Başı rahmet ortası mağfiret ve sonu azad olan ramazan ayının bir sonraki seneye kavuşmak ümidiyle üzülerek uğurlarken, bayramı ile bir nebzede olsa seviniyoruz.
Kaşgarlı
Mahmut Divan-i lugati't-Türkte Bayram kelimesinin kökünü
"bezran" olarak vermiş. Ayni
kelime Pehlevi farısçasında "sevinç ve eğlence günü" anlamına gelir.
Arapça ve Süryanice de "iyid" oda "tekrar
dönmek" anlamına gelen"avd" kelimesinde türemiştir. Türklerin
islamı kabul etmeleri ile "bezran", ve bayram olarak ramazan ve
kurban bayramlarını kutlamışlardır.
Nefsin terbiyesi,
fakirin halini anlama, açlık ve susuzluğun ne manaya geldiğini yaşayarak,
Allah'ın nimetlerinin kimetini, anlamamıza vesile olan bu seneki Ramazan
orucunun sonuna geldik. Allah nasip ederse 25 06 2017 günü bayram olacak ve
bizde bayram namazıyla beraber bu günü doya doya kutlamaya çalışacağız.
Hiçbir
engel yokken ve de canımız çektiği halde sırf Allah rızası için yemeyip,
içmeyip cinsi ilişkide bulunmayarak tuttuğumuz orucumuzun sonunda inşaAllah
bayramı hak ediyoruz.
Hz. Enes
radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Medine'ye
geldiğinde Medinelilerin iki (bayram) günleri vardı. O günlerde oynayıp
eğlenirlerdi. "Bu iki gün(ün mana ve mahiyeti) nedir?" diye sordu.
"Biz
cahiliye devrinde bu günlerde eğlenirdik!" dediler. Aleyhissalatu
vesselam:
"Allah, bu iki bayramınızı onlardan daha hayırlı diğer iki günle
değiştirdi: Kurban bayramı, Fıtır bayramı" buyurdu..."Ebu Davud,
Salat 245, (1134); Nesai, Iydeyn 1, (3, 179)
Bayramlar,
Allah'ın lutfüyla ihya edilen, neşe ve sevinç günleridir. Bu günlerde günahlar
dışında yapılan her şey sevap olarak amel defterimize yazılır.
Bayramlar; ayni camide, safta,
inanca sahip ve kardeş olduğumuz insanlarla kucaklama, kırgınlıkların,
küslüklerin, tefrikanın, ayrılık ve gayrılığın son bulması günler olarak kabul
edilir. Maalesef Ülkemiz ve Müslümanların yoğun yaşadığı bölgelerde siyasetin
oluşturduğu tarafgirlik şuuru ve neticesinde oluşan tefrika bizleri korkutmakta
barış ve kardeşlikten söz etme ümitsizliği vermektedir.
Allah'ı bir,
Kıblesi bir, Peygamberi bir, Kitabı bir, Devleti bir, bayrağı bir, inancı
bir... Barış ve esenlik dinine mensup olan bunca birlere sahip olan
Müslümanlar, maalesef birbirlerini; hain, mürted, siyonist, hırsız, zalim ve
benzeriyle ağır biçimde suçlamakta, taraftarları dışında, diğerlerini kardeş
olarak kabul görmemektedir.
İnşaAllah
bayramlar bu yanlışları görme ve hatalardan dönülmeye vesile olur. Bize düşen
görev, farklılıkları, ayrılık-gayrılık vesilesi değil, Allah'ın bir lütfü
olarak görmek, kusursuz dost yerine,birbirimizi kusuruyla sevmesini bilmek,
kenetlenerek Din kardeşi olduğumuzu dünya aleme göstermektir.
Allah, Ali
imran 103 ayette: "Topyekun Allah'ın (cc) kitabına sımsıkı sarılın.
Bölünüp parçalanmayın..."
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Müminler, bir binanın
yapı taşları gibidirler. Onlar, birbirlerinin hayata tutulmasını temin
ederler." (Buhari, Salat 88, Müslim, birr ve sıla 65)
Nasıl ki
bina için her tuğlanın bir önemi varsa, fikrini ve siyasi görüşünü
beğenmediğimiz her Müslüman da ihtiyaç vardır. Birbirimizi dışlama lüksüne sahip
değiliz.
Bayram
namazı (Şaffi mez); Erkek, kadın, hür ve köle her Müslümanın kılmasın sünnetül
müekkedir. Münferiden(kendi başına) kılınsa da cemaatle kılınması daha
efdeldır. İki rekaat olup kamet getirilmez bunu yerine اَلصّلَاةُ جَامِعَةً (selatül camie)
Namazdan
önce bir şey yemek, tekbirler arefe güne akşam namazından, bayram namazı
kılınana kadar söylemek sünnettir. Kaza namazı olanlar da kılsın.
Kılınışı:
Cemaatle
kılınacaksa niyet getirilir; "Niyet ettim Ramazan bayramı namazını kılmak
için uydum hazır imama."
Tekbir
getirilip eller bağlandıktan sonra "vecehtü" okunur ondan sonra yedi tekbir getirilir, her
iki tekbir arası orta uzunlukta bir ayet kadar beklenir ve:
سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُلِلّهِ وَلآ اِلَهَ اِللّه وَاللَّهُ اَكْبَرُ (Sübhanellahi vel hemdulillahi ve la ilahe
illellahu ve llahul ekber)
Fatiha ve
zammı sure okunur, birinci rekaat tamamlanır ikinci rekata başlamadan önce bu
defa beş defa tekbir alınır ve her tekbir arası yukarıda yazılan dua okunur.
ikinci rekaat bitirip selam verdikten sonra imam minbere çıkar ve iki hutbe
okur, birincide dokuz tekbir getirilir ve hutbe okur (fıtır sadakası ile ilgili
hutbe okuması daha uygundur) oturur ve ikinci hutbe için kalktığında yedi tekbir
getirir ondan sonra ikinci hutbeyi okur.Hutbe bittikten sonra namaz biter.
İstenirse camidekiler birbirleri ile bayramlaşılır ve dağılır.
Hanefi
mezhebi;
Bayram
namazı, Erkek, akıllı, baliğ, hür, sıhhatlı ve mukim olan herkese vaciptir
Kılınışı;
Kamet
getirilmez yerine "Esselatü camiatün" diye seslenir. Niyet edilerek
"Allah rızası için bayram namazını kılmak için uydum hazır
imama" deyi tekbir getirilir ve
eller bağlandıktan sonra "Sübhaneke" okunur sonra üç defa tekbir
getirilir ve her tekbir arası "Süphanellehi vel hemdulillahi ve ilahe
ilellahu ve llahu ekber" sonra
normal namazlardaki gibi fatiha ve zamussure okunur birinci rekaat tamamlanır
ikinci rekatta fatihadan önce yine üç
defa tekbir alınır.
Hanehi
mezhebine mensup birisinin Şafii mezhebine mensup bir imamın arkasında namaz
kılması ve ya tersi bir durum da hiç bir sıkıntı yoktur.
DUA VE
SELAMLARLA BAYRAMINIZI KUTLARIM
Bu Makale 546 kere okunmuştur.