Pazar günü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan
kurucusu olduğu Türkiye Gençlik Vakfının düzenlediği bir program için
Diyarbakır da idi.
TÜGVA’nın Dicle kentte belediye tarafından tahsis edilen
yeni binasında bir program yapıldı. Programa basından takip ettiğim kadarıyla
ilimizin yeni valisi, yeni rektörü, yeni belediye başkanı, ilimizin Ak Partinin
yeni MKYK üyesi, ilimizin milletvekileri ve stk temcileri katıldı. Farkına
vardıysanız hep yeni isimler. Şehrimizi de etkin ve yetkin zevat yenilerden
oluşuyor.
Bilal Erdoğan programda son dönemki siyasi gelişme ve tartışma
konuları ve gençlik için güzel bir konuşma yapmış. En önde oturan zevat pür
dikkat bu konuşmayı dinledi. Genelde gençlere yaptığı konuşmayı bu sefer
şehirde ki devlet erkine yapmış oldu.
Gençlik ile ilgili bir vakıf yıllardır ülke genelinde eğitim hizmetinde yurtlar
açıyor öğrencilere burs veriyor vatanına milletine bağlı gençliğe sahip çıkıyor.
TÜGVA yani Türkiye Gençlik Vakfı Kurumsal olarak kendilerini, dünya
üzerinde iyi ve güzele dair ne varsa savunan, her daim hakkın ve adaletin
tarafında olacak bir nesil yetiştirme amacıyla kurulmuş yeni nesil bir gençlik
vakfı olarak tanıtmaktadır.
Adalet, ahlak birlik, iyilik ve özgürlük desturu ile
yola çıktıklarını belirtip yeni nesil gencin enerjisi, hızı ve dinamizmi ile iyilik
odaklı işler yapan, deneyimini paylaşan ve yaşatan anlayışa sahip vakıfçılık
modelini oluşturduklarını belirtmektedir.
Tüm bu ilke ve hedefler doğrultusunda yaptıkları çalışmaları yakından takip
ediyoruz.
Ak Partinin 15 yıllık iktidarı döneminde, bu şahsiyetler Diyarbakır da şimdiye kadar hangi
hizmetlerin altına imza attılar?
Gençliğimize yönelik hangi projeler geliştirildi ?
İlimizin tiranları pardon büyükleri konumundaki siyasetçileri: gençlikle ve eğitimle
ilgili hangi yatırımlara öncülük etti? Bırakın gençliği… Kadınlara, yaşlılara
engellilere, terör mağdurlarına çocuk gelinlere, kan davalarına, işsizlik
sorununa yönelik ne yaptılar? Cevabını biz verelim isterseniz..
2002 yılında halkın büyük teveccüh gösterdiği Ak Parti tek başına iktidara
geldi. Bu bölgede büyük bir heyecana neden oldu?
Çünkü Ak parti 7 milletvekili
ile ilimizde temsil edildi. Recep Tayip Erdoğan Güneydoğu'da tabiri caizse nefes oldu..
Heyecan ve beklentiler oluştu..
Halk arasında efsaneye
dönüştü.
TRT6, Kürtçe öğrenim ve özel okularda eğitim hakkı vs. demokratik
haklar ve tabu olmuş bazı yasaklar bir bir yıkılırken sıra tüm ülkeye yapılacak
hizmetlerden bölgenin de faydalanmasına gelmişti ki birileri dur dedi.
Kimdi bu birileri?
Örgüt mağarasında arkasında örgüt bayrağı ile bir yerlere selam
çakma görüntüsü veren zevatlar dan biri, "tiran olmaya" karar veren ve yıllardır
kabus gibi ilimizin üstüne çöken biri.
Bu kişiler "emellerine" nasıl ulaştı?
Arkasından diğer milletvekillerine "karakter suikastleri" yaptı tek tek itibarsızlaştırıldı. Değersiz kıldı hepsini.
Yanında emir komutalarına göre hareket edecek eski memur bir iki kişi
bırakıp 3'lü troyka oluşturdu. AK Partinin hizmet ve projelerinin kendi
üzerlerinden ancak bölgeye ulaşmasına izin verdiler. Önce kurum atamalarını
kendine göre dizayn etti. Diyarbakır da kendileri adına sağa sola koşturacak
yeğen, abi, akraba vs şahıslardan oluşan temsilciler bıraktılar. Uçan kuştan
haberdar oldular, onlardan habersiz camilere hela bekçileri bile atanmaz oldu.
Eğitim, sağlık, imar, tarım, şehircilik çevre, vakıf maliye üniversite belediye
dahil olmak üzere tüm akçeli kurumları dizayn edip kendilerine hizmet edecek
adamlar atadılar.
Valilik SODES projeleri , TKDK, hibeler İŞ Kur ne varsa
ambargo koyup yönlendirdiler ve kendileri için kullandılar. Kimisi Devlet
emeklisi , kimisi de STK temsilciliği geleneğinden gelen troyka üyeleri zengin
bir mal, mirasa sahip değilken birden varlıklı zengin insanlar olmaya
başladılar.
Öz güvenleri dokunulmazlık duyguları o kadar artı ki FETÖ
üniversitelerine mütevelli heyet oldular. Bu sayede ilin hemen tüm kamu
hazine arazilerini zimmetlerine geçirdiler. Hem Feto kurumlarına tahsis etiler
hem de kendilerine bağışladılar.
Peki terörün kol gezdiği bu topraklarda
bunlara hiç kimse karışmadı mı bir şey istemedi mi? Bu kadar güvende olmayı
nasıl sağladılar? Bunların legal kollarıyla işbirliği yaptılar elbette.
Bunun için
imar izinler çıkartılar emsalleri artırdılar 50 yıllık kiralamalar yaptılar
belediyelerde işleri hiç aksamadı. Kazan kazan kuralı uygulandı tabi ki… Bu
ara terör savcılığının KCK ya ve FETÖ terör örgütlerine para bağışı yapan
yüzlerce kişi göz altına alınıp haklarında inceleme yapılırken bunlar ve
bağlantılı şahıslarla ilgili hiç mi inceleme soruşturma yapılmıyor? Elbette
zamanı geldiğinde yapılacak bundan hiç şüpheniz olmasın…
Bölgeye olan etkileri bununla sınırlı değil elbette. İhaleler, amir atamaları
parti teşkilat yapılanmaları, tamamıyla liyakat esasına göre değil troykaya
yakınlık kıstasına göre yapılır oldu.
Ön seçimler temayül yoklamaları, bölge
koordinatörlerinin raporları bunların yalanlarını, dolanlarını her şey benim
kontrolümde olsun planlarını aşamadı.
Farkında mısınız? 15 temuz darbe planı dahi Diyarbakır da yapıldı. Hain
darbeci Semih Terzi buradan gitti.
Külliyeyi, TBMM’ni, Ankara emniyetini
Gölbaşı çevik kuvveti bombalayan uçaklar Diyarbakır dan kalktı. Diyarbakır da
bu kadar hazırlık birden olmadı elbet.
Yıllarca bunlara kim kol kanat gerdi…
Diyarbakır da bunlardan habersiz kuş uçmaz dı hani?
15 sene boyunca Ak Parti fakire dağıttığı nimetlerinden, projelerinden
devletin şefkat elinden , bunlar uzak tuttu halkı.
Zaten uluslararası proje
sahipleri ve terör örgütleri bunların varlığından ve siyasetinden hiç rahatsız
olmadı. Çünkü halkı siyaseten Recep Tayyip Erdoğan dan uzaklaştıran,
gençliğe değil kendilerine yatırım yapan bu şahıslar kimse için tehlike
oluşturmuyordu.
Kazan kazan kuralı maalesef burada da işledi. Şimdi geriye
doğru bakıp düşünmek lazım bu düzen böyle devam eder mi diye ?
Yazımın başında genç bir adam olan Bilal Erdoğan’ın gençlik için ,ülke için
millet için kendi çapında yaptığı hizmetlerle çabayla ve azmi ile sahada can
siperane uğraşırken , meğer bölgemizden sorumlu koca koca siyasetçiler
dediğimiz ve bölgenin emanet verildiği troyka üyelerinin yıllarca kendi şahsi
menfaatleri için kimlerle iş yapıyormuş..
Bilal Erdoğan gençlik için
koştururken bunlar kimin için koşturdukları ortada. Kürt sorunu deyip kedisini
okşarken mangalda kül bırakmayanlar, yıllardır bölgede sebep oldukları Ak
Parti nefreti ile Kürt sorunun asıl mübesibi olduklarını unutacağımızı
sanmasınlar. İster bakan olun ister genel merkez çalışanı isterseniz de müstafi
siyasetçi yatağınızda hasta olun bu tablomum sorumlusu sizsiniz ve de hesap
vereceksiniz…
Bu dünya olmasa da adaletin pençesi rabbin huzurunda sizi bekliyor olacak.
Çünkü mazlumun hakkı ve beytülmal kutsaldır… Bunu yeni Valimiz, Yeni
Belediye Başkanımız, Yeni Rektörümüz, Yeni MKYK üyemiz de hiç unutmamalı
ve unutur mamalı..!
Bizimkilerin artık halk için çalışıp çalışmayacaklarını elbette tahmin etmem
mümkün değil, ancak; Bilal Erdoğan’nın gençlik programına ülkenin başka bir
köşesinden devam edeceği kesin…
Selam ve dua ile
Bu Makale 820 kere okunmuştur.