Başkanlık Sistemi

11 Şubatta değerli yazar ve dostum Eyüphan Kayahan'ın misafiri olarak Diyarbakır AK Parti'nin düzenlenmiş olduğu siyaset Akademisi programına misafir oldum.

 Konuşmaci sakarya Üniversitesi'nden Prof. Ebubekir Sofuoğlu idi, merak ettiğim başkanlık sistemi hakkında, akademiye katılanlara bilgi verecekti.

 Konuşmaci; anayasa değişikliğinin meclise gelmesi, tartışmaları, görüşmeleri ve bu görüşmeler esnasında muhalefet partisinin tavırlarını ağır bir dille eleştirdi. Netice itibari ile "hayır demek ne kadar bir Hakkı ise Evet demenin de bir Hakkı olduğu" belirti.

Meclisin vazifesi; yasa veya anayasa çıkarmak olduğu, değişiklik teklifleri yapılıp görüşülmesi lehte ve aleyte fikir beyan edilmesi gerektiği, neticede, oylama ile sonucun belirlendiği kabulu durumunda yasalaştiğini belirti.

Tabii yasalar meclisten çıkar ancak yurutma sahası hakim ve savcılar görevlidir, Onun için yasalar hazırlanırken, niyet ve fikir değil metine yazılanlar çok önemli. Bir nokta, virgul, önlem ve harf eksikliği veya fazlalığı yasanın amacının dışına farklı bir uygulama biçimi ortaya çıkmasına da sebebiyet verebildiği,gerçeğini dile getirdi.

Benim beklentim, değişikliği istenen 18 maddeyi izah etmesi idi, üzülerek belirtelim ki olmadı, ancak değişikliğe niçin ihtiyaç olduğunu anlattı.

Sn. Sofuoğlu "Parlamenter sistemin bizim Türk örf adet ve gereklerine uygun bir sistem olmadığını, Galip devletler, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın, mağlup olan Osmanlı, Macaristan ve Almanya imparatorluklarina bir dayatması olduğunu, çift baslilik oluştuğunu, neticesi itibari ile sıkıntılara sebep olduğunu" soyledi.

Oysa Devlet geleneğimizde toy toplama geleneği ve kararlarının önemi, güçlü toy dönemlerinde güçlü devletler kurulduğu gerçeği ile dinimizde "istişarenin" sünnet olduğu gerçegini göz ardı ettiğiydi.

Sn, Sofuoğlu, "Bu sistemin ülkemiz gerçekler ile bağdaşmadığını Osmanlı'nın son on yılıyla ta günümüze kadarki uygulaması ile hep sıkıntılara vesile oldugunu, Talat paşa döneminde önce avrupa, sonra da Ortadoğu daki toprakların kayıp edildigini, Cumhuriyet Dönemi'nde cumhurbaşkanı ile başbakanlar arasında sürekli sıkıntılar yaşandığını, darbeler, yaşandığını, kanunlari çıkarmaların uzun süre aldığını, çıkan kanunların veto edildigini, yetki karmaşasi yaşandığını, bunun da ülkeye zarar verdiğini, getirilen yasa ile bunlara çözüm getireceğini Atatürk ve İnönü dönemindeki yetkilerin yeni sistemle tekrar cumhurbaşkanına verildiğini" belirtti.

Çelişki gördüğüm konuların başında, galip devletlerin, neticesi dayatılan Parlamenter sistemin ilk uygulayıcısı Atatürk ve İnönü dönemleridir ki, yeni sistem dedikleri başkanlık sistemi aynı dönemin yetkileri tekrar ediliyorsa yeni bunu neresi?

Osman imparatorluğunun son on yılından ta 1950 lere kadar uygulanan güçlü lider zayıf parlemento ve neticeleri, ağır eleştiriler alırken neden tekrar başa dönüldü?

Değişikliklerin nedenleri arasında saydığı, Cumhurbaşkanı ve Hükümet arasında sık sık meydana gelen krizler, yetki karmaşasi, kanunların vetosu, hükümet değişiklikleri ise, akla şu soruları getiriyordu; Çift başlı yönetim ve sıkıntılar giderilmesi için değişikliği yapılırken neden güçlü meclisi, hükümet ve lider yerine, Güçlü lider seçildiğidir.

Oysa parlementonün güç kazandığı, hükümetin güçlü bir liderle yönetildiği Dp ve Adnan menderes, Anap ve Turgut Özal ve son on beş yıla yakındır, Ak Parti ve R. Tayip Erdoğan başarıları tartışılamaz bile.

Prof. Sofuoğlu, " Dünyanın güçlü ülkelerinin başkanlık sistemi ile idare edildiğini, başarılar sağlandığı, Cumhurbaşkanı iki defa parlementoyu fesh etme yetkisi bulunduğu, iki defa seçilme hakkı olduğu, Meclisin 401 sayiyi bulduğunda Cumhurbaşkanini yüce divana götürme hakkı olduğunu" da belirti.

Ne diyelim, herşeyin hayırlısı.

18 madeyi iyi inceleyelim ona göre karar verelim.

İşin uzmanı hukukçular bizi aydınlatsin.

Bu bir seçim değildir, kişileri, partileri değil, meclisten geçen anayasanın değiştirilen 18 maddesini oyluyoruz.

Kalp kırmadan, dişlamadan, medeni ve centilmen olalım.

Unutmayalım ki "Müminüminler kardeştir"

Allah bize hakkı hak bilip hakka tâbi olmayı, batılı batıl bilip batıldan uzak durmayı nasip etsin.

Ahiretimiz ve dünyamız için hayırlısı ne ise Allah ona göre karar vermeyi bize nasip etsin.

DUA VE SELAMLARLA.