DİYARBAKIR İL MÜFTÜLÜĞÜNDEN SEVİNDİRİCİ BİR HABER

Diyarbakır'da güzel şeyler yapılırsa ve de haberimiz olursa o hayırlı işte emeği geçen herkesi tebrik etmekte görevimizdir.

             Bu gün Alimler ve Medreseler birliğini düzenlenmiş olduğu bir çalıştaya ben de katılmıştım. Bu konu ile ilgili izlenimlerimi bir başka yazımda inşaAllah değerlendireceğim.

           Ancak meslektaşım Din Bir Sen Başkanı Sayın Mevlit YILDIZ hocamdan aldığım sevindirici bir haber fazlası ile beni sevindirdiğinden dolayı bi sevindiren haberi de sizinle paylaşmayı daha uygun buldum.

          O da Diyarbakır'ın en fazla ihtiyaç duyduğu bir alanda ve de İl müftülüğü öncülüğünde Diyanet işleri başkanlığın tarafında bölgenin en büyük Cami ve külliyesinin yapılmasına karar verildiği ve çalışmaya başlandığı haberi idi.

          Nasıl böyle bir habere sevinilmez ki?

         İki güzellik bir arada.

         Biri Diyarbakır'a yakışan bir caminin inşası, diğeri buna İl müftülüğünün öncü olması. Sevincim iki kat oldu ve önceliği bu konuya verip sizinle paylaşmayı uygun buldum.

        Bir başka yazımda Osmanlı döneminde ili yöneten her paşa (vali) kendi adına yakışır bir cami yaptığını, oysa ilimizde görev yapan Müftülerin Cami yapmadıklarını (benim bildiğim kadarı ile yanlışım varsa düzeltilsin) değinmiş ve bir başlangıç yapılması gerektiğini belirtmiştim.

          Gerçi bir arkadaş "Cami yapma işi müftülük görevi olmadığı" yönünde yasal bir hatırlatma yapsa da, ben işin dini boyutuna bakarım.

           Evet Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'den Medine hicretinde yaptığı ilk işin, Mescid (Mesciün nebi) inşa etmesi ve eshabının itirazlarına rağmen kendisinin bi zatihi çalıştığı, emek harcadığı, tuğla taşıdığı tüm siyer kitaplarında yazmaktadır. Yüce Allah:

         “Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.”(Tevbe 18)

          Osman b. Affan (r.a.): Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'den işittim:

        "Kim bir mescid (cami) yaparsa, Allah onun için o mescidin bir mislini Cennet'te yapıp hazırlar."

         Diyarbakır'ın özellikle Yenişehir ve ofis semti ile yeni yerleşime alanlarında cami ihtiyacı vardır.

        Ancak İl müftülüğünün öncülüğünde en fazla ihtiyaç duyulan bir alanda ki orada Cami yok denilecek bir yede Kara yolları arsasının içinde muhteşem bir cami ve külliye girişimi bir nebzede olsa o bölgenin ihtiyacını giderileceğiydi.

          Kendisinden bilgi aldığım Din Bir sen başkanı Sn. Mevlit YILDIZ hocamın bildirdiğine göre Cami ve Külliye, 20 bin kişilik bir cemaat kapasitesi ile bölgenin en büyük kompleksi olması ayrı bir önem arz etmektedir.

          Böyle bir girişimden haberimiz olmaması bizim eksikliğimiz, yıllarca görev yaptığımız ve halende gönül bağı ile bağlı olduğumuz, hep daha iyi olması için dua ettiğimiz kurumuz olan Müftülükten bı haber olmamız ayrı bir sıkıntıdır. Bu Muhteşem diyebileceğimiz kompleksi;  yapan, yaptıran, vesile olan, yardımlarını esirgemeyen herkesten Allah razı olsun.

           Keşke bu eksikliğimiz bilinse de böyle çalışmalardan haberdar edilsek, kalemimizle bunu kamu oyuna duyurabilsek bir nebzede olsa bu hayırlı işte bizimde bir katkımız olsa ne de güzel olurdu.

        Evet bu işler rıza-i ilahi için yapılır, gösteriş için yapılmaz, ancak hayırlı işlerin duyurulması, başkasına örnek olması, hele ehli İslam aleminin bu kadar sıkıntılar içinde olduğu bir dönemde "Bak güzel şeylerde oluyor" sevincini yaşatmamız İnşaAllah riyaya girmez, ihlasımızı bozmaz.

        Emekli imam münasebeti ile bu köşemde arada bir il müftülüğü ile ilgili yazılar yazmaktayım. Şunu peşinen söyleyeyim ki Diyanetin varlığının bir ihtiyaç olduğunu Müftülük makamı ve teşkilatının saygın birer kuruluş olduğunu içten inanan birisiyim.

         Kendimce tespit ettiğim bir konuyu yani bir cami ihtiyacını son yazımdan değinmiştim.

        Sınırları çizerek Sur dışından, il lojmanlarının bulunduğu caddeden, Vilayet binasından, doğuya giden lise caddesi, belediye,  oradan askeri sınırdan aşağı inilerek güney doğu istikametinden eski sigorta hastanesi, askeri hastahane ve Selahaddini Eyyubi hastahanesine ve batıya gelinerek surlardan içeri girilmeyerek veni vidi has. oradan Ali Emiri sokakların tümü ve tekrar il lojmanları ile çevrili alanda cami ihtiyacının bulunduğunu, okullar, hastahaneler, adliye, belediye v.b kamu kuruluşlarının yoğunluğu, bölgede ufak iki uç cami olduğunu SGK binasını yanında bulunan MTA binasının altındaki caminin binanın yıkılması ile o bölgenin de camisiz kaldığını bu geniş alanda Müftülüğün öncü olmasını ve Eski devlet hastahanesinin(Selaatddini Eyyubi hastanesi) bulunduğu alana yakın bir yerde bir cami inşası için girişimde bulunulmasını istemiştim.

       Tabi bunlar benim kişisel tespitim olduğunu belirtmişim. İl müftülüğünde bu konuda bir cevap almadım. Gönül isterdi ki kendilerinde bulunan Tlf. beni çağırıp bilgilendirme yapılsaydı da ben de sizinle paylaşsaydım. Olmadı canları sağ olsun  kusur bizimdir deriz.

        Ancak Din Bir sen başkanının Karayolları arsasının içinde 20 bin insana hitap edecek büyüklükte bir cami ve kompleksinin İl Müftülüğü ve DİB. tarafında yapılmaya başladığının müjdesini almam bu üzüntümü giderdiği gibi gerçekten fazlası ile beni sevindirdi.

        Çünkü söz konusu caminin yapıldığı alan daha önemli ve de elzemdi, doğru olan yapılmış, en fazla ihtiyaç duyulan bir alanda mükemmel bir caminin inşası başlanmıştı, inşaAllah tez elden biter, bizimde haberimiz olur açılışına katılırız.

        İl Müftülüğümüzden daha nice güzel ve sevindirici haberler ile  bizi de haberdar etmelerini bekleriz.

DUA VE SELAMLARLA