Görüş Bildir

BİR SÖZ DE BİZDEN

Ali İhsan Erdem
Ali İhsan Erdem

BÜYÜK İHANET

Pazar günü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan

kurucusu olduğu Türkiye Gençlik Vakfının düzenlediği bir program için

Diyarbakır da idi.

TÜGVA’nın Dicle kentte belediye tarafından tahsis edilen

yeni binasında bir program yapıldı. Programa basından takip ettiğim kadarıyla

ilimizin yeni valisi, yeni rektörü, yeni belediye başkanı, ilimizin Ak Partinin

yeni MKYK üyesi, ilimizin milletvekileri ve stk temcileri katıldı. Farkına

vardıysanız hep yeni isimler. Şehrimizi de etkin ve yetkin zevat yenilerden

oluşuyor.

Bilal Erdoğan programda son dönemki siyasi gelişme ve tartışma

konuları ve gençlik için güzel bir konuşma yapmış. En önde oturan zevat pür

dikkat bu konuşmayı dinledi. Genelde gençlere yaptığı konuşmayı bu sefer

şehirde ki devlet erkine yapmış oldu.

Gençlik ile ilgili bir vakıf yıllardır ülke genelinde eğitim hizmetinde yurtlar

açıyor öğrencilere burs veriyor vatanına milletine bağlı gençliğe sahip çıkıyor.

TÜGVA yani Türkiye Gençlik Vakfı Kurumsal olarak kendilerini, dünya

üzerinde iyi ve güzele dair ne varsa savunan, her daim hakkın ve adaletin

tarafında olacak bir nesil yetiştirme amacıyla kurulmuş yeni nesil bir gençlik

vakfı olarak tanıtmaktadır.

Adalet, ahlak birlik, iyilik ve özgürlük desturu ile

yola çıktıklarını belirtip yeni nesil gencin enerjisi, hızı ve dinamizmi ile iyilik

odaklı işler yapan, deneyimini paylaşan ve yaşatan anlayışa sahip vakıfçılık

modelini oluşturduklarını belirtmektedir.

Tüm bu ilke ve hedefler doğrultusunda yaptıkları çalışmaları yakından takip

ediyoruz.

Ak Partinin 15 yıllık iktidarı döneminde, bu şahsiyetler Diyarbakır da şimdiye kadar hangi

hizmetlerin altına imza attılar?

Gençliğimize yönelik hangi projeler geliştirildi ?

İlimizin tiranları pardon büyükleri konumundaki siyasetçileri: gençlikle ve eğitimle

ilgili hangi yatırımlara öncülük etti? Bırakın gençliği… Kadınlara, yaşlılara

engellilere, terör mağdurlarına çocuk gelinlere, kan davalarına, işsizlik

sorununa yönelik ne yaptılar? Cevabını biz verelim isterseniz..

2002 yılında halkın büyük teveccüh gösterdiği Ak Parti tek başına iktidara

geldi. Bu bölgede büyük bir heyecana neden oldu?

Çünkü Ak parti 7 milletvekili

ile ilimizde temsil edildi. Recep Tayip Erdoğan Güneydoğu'da tabiri caizse nefes oldu..

Heyecan ve beklentiler oluştu..

Halk arasında efsaneye

dönüştü.

TRT6, Kürtçe öğrenim ve özel okularda eğitim hakkı vs. demokratik

haklar ve tabu olmuş bazı yasaklar bir bir yıkılırken sıra tüm ülkeye yapılacak

hizmetlerden bölgenin de faydalanmasına gelmişti ki birileri dur dedi.

Kimdi bu birileri?

Örgüt mağarasında arkasında örgüt bayrağı ile bir yerlere selam

çakma görüntüsü veren zevatlar dan biri, "tiran olmaya" karar veren ve yıllardır

kabus gibi ilimizin üstüne çöken biri.

Bu kişiler "emellerine" nasıl ulaştı?

Arkasından diğer milletvekillerine "karakter suikastleri" yaptı tek tek itibarsızlaştırıldı. Değersiz kıldı hepsini.

Yanında emir komutalarına göre hareket edecek eski memur bir iki kişi

bırakıp 3'lü troyka oluşturdu. AK Partinin hizmet ve projelerinin kendi

üzerlerinden ancak bölgeye ulaşmasına izin verdiler. Önce kurum atamalarını

kendine göre dizayn etti. Diyarbakır da kendileri adına sağa sola koşturacak

yeğen, abi, akraba vs şahıslardan oluşan temsilciler bıraktılar. Uçan kuştan

haberdar oldular, onlardan habersiz camilere hela bekçileri bile atanmaz oldu.

Eğitim, sağlık, imar, tarım, şehircilik çevre, vakıf maliye üniversite belediye

dahil olmak üzere tüm akçeli kurumları dizayn edip kendilerine hizmet edecek

adamlar atadılar.

Valilik SODES projeleri , TKDK, hibeler İŞ Kur ne varsa

ambargo koyup yönlendirdiler ve kendileri için kullandılar. Kimisi Devlet

emeklisi , kimisi de STK temsilciliği geleneğinden gelen troyka üyeleri zengin

bir mal, mirasa sahip değilken birden varlıklı zengin insanlar olmaya

başladılar.

Öz güvenleri dokunulmazlık duyguları o kadar artı ki FETÖ

üniversitelerine mütevelli heyet oldular. Bu sayede ilin hemen tüm kamu

hazine arazilerini zimmetlerine geçirdiler. Hem Feto kurumlarına tahsis etiler

hem de kendilerine bağışladılar.

Peki terörün kol gezdiği bu topraklarda

bunlara hiç kimse karışmadı mı bir şey istemedi mi? Bu kadar güvende olmayı

nasıl sağladılar? Bunların legal kollarıyla işbirliği yaptılar elbette.

Bunun için

imar izinler çıkartılar emsalleri artırdılar 50 yıllık kiralamalar yaptılar

belediyelerde işleri hiç aksamadı. Kazan kazan kuralı uygulandı tabi ki… Bu

ara terör savcılığının KCK ya ve FETÖ terör örgütlerine para bağışı yapan

yüzlerce kişi göz altına alınıp haklarında inceleme yapılırken bunlar ve

bağlantılı şahıslarla ilgili hiç mi inceleme soruşturma yapılmıyor? Elbette

zamanı geldiğinde yapılacak bundan hiç şüpheniz olmasın…

Bölgeye olan etkileri bununla sınırlı değil elbette. İhaleler, amir atamaları

parti teşkilat yapılanmaları, tamamıyla liyakat esasına göre değil troykaya

yakınlık kıstasına göre yapılır oldu.

Ön seçimler temayül yoklamaları, bölge

koordinatörlerinin raporları bunların yalanlarını, dolanlarını her şey benim

kontrolümde olsun planlarını aşamadı.

Farkında mısınız? 15 temuz darbe planı dahi Diyarbakır da yapıldı. Hain

darbeci Semih Terzi buradan gitti.

Külliyeyi, TBMM’ni, Ankara emniyetini

Gölbaşı çevik kuvveti bombalayan uçaklar Diyarbakır dan kalktı. Diyarbakır da

bu kadar hazırlık birden olmadı elbet.

Yıllarca bunlara kim kol kanat gerdi…

Diyarbakır da bunlardan habersiz kuş uçmaz dı hani?

15 sene boyunca Ak Parti fakire dağıttığı nimetlerinden, projelerinden

devletin şefkat elinden , bunlar uzak tuttu halkı.

Zaten uluslararası proje

sahipleri ve terör örgütleri bunların varlığından ve siyasetinden hiç rahatsız

olmadı. Çünkü halkı siyaseten Recep Tayyip Erdoğan dan uzaklaştıran,

gençliğe değil kendilerine yatırım yapan bu şahıslar kimse için tehlike

oluşturmuyordu.

Kazan kazan kuralı maalesef burada da işledi. Şimdi geriye

doğru bakıp düşünmek lazım bu düzen böyle devam eder mi diye ?

Yazımın başında genç bir adam olan Bilal Erdoğan’ın gençlik için ,ülke için

millet için kendi çapında yaptığı hizmetlerle çabayla ve azmi ile sahada can

siperane uğraşırken , meğer bölgemizden sorumlu koca koca siyasetçiler

dediğimiz ve bölgenin emanet verildiği troyka üyelerinin yıllarca kendi şahsi

menfaatleri için kimlerle iş yapıyormuş..

Bilal Erdoğan gençlik için

koştururken bunlar kimin için koşturdukları ortada. Kürt sorunu deyip kedisini

okşarken mangalda kül bırakmayanlar, yıllardır bölgede sebep oldukları Ak

Parti nefreti ile Kürt sorunun asıl mübesibi olduklarını unutacağımızı

sanmasınlar. İster bakan olun ister genel merkez çalışanı isterseniz de müstafi

siyasetçi yatağınızda hasta olun bu tablomum sorumlusu sizsiniz ve de hesap

vereceksiniz…

Bu dünya olmasa da adaletin pençesi rabbin huzurunda sizi bekliyor olacak.

Çünkü mazlumun hakkı ve beytülmal kutsaldır… Bunu yeni Valimiz, Yeni

Belediye Başkanımız, Yeni Rektörümüz, Yeni MKYK üyemiz de hiç unutmamalı

ve unutur mamalı..!

Bizimkilerin artık halk için çalışıp çalışmayacaklarını elbette tahmin etmem

mümkün değil, ancak; Bilal Erdoğan’nın gençlik programına ülkenin başka bir

köşesinden devam edeceği kesin…

Selam ve dua ile


Bu Makale 820 kere okunmuştur.