Siyasi partiler ülkenin yönetimine talip sivil kuruluşlarıdır.  Bunun için seçim zamanı, halka kendilerini en iyi biçimde anlatıp oy istemeleri, seçim sonuçlarını kabullenmeleri, ders çıkarmaları, nerede hata yaptıklarını analiz etmeleri, hangi söylem ve vaatlerinin toplumda kabul görmediklerini araştırmaları gerekir.

       Seçimi kazanan Parti ise, seçmenin kabul gördüğü vaatlerine sadık kalmaları, ülkeyi maddi ve manevi alanda kalkınmasını sağlamalıdırlar.

       İktidara gelen Parti, seçim döneminde siyasetin doğasında olan gerginliklerin giderilmesi, toplumun birlik ve beraberliğin sağlanması, huzur ve güveni için çaba harcamalıdır.

       Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem;

       "Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir." (Tirmizi, buhari)

   Devlet büyük olduğunda, küçük hükmündeki vatandaşlarına merhamet etmeli ve ondan sonra saygıyı beklemelidir. Bu işi, devleti idare eden, iktidarda olan ve seçimi kazanan siyasi parti yapmalıdır.

    Muhalefette kalan ve ülkenin idaresine talip olan, siyasi partiler de faaliyetlerini seçin zamanı ile sınırlandırmamalıdır.

        Seçimden seçime gözüküp, toplumla irtibatını kesen siyasiler doğru bir iş yapmadıkları, seçmenleri ile irtibatı kesenler ise yanlış yaptıkları bir gerçektir.

      Saadet Partisi, seçimlerden sonra boş durmamış faaliyetlerine devam etmiş, empati yaparak, bir sonraki seçimde daha iyi bir sonuç elde edebilmek için var gücü ile çalışmaktadır.

       Siyasi partiler sadece iktidar iken hizmet eder, muhalefette iken sadece eleştirir, mantığı bana göre yanlıştır.

      Doğru olan iktidarın yanlışlarını eleştirirken, toplumu gerecek, kutuplaştıracak faaliyetlerden uzak durulacağı gibi, iktidara yol gösterici vazifesini de yerine getirmelidir.

      İşte bu düşünceye sahip, Saadet Partisi ve Diyarbakır il teşkilatı Başkanı Sn Fesih BOZAN ve yönetimindeki kişilerle beraber seçimden sonrada durmamış, STK ları düzenli biçimde ziyaret etmiş, toplumda uzlaşı kültürünün olması için olumlu çalışmalar yapmışlardır.

      Saadet Partisi Diyarbakır İl başkanı Fesih BOZAN bey başkanlığında bir heyet 13 07 2017 tarihinde ilimize atanan il valimiz Sn. Hasan Basri GÜZELOĞLU ziyaret ederek "hoş geldin" ziyaretinde bulunmuşlardır.

      Fesih bey "valinin kendilerini sıcak karşıladığını, olumlu bir izlenim bıraktıklarını" belirtikten sonra, Vali beyin "Diyarbakır'ın tarihi, kültürü, inanç yönünde ülkemizin nadir illerinden olduğunu ancak hep terörle anıldığını ve tanındığını bu da yanlış olduğunu" belirtikten sonra, "Valilik ve sivil kuruluşlardan olan siyası partilerle Diyarbakır'ın gerçek yüzü olan, tarihi, inanç ve kültürel yönünü üne çıkarılması için el birliği ile çalışılması gerektiğini" ifade etti.

       İl başkanı fesih BOZAN beyde, "Geçmişte Doğu ve Güney doğu bölgelerine atanan bürokratların çoğunun devletle millet arasında bir perde olduklarını, bölgenin bir sürgün yeri olarak gösterildiğini, buda yanlış olduğunu" belirtikten sonra "Sizin bu imajı düzelteceğinizi, devlet ve halkın kaynaşmasını sağlamada katkı yapacağınıza inandıklarını" ifade etmişlerdir.

       Devlet millet kaynaşması, milli birlik ve beraberliğin tesisi devletin Şefkatlı elleri ve merhameti ile daha güzel ve erken olur.

      Saadet Partisi ve onun Değerli Diyarbakır İl başkanı bugüne kadar yaptığı güzel çalışmalarından bir yenisini de İlimize atanan yeni valimizi makamında ziyaret ederek gerçekleştirmiş, verimli ve faydalı bir çalışma yapmışlardır.

       Bu toplantıda, ilimizin unutulmaya başlamış, tarihi, kültürü, inancının ele alınması, tarihin her devrine tanıklık eden, her dinin kutsadığı yapıtları içine barındıran, dünyanın en büyük sahabe makberlerine mihmandarlık yapan, bir çok medeniyetin eserlerini barındıran, Osmanlı eserlerini en güzel örneklerine sahip, peygamberler şehri ve açık müze olan Diyarbakır'ın bu yönünün ele alınması ümit vericidir.

      Beklentimiz doğru olan bu tespitlerin doğru bir biçimde yerine getirilmesine gayret edilmesi, terörle anılan bir il olmaktan ziyade bacasız fabrika olan türizim ve inanç türizimi ile anılmasıdır.

      DUA VE SELAMLARLA.