Osman ÜNLÜ denilen hoca

 

 

      Milliyetçi yayın politikasına dikkat etmeye çalışan TGRT Tv. sinin iftar programında hocalık yapan Osman ÜNLÜ'nün çocukların camiye gelmesini çirkin biçimde eleştirmesi kabul edilecek bir durum değildir.

       İşin bir başka ilginç yanı da ramazan ayında, iftar programında böyle bir açıklama yapmış olan Osman ÜNLÜ ve ona bu imkanı sunan TGRT ye hak edildiği biçimde kınamanın yapılmadığıdır.

       Oysa "Senin etkinliğin batsın. Bu yaptığın yarın camiyi .... getirmektir" gibi bir benzetme ve eleştiri, başka bir ülkede (israil, abd, rusya, mısır...) olmuş ve oy getirisi olsaydı sağ dediğimiz bazı yazarlar eleştiri ve kınamanın dozunu en üst seviyeye getirir o ülkelerle diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve ekonomik ambargonun uygulanması için hükumete baskı kurar ve hükumette bunu kullanmaktan geri kalmazdı.

       Evet çocukların camiye gelmesi, imanın ilk aşaması olan taklidi imanın gereği ve Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin var olan bir uygulamasıdır.

       Böyle doğru olan bir uygulamayı galiz bir ifade ile eleştiren, ülkemiz insani, milliyetçi bir çizgi ile yayın yapan bir tv.si ve yazarı olunca cılız bir eleştiri dışına "dut yemiş bülbül" gibi susmayı, sineye çekmeyi ve kabullenmeyi tercih etmişlerdir.

        Hani deveye sormuşlar "boynun eğri" oda "nerem doğru ki" diye cevap vermiş. Osman ÜNLÜ nün diyaneti, camiyi, çocukları, cami cemaat'ini ve ona bu imkanı veren tv. ile bu olaya karşı susmayı tercih eden milliyetçi ve muhafazakar kesimin bir kısmının susması... doğru hiç bir tarafı yok.

      Şimdi konuşmanın yanlışlarını anlatmaya çalışalım;

       a-"Camiye çocukların gelmesi yanlış" diyor. Yanlış olan çocukların camiye gelmesi değil, dini hiç bir delile dayanmadan, nefsine ve keyfi düşüncesin göre bunu söylemesidir.

      b- "Senin etkinliğin batsın" Ülkemizin güzide bir kuruluşu olan diyaneti ve onun başında bulunan "reisül ülem" ya hakaret etmesi kabul edilecek bir durum değildir. Bu hakaret Sn. Başkan M. GÜRMEZE'e değil onun şahsında tüm diyanet mensubu alimlere hakarettir.

         c- Kendince çocukların camiye gelmesini yanlış buluyorsan milyonlarca insanı izlediği tv. aracılığı ve hakaret vari bir çimde yapması yanlıştır.

      d- Hz. Aişe (ra) rivayet edilen bir hadiste:

       "Habeşiler mescide oyun oynuyorlardı, ben de Habeşiler'e bakıyordum; bu halde iken Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem beni perdeliyordu. Ömer (ra) o Habeşiler'i oyunlarından engellemeye davrandı. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Hz. Ömer'e "onları eminler olarak bırak. Ey Efidal oğullar, emniyet içinde olun(oynayın) buyurdu." (Buhari, İdeyn,25)(oyun oynayanlırı büyük çoğunluğunu çocuklar olduğu rivayet edilmekte)

       e- Camide namaz esnasında dahi Peygambeerimiz sallallahu aleyhi vesellim sırtına ve omuzuna çıkıp oyun oynayan torunları Hz. Hasan ve Hüseyni onların rahatsız olmamaları için namazı uzattığını, namazda iken sırtındaki nübüvvet mührü ile oynayan çocuklar, müdahale etmek isteyen babalarına "Çocuktur" değip oynamalarına musade etmesi ve daha nice olayalrı sıyer kitaplarında buluna bilir.

       f- "Namazı bozmasın sebebiyet verir, veya huşuu ve ihlası" kırdığı gibi bir mazaret ise hiç geçerli eğildir. Çünkü namaza duran kişi kulağı ve kalbı etrafındaki seslari dinlemeye değil Allah'ın huzurunda olduğu şuuru olmasıdır ki "Selat-ül havh" dediğimiz savaşın en şiddetli anında dahi sahabenin cemaatle namaz kıldığını ihlas ve huşuu konusunda sıkıntılarının olmadığını "Kişi ile Allah arasına namaz esnasında hiç bir ses ve gürültünün" girmediği gerçeğidir.

      g- Camiyi benzetme onları "Zinanın" merkezi olan ve maalesef devletin koruması altında olan bir yere benzetmesi ise bana göre "Dervişin fikri ne ise zikri de odur" diyorum.

       Bu konuşmanın eleştirecek çok yönleri vardır. Tv. lerde ki dizi, filim ve magazin programlarında dini değerlere hakaret vari çok program yayınlamış ve yayınlamaya da devam edecektir. Özgürlük adı altında dine hakareti aydınlığın, çağdaşlığın bir gereği olarak göreceklerdir.

      Ramazan ayı, iftar programı, hoca olan birisi, milliyetçi bir yayın ilkesin ilke edinen bir yayın kuruluşunun öyle bir yayına izin vermesi ve yanlıştan da dönmemesi gerçekten çok ağır olmuştur.

Birde böyle bir eleştiriyi; sol bir siyasi parti ve tv kuruluşu, İsrail, abd veya Rusya'nın yapması halinde bir kısım sağ medyanın göstereceği tepkinin bunlara karşı yapmaması ve çifte standart davranmalarıdır..

      Diyanetin çocuk-cami buluşmasının önünü açan ki bana göre cami ile çocukların barışması projesini sonuna kadar destekliyorum ve bu çirkin açıklama karşısında Sn. Diyanet işleri başkanı Reis-ül Ülema M. GÖRMEZ hocamızın;

      "Çocuklar İslam ümmetinin istikbalidir. Çocuk olmadığı zaman hepimiz kör oluruz, görmeyiz. Her ramazan geldiğinde DİB. olarak en çok üstünde durduğum konu cami-çocuk ilişkisi...."

       Ben de Sn Başkanımızın bu açıklamasını destekliyor ve altına imzamı atıyorum.

        Camileri ve çocukları buluşturan diyanetin bu projesine canu gönülden destek verelim. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın taklidi imanının doğru ve güvenilir öğrenme ortamı olan olan camilere götürelim camiye gelen çocukların özgürlüklerini kısıtlayacak davranışlardan uzak duralı.

    DUA VE SELAMLERLA