Yalan Söylemek

Yalan, evrensel, yanlış bir davranıştır.  Müslüman ise, yalan söylememeli ve ne bahasına olursa olsun yalana tenezzül etmemelidir.

   Günümüz ticaret, siyaset ve insanı ilişkilerde yalan söylemek bir gereklilik kabul edilmiştir.

    Siyaset uğruna, partisinin birkaç oy alması için dinin, yalanlara alet etmesi, olağan hale gelmiştir.

    Kâfir kabul edilen Münafıklar, Cehennemin en şiddetli azabını görenlerdir.

     Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurmuş;

   “Münafıklığın alameti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder. (Buhari 24; Müslim, iman 107-108 R. Slih)

   Adam öldürmekten daha büyük bir günah olan fitne çıkarmak, yalan olmadan pek mümkün değildir. Onun içindir ki “Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun” "İman ile yalan bir kişide aynı anda bulunmaz" denilir.

     Masum ve küçücük bir yalanla ne çıkar mantığı yanlış bir davranış, “başkasını eğlendirmek için yalan söylemek de kişiyi cehenneme götüreceği” tehlikesi bir gerçektir.

    Ebu Bekre Nufeyl İbni Haris(ra), rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve selem:

  -“Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?” diye üç defa sordu.

   Bizde:

   -Evet ya Resulullah, dedik.

  Resulullah sallallahu aleyhi ve selem:

 -“Allah’a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek” buyurduktan sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve “İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmak” buyurdu. Bu sözü durmadan tekrarladı. Daha fazla üzülmesini, istemediğimiz için keşke sussa, diye arzu ettik. (Buhari, Şehadet 10, Edep 6, İstizan 35, istitabe 1; Müslim, İman 143 Riy. Sal ıı)

   Her ne kadar, fitnenin defi, karı koca arasındaki muhabbetin artırılması için eşlerin latife yaparlarken yalan söylemeleri ve düşmana esir düşen Müslüman’ın yalan söylemesine fetva verilmişse de, bu da pek tavsiye edilmemiştir.

      Hakkı anlatmak, insanları hakka yöneltmek için olsa dahi yalan söylemek doğru değildir.

    Müslüman anlattıkları ile yaptıkları bir olmalı, sözü ayrı yaptıkları farklı olmamalıdır.

      Ebu Zeyd Usame İbni Zeyd İbni Harise(ra) dedi:

    Resulullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyururken işittim:

    “Kıyamet günü bir adam getirilir ve cehennem ateşine atılır. Bağırsakları karnından dışarı ve onlarla birlikte değirmen döndüren merkep gibi döner durur. Cehennem halkı onu yanına toplanır ve derler ki:

   -Ey filan! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten nehyetmez miydin? O kişi de:

     -Evet, iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım, münkirden nehy ederdim, fakat kendim yapardım, der.” (Buhari, bediül hak 10; Müslim Zühd 51 R. Sali.ıı)

    DUA VE SELAMLARLA