Görüş Bildir

BİR GÖRÜŞ

CERABLUS

Cerablus; Gaziantep'in karşısında bulunan Suriye'nin Halep iline bağlı güzel bir şehir. Aslında 900 km. den fazla sınırdaş olduğumuz Suriye; dini, kültürü, örfü ve akraba bağları ile sınır kentlerimizle aynı yapıya sahiptir. Aynı kaderi paylaştığımız, sevincimizin kederlerimizin bir olduğu, sınırın öbür tarafındaki halkla, Osmanlı imparatorluğunun yıkılması ile zoraki ayrılık olmuş, insani bağlar koparılmaya çalışılmış Cerablus, Kamuşlu, Haseki, Afrin... de bu ayrılıktan nasibini almışlardır.

          İşgalci güçlerin halklara dayattıkları bu ayrılıklar, insanların kalbinde derin hasretler ve ayrılığın verdiği tarifi imkansız acıların yaşamasına sebebiyet vermiştir.

         Günümüzde ise Suriye ile hiç bir sınırı ve de bağı olmayan başta ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, Çin... Ve diğer ülkeler, senaryosunu yazdıkları Arap baharı adını verdikleri oluşumlar ile iç kargaşa çıkarıp, piyonları sahaya sürerek ülkelerin yıkılmasına, insanların yurtlarından edinmesine, katliamlara maruz kalmasına sebep olmuşlardır.

          Konuya geçmeden önce bir hatırlatma yapmak isterim; yıllarca bilerek veya bilmeyerek stratejik uzmanı denilen bazı zevatlar belli Tv. Kanallarında Doğu ve Güneydoğudaki terör ve eylemlerini değerlendirirken, terörist ile Kürt halkını bir tutmuşlardır, başka bir ifade ile terör örgütünü Kürt halkının temsilcisi olarak sunmuşlardır.

           Maalesef bu günlerde de devletimizin Suriye'ye yapmış olduğu askeri müdahale ile ortaya çıkan fiili durum karşısında yine Kürt halkının tek temsilcisi Pkk/Pyd imiş gibi sunum yapılmaktadır. Artık bu yanlışa son verilmelidir. Tekrar konuya dönersek;

          Her gün değişik Tv.kanal ve gazetelerde bu ülkelerin uçaklarla, füzelerle çoluk çocuk demeden yaptıkları katliamları görmek/duymak mümkündür. Hele sahada kullandıkları piyonlarının yaptıkları vahşeti Arş-i alayı titretecek cinstendir.

           Yanı başımızda cereyan eden Suriye iç (emperyalistlerin bir halkı yok etme planı) savaşı ülke olarak ne kadar sessiz kalabilirdik?

         Özellikle emperyalist güçlerin otuz yıldan fazladır ülkemizin başına bela ettikleri Pkk veya onun uzantısı olan Pyd nın 900 Km. den fazla olan sınırımızda hakim olmasına karşılık bir devlet olarak buna seyirci kalmamız ne kadar doğru olurdu?

         Kendilerini Kürt halkının tek temsilcisi olarak gören Pkk/pyd  illeriki yıllarda Doğu ve Güneydoğu illerindeki Kürt kökenli halkı kışkırtıp çıkaracakları isyanlarla iç savaş çıkarmayacaklarının garantisini kim verebilir?

         Veya dindar olan Kürt halkını bu örgütlerin insafına bırakmak ne kadar insani olurdu?...

         Bu ve bunlara benzer çok sorular sorulabilir. Bende kendimce bir değerlendirmede bulunayım;

         Türkiye'nin "Fırat kalkanı" adı ile sahaya inip olaylara direk müdahil olması doğru bir hamledir.

Bu harekatın kalıcı bir başarı elde etmesi içinde;

        1- Özellikle Kürt halkı ile Pkk/pyd ayırımını iyi yapmalıdır.

       2-Yıllarca sorun olarak gözüken Kürt sorununu radikal tedbirlerle çözme yoluna gidilmelidir.

       3-Suriye'deki operasyonda halkın nezdinde işgalci değil adaleti sağlayan olarak kabul görmelidir.

        4-Pkk/pyd halk üzerindeki baskısını hafifletmek için diğer Kürt gurup/gençlerle iyi ilişkiler içerisine girmeli tam destek vermelidir.

       5-Halkın Örf, adet, gelenek, dini inanç ve insanı değerlerine önem vermelidir.

       6-Operasyonun haklı gerekçeleri insanlara iyi anlatılmalı ve sonuç alma odaklı olmalıdır.

        7- ÖSO Güçlendirilmeli, demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşması içinde her kesimden insanların bu çatı altında birleştirilmesi sağlanmalıdır.

       8-Operasyon al faaliyetler şova dönüştürülmemeli, küçük hedefleri özel birliklerle sessizce etkisiz hale getirilmelidir.

        9- Af ve pişmanlık kapısı sonuna kadar açık olmalı, bundan yararlanmak isteyenler rencide edilmemelidir.

       10-Dini değerlere önem verilmeli, halkın nezdinde itibar sahibi olan şahıslar onurlandırılmalı, kardeşlik hukukunun tesisi için bunlardan yararlanılmalı.

        11- Saman alevi gibi kısa zamanda parlayıp sönmemeli, kalıcı, yapıcı, birleştirici, tamir edici, dert ve sevinç ortağı olmasını bilinmelidir.

       Evet denilecek çok şey var ancak Fırat kalkanı operasyonu doğru bir harekettir, doğrularla desteklenirse, siyasilerde desteklerini doğrudan yana kullanmalı, sanal alemdeki kara propoğanda, fısıltı ve dedikodu önlenebilirse uzun vadede halkların kardeşliği kazanacaktır.

DUA VE SELAMLARLA


Bu Makale 1031 kere okunmuştur.