EVLİLİK VE CİNSİ İLİŞKİ

Evlenme ve onun bir gereği olan Kadın, erkek ilişkisi ve cinsi münasebet.

        Sağlıklı bir neslin devamı, veraset hukuku ve mutlu bir ailenin sürdürülebilmesi için cinsi ilişkiye duyulan ihtiyaçları ve evlilik.

         Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa, hemen evlensin. Çünkü bu evlenme işi, gözü haramdan gerektiği gibi korur ve kişiyi zina yapmaktan muhafaza eder. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse o da farz olan oruç dışında nafile oruç tutmaya devam etsin. Çünkü bu nafile oruç tutma işi, kişinin şehevi isteklerine gem vurur.”(1)

          Evlenme yaşına gelen gençler, yanı aklı ve baliğ olanlar, fıtri olarak cinsi ilişki arzusu oluşur, karşı cinslerin bir birine arzu duyarlar, bu arzu cinsel ilişkiyi meydana getirir, helal bir biçimde bu arzunun  karşılanabilmesi için dinimiz nikah akdinin olmasını şart koşmuştur.

         Nikah; usullü fıkıh ve dil alimlerince cinsi ilişki manasını taşıdığını, Nikah akdindeki "inkah ve tezvic" ise haram olan ilişkinin nikah akdi ile helal olması manasına gelir.

         Yine erkeğin kadına vermesi zorunlu olan "mehir"eşinden faydalanmasına mükabil verdiği maddi bir karşılıktır.

         Mutlu bir aile hayatının devamının şartlarından biri de eşler arasındaki sevginin olması ve bunu neticesi olarak da düzgün biçimde cinsel arzuların tatmin edilmesi gerekir.

          Çünkü evlilikte birinci derecedeki amaç fıtri olan cinsi ilişkinin helal biçimde karşılanması olayıdır.

         Çoğu fakihlere göre, evlenmediği takdirde, zina yapacağına kesin kanaat ederse, oruç ve benzeri durumlarda fuhuşa düşmekten kendini koruyamaz durumda ise, mehir, eşinin nafakası,ve şeri evliliğin masraflarını karşılamaya gücü yetiyorsa onun evlenmesi farzdır. (2)

        Caiz olan bir nikahın ardından kişinin eşiyle cinsi ilişkiye girmesi bazı haller dışında helal ve de sevaptır.

         Bu haller kişinin eşi ile ters ilişki yanı arka taraftan (duburden) ilişkiye girmesi tüm mezheplere göre haramdır.

          Eşi olduğu halde aybaşı ve doğumdan sonraki belli süreler erkeğin eşinin diz ve göbek arası oynaşması ve ilişkiye girmesi de haramdır.

         Ramazan ayında oruçlu olduğu zaman( ki buda cinsi ilişki ile ilgili yasak değil oruçla ilgili yasaktır.)

          Bunların dışında ters ilişki (kubur) dişinde erkek eşi ile istediği biçimde ilişkiye girebilir. Oynaşması, şakalaşması eşlerin bir birini cinsel arzuların tahrik edici her türlü fantezi caiz hatta sevaptır diyenler vardır.

           Mehir nasıl kadının hakkı ise ilişkiye girme hakkı da erkeğindir. Erkek eşini yatağa davet ederse kadının geçerli bir mazereti olmaksızın eşini red etmesi haramdır. Hatta sünnet orucu tuta bilmesi için kadının eşinde izin alması gerekir.

          Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

        "Kişi karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler." (3)

          Eş hanımını ilişkiye çağırdığı zaman (hayız, nifaz ve ya hastalık söz konusu değilse) isteğini uygun biçimde karşılamaz "işim var, yorgunum, canım istemiyor, of yinemi... vb."gibi bahaneler birer mazEret olmaz.

         Görev yaptığım köyde samimi olduğum bir adamın iki eşi vardı "Niye iki evlilik" dediğimde O:

        "Hocam nasıl oldu ben de anlamadım, ilk eşimle yatakta ilk sıkıntı ile beraber aramızda soğukluk girdi derken, ikinci eşimle tanışma ve evlilik."

         Evet yıkılan yuvaların, aldatmaların, mutsuz yuvaların sebepleri araştırıldığında çoğunun düzenli ilişkilerin olmaması veya erkeğin ilişki davetine kadının karşılık vermemesi olarak karşımıza çıkar.

        Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü!  Hangi kadın daha hayırlıdır?" dendi.

        "Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden, nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi."(4)

         Kur'anda 58 ayette Anne-Baba (karı koca odasına);

         "... Sabah namazı öncesi, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız zaman ve yatsı namazı sonrası sizin için üç mahrem vakittir..." Çocukları olsalar dahi izinsiz giremezler.

        Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve selle:

       “Bir Müslüman erkek, eşine baktığı, eşinin de ken­disine baktığı vakit, Allahu Teâlâ her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Ve erkek, hanımının elinden tuttuğu zaman, her ikisinin de günahları parmaklarının arasından dökülüp gider.”

          Daha anlatılacak çok şey var DUA VE SELAMLARLA

         KAYNAK

        1-(Buhari, Savm 10/1905, Nikâh 2/5065, 3/5066; Müslim, Nikâh 1400; İbn Mace, Nikâh 1/1845, Nesai, Sıyam 43/2241-2245)

(islam. fık. ansik. züheyli nikah)

       3- (buharî, nikâh 85; müslim, nikâh 120)

       4- [Nesâî, Nikâh 14, (6,68).