İki artı iki dört etmiyor…

Ki bunu dünkü yazımda da, aktardım!

AK Parti ve MHP'nin ittifakı…

En bariz, sonuca göre…

1 Kasım'daki tablonun, toplamını doğurmadı…

Yüzde 48 ila yüzde 14 birbirini, "toplayamadı…"

Yüzde 62 düşünüldü…

Sandıktan yüzde 51.49 çıktı…

Ki Kürtlerden giden oylar bariz orta yerde iken…

***

Yani…

Siyasette "rakamlar" varlık sonuçlarını doğurmaz…

Ki bunu…

Hayır cephesi için de ifade edebiliriz…

HDP…

CHP…

Saadet…

Vatan Partisi…

Ve illegal örgütlerin ittifakı; "toplama" metoduna göre sonuç vermedi…

Velhasıl!

Siyasette "iki artı iki dört" etmiyor…

Ha birde unutmayın..

Bu seçim; referandum du…

Parti seçimi değil..

Ya da, milletvekili, belediye başkanlığı seçimi değil…

Yanlış hesap, doğru sonuç vermez!..

***

KAYBEDEN İLLER…

Diyeceksiniz ki...

Referandum'un yenilenleri…

İl bazında derseniz..

İstanbul…

Ankara…

Trabzon…

Adana…

Mersin…

Osmaniye…

Antalya…

Ve tabi ki, Rize…

AK Parti ve MHP adına; "kayıp" veren şehirler olarak kayde geçmiştir…

Doğru mu..

Eee…

Belediye onlarda, Milletvekilleri onlarda…