ACABA DOĞRU MU YAPTIK?

Son nefese kadar devam eden dünya imtihanı, ehli iman ve Allah'ın rızasına uygun hareket eden ancak başarılı olabilir. Peygamberlerin hadi ömürlerinin sonu hayırlı olması için dua ettikler dünya hayatı, bizlerin daha fazla dikkat etmemiz gerekir.

Bu imtihan sahasında, nefis ve şeytan, en büyük düşmanımızdır. Onlar var güçleri ile bizleri cehenneme sokmak için son nefesimize kadar çaba harcamaktadırlar.

    İmtihanın en büyük özelliği çok bilme yerine bildikleri ile gücü nispetinde amel etmekle ancak başarılı olur. Evet bilmek, anlatmak, öğretmek güzel ancak ondan daha güzeli yaşamak ve hayatımıza tatbik etmektir.

       Şeytan bilgisizlikten değil, kendini beğenmekten ve başkasını (Adem) küçük görmekten dolayı lanetlenmiş ebedi cehennemi hak etmiştir.

      Bir çoğumuz insan hak ve hukuku dediğinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi, Hz. Ömer(ra), sahabeleri, Kur’an ayetlerini, Hadisleri… Fatih Sultan Mehmet, Selahaddini Eyyubiyi bilir tanır onlarla haklı biçimde gururlanırız.

     Okul yıllarında İHL okuduğumuz için çok sıkıntılar çeker, siyasi baskılara maruz kalır, dinimiz İslam’a yapılan fiziki ev fikri saldırılara karşı az bilgimizle karşılık vermeye çalışırdık.

     Adalet, hak, hukuk, İnsan onuru, can ve mal güvenliğinin İslam dini ile sağlanacağını, medeni ülkelerin seviyesine çıkmanın da siyasi İslam’la mümkün olacağına inanırdık.

    İntikam, zulüm, haksızlık yerini adalet, hoş görü, af etme ve sevginin alacağını, kayırma, torpil ve rüşvet yerini liyakat ve ehil olanların siyasi İslamın iktidar olduğunda sağlanacağını düşünür ve bu uğurda var gücümüzle çalışırdık.

        Hele turban bir namus ve iffet abidesi olduğu, İslamın bir emri olan tesettürü siyasi bir simge haline getirmiştik. Peki değdi mu yapmıştık?

      Farklı cevaplar verile bilir bence faydası olsa da değmedi nasıl mı? İşte turban, Allah’ın rızasına uygun giyenlerden özür dileyerek belirteyim ki maalesef uğruna mücadele ettiğimiz turban ve tesettür bir moda, makam kapma ve zevk halini almaş, sokak ve caddelerdeki giyimleri ile utanılacak bir hal almıştır. Başını turbanı takarken giydiği ince ve dar elbiseler ile tesettürün t'esini dahi yerine getirmemektedirler.

       İmam hatip, eminim bir çoğunuzun “ah hanı o eski imam hatipler” dediğinizi duyar gibiyim. Sığara içen, tembel, saygıda kusur eden… ve daha nice eksiklik ve yanlışlıklar, topluma yön veren değil, bağ olmuşlardır.

      Daha önce siyası baskı altında olan İslami STK lar bir biri ile kenetlenirdik, destek verir kardeşlik hukukuna riayet ederdik ya şimdi?

     İktidara geldik, imkanlar ve olanaklar lehimizde, ya durumumuz? Evet ya durumumuz kardeşlik hukuku mu? O da ne der gibi olmuştur. Sadece kendi cemaati, tarikatı ve siyaseti kardeş kabul ederken ya diğerlerini? Bırakın kardeş kabul etmeyi, yok etmek için elimizden gelenin fazlasını yapma çabası içine girmişiz.

      İdam istemek ve bunu kanunlaştırmaya, meşru hale getirmeye çalışmak, iktidar değiştiğinde ucunun nereye varılacağını tahmin edilemeyen idam gibi, dinen meşru olmazsa, insanı öldürme, yanı katil olmak için çaba harcanmasına ön ayak olmak.

       İmkanlarımız çoğalmış iktidarda söz sahibi olmuşuz imkanların gereği olan Allah’a şükür edebiliyor muyuz? İslam’ın güzelliklerini, barış be hoş görüsünü insanlara suna biliyor muyuz?

      Korkarım ki Allah bu nimetleri, bizde alması ve ahrette hesabını sormasıdır. Hani Riyaz’u-Salihin 65 hadisteki Ebu hureyrenin rivayet ettiği, Abraş (alaca derili), kel ve kör birisinin dualarının kabul olması imtihan ve Abraş ile kelin imtihandan başarısızlıkları ve akıbetleri… Allah bizleri muhafaza etsin..

DUA VE SELAMLARLA