ABD SİYASETİ VE CIA BAŞKANININ ANKARAYA GELİŞİ.

ABD’yi artık bu ülkenin %90 vatandaşı dost olarak görmüyor. Sokaktaki insanla konuştuğunuzda ve konuyu ABD’nin ülkemize yönelik politikalarını nasıl gördüklerini sorduğunuzda kimse dostumuz, stratejik ortağımız bile demiyor, bilakis düşmanımız olduğunu bile söyleyen çok taksi şöförlerine rastladım.

Yıllar önce bu ülkede sol yani adına Türksolu dedikleri, içinde Kürdlerin de bulunduğu ideolojik yazarlar, sanatçılar, bürokrat ve siyasetçilerin tümü bugünkü Anadolu insanının düşüncesini paylaşırcasına düşman diye bakarken veya öylesi bir tavır içinde görünürken, günümüzdeki Türksolu aynen geçmişte olduğu gibi Kürdlerin de içinde bulunduğu mahfiller bilakis ABD’yi adeta kurtarıcı görüyor, YANKE GO HOME (defol evine git) diyeceğine neredeyse I LOVE YOU (seni seviyorum) diye utanmadan haykıracak bir duruş ve sahiplenme içinde görülüyor.

Soldaki bu dönüşüm, ABD’nin Türkiye üzerinde ve özellikle kimlere yönelik stratejiler geliştirdiğini, onları nasıl kendisine muti kıldığını kutsadığını gösteren bir ibre olarak alınmalıdır. Bu ibrede son 30 yıllık İslam coğrafyası ile ilgili yaptığı tahribatlar, geliştirdiği anti İslamist stratejilerin ülkemizde bulunan sekülerleri kendisine yandaş yaptığı ve onlar tarafından da kollandığını görmekteyiz.

Çiçeği burnunda yönetimin yine çiçeği burnunda CIA kurumunun başındaki zatın ülkemizi alel acele ziyaretini bir dost ülke istihbaratının ziyareti olarak değil, özellikle ilk başta değindiğimiz milletçe ABD’ye karşı duyduğumuz antipati açısından değerlendirmeliyiz.

Önce Irak, şimdilerde de neredeyse altı yıldır devam edegelen Suriye iç savaşı ve onbinlerce bölge insanının vahşice katledilmesinin bu ülkeleri bölme stratejileri için birer oyun olduğuna artık tüm dünya tanıktır.

CIA başkanının apartopar geliş nedeni bizce F. Gülen ile ilgili olup, talep ettiğimiz iade konusunu müzakere etmek kendileri açısından çok çok önemli gördükleri ve sakıncalı buldukları mahremleri kamufle etmeye yönelik düşüncelerini masaya yatırmış oldukları güçlü bir ihtimaldir.

Zira 1999’da ülkelerine götürdükleri ajanları için neredeyse yaptıkları kırk yıllık dünya çapındaki yatırımın birdenbire yok sayılması, ABD’nin asla kabul edemeyeceği bir politika olacaktır.

ABD’nin İslam dünyasında iç çatışmaları teşvik etme ve bu konuda oldukça İslam dışı stratejiler geliştirmeye yönelik bizatihi ülke olarak kendisin mahsulü olan EL KAİDE, TALİBAN ve günümüzde ülke olarak bizimde tehdidini yaşadığımız DAEŞ gibi gayri İslami terör örgütlerinin yaşattıkları şiddetinin yanında, İslam dünyasına ılımlı İslam dediği safsata F. Gülen İslamı ile kendisini meşrulaştırma gayretlerini burada unutmamak lazım.

Ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikasıydı F. Gülen ile ilgili projesi.

Gerek galat-i şia (İran), gerek selefi vahabi (Suudi) İslami yanında, 1970’li yılların başında projelendirdiği F.Gülen’in dinlerarası diyaloğ çerçevesindeki ılımlı İslam fiyasko çıkınca, hele hele katil FETÖ örgütünün makyajı 15 Temmuz gecesi tümüyle dökülünce, ABD’nin beslemesi olan bu örgütün tümüyle CIA koordinatında çalışma ve emellerine ulaşma oyunları son bulmuş oluyor.

CIA başkanı bu gelişinde Türkiye’de masaya yatırmaya geldiği başlıklar bizce, Türkiye’nin batı ekseninden yavaş yavaş uzaklaşıp yaşadığı gerçekler ışığında kendine ait bir eksen arayışı nda oluşu neden olmuştur. Bu vesileyle F. Gülen terör örgütü (FETÖ) hakkında sunduğu alternatiflerin bu şartlardan teşekkülü mümkün olabilir.

1.Size F. Güleni iade ederiz, ama onun örgütümüz elemanı CIA ajanı olduğunu deklare etmeyecek, ülke olarak bizi dünya ülkeleri nezdinde güç duruma sokmayacaksınız.                                                                                           

2. Size teslim edeceğimiz F. Gülen hakkında getireceğinize ihtimal verdiğimiz, idam cezasını (Öcalan gibi) vermeyeceksiniz.  

3.Sizi rahatlatacaksa F.Güleni size direk olarak vermeyelim, ancak artık ülkenizi rahatsız etmeyecek şekilde onunla ilgili bir senaryo geliştirebiliriz Ve daha başka senaryolar… Zira ABD’nin çok yönlü stratejilerini unutmamak lazım. Nede olsa ABD dostumuz değil,   Dikkatli olmamız lazım!...