CUMA NAMAZI

Kelime olarak "toplamak, toplanmak" anlamlarına gelen Cuma, haftanın günlerinden birinin adı ve Kur'ân-ı Kerim'de 62. sürenin ismidir.

Cuma namazı Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke den Medinene'ye hicret ettiği zaman beni Salım yurdunda Ranune vadisinde kılmıştır. Şu an orada cuma mescidi adı ile bir cami mevcuttur.

İslam dininde Cuma, haftalık ibadet günü olarak seçilmiş ve bu günün bir bayram olduğu hadislerde belirtilmiştir (Beyhakî, III, 243).

Hz. Peygamber, Cuma günü hakkında;

"Güneşin doğduğu en hayırlı gün cumadır; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkmıştır. Kıyamet de cuma günü kopacaktır" (Müslim, “Cum‘a”, 18).

Başka bir hadiste bu günde yapılan duaların kabul edileceği bir anın (icâbet saati) bulunduğu haber verilmektedir. Bir rivayete göre Hz. Peygamber "Ben icâbet saatinin, hangi an olduğunu biliyordum, fakat Kadir gecesi gibi, bu da bana unutturuldu" (Hâkim, I, 279)

Yüce Allah cuma suresinde;

 “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır."

Cuma günü öğle namazı yerine Cuma namazı kılınır. İki hutbe ve iki rekaattır. Kazası olmadığı gibi Camı ve cemaatle kılınması farzdır.Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

"Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her Müslümana farzdır." (Ebu Davud, Hakim)

Akıl, baliğ, hür, erkek, mukim, sıhatlı ve hapiste olmayan her Müslümana farzdır.

Cuma namazının kılınabilmesi için şartlar:

1- Şehirde veya şehir kıyısında olmak (Bugün muhtarı veya jandarması bulunan köyler şehir hükmündedir)

2- Devletin başında emir veya emirin görevlendirdiği bir kişinin bulunması (Hanefi mezheb.)

3- Öğle vakti olması

4- Öğle vaktinde hutbe okunması

5- İmam hariç en az 3 kişilik cemaat olması (Hanefi’de 3, Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir)

6- Cami herkese açık olmalı, ibadet serbestliği olmalı

Cuma günü Allâh-ü Teâla'nın katında en büyük gündür (yevm'ül mezid'dir yani sevapların en çok olduğu gündür).

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

"Cuma namazı kılmayanın kalbi mühürlenir, gafil olur." (Müslim)

Cuma günü, Kur’an okumak, zikir ve tefekkür etmek, Peygamberimize salât ve selam getirmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, camiye erken varıp kimseyi rahatsız etmeden boş yere oturup sessiz bir şekilde vaaz ve hutbeyi dinlemek suretiyle, böyle önemli bir günün mânevî feyzinden yararlanılır.

Bir hadiste “Cuma günü bir saat vardır ki Müslüman, bu saate isabet ederek (dua ve niyazda bulunup) hayırlı bir şey isterse, Allah(c.c) ona istediğini verir.”(8) buyrulur.

Peygamberimiz şöyle haber vermektedir. “Bir kimse zarûrî bir sebep olmaksızın üç Cuma namazını terk ederse (Allah katında) münâfık olarak yazılır.(9) “Allah o kimsenin kalbini mühürler.” (10)

Müslümanların haftada bir de olsa en yakın camide bir araya gelmeleri aynı camide omuz omuza namaz kılmaları, dinimizin kardeşlik hukukuna ne kadar önem verdiğinin bil fiil uygulamalı göstermesidir. Hele aynı safta sınıfsal bir ayırımın olmaması eşitliğin bir nişanesidir.

Cuma namazından sonra Hanif'ilerin kıldığı Zühr-i ahir ve ya Şafiilerin kıldığı Öğle namazının iadesi konusu ayrı bir yazı konusu olacaktır. Ancak zühr-i ahır veya öğlenin iadesi kılınmasına istisnalar hariç pek sıcak bakmamak tayım.

DUA VE SELAMLARLA