IRAK GENEL SEÇİM SONUÇLARININ ULUSAL VE BÖLGESEL SONUÇLARI

Irak’ta yedi yıllık ABD işgalinin resmen bitmesinden sonra ilk kez, 30 Nisan 2014 yılında yapılan genel seçimler ancak 20 gün sonra açıklanabildi. Öncelikle 34 milyondan oluşan Irak nüfusunun yaklaşık %75’inin Arap, %20 Kürt ve %5’i Türkmen ve diğer azınlıklardan oluştuğu; yine bu nüfusun ortalama olarak %60’i Şii ve %30’u Sünni ve kalan kısmının da Hristiyan ve yezidi gibi azınlıklardan oluştuğunu hatırlatalım.

21.5 milyonluk seçmenin katıldığı seçimlere katılım oran geçen seçimlere göre, Sünni El-Anbar bölgesindeki aşiret hükümet ve IŞİD’le süren iç çatışmalardan, Suriye ve iç göçten dolayı %62’den %60’a düşmüştür.

Seçmenler açısından anlaşılması oldukça zor olduğu görülen, 42 siyasi partili listeden 9032 adayın katıldığı seçimlerde, adayların 6425’i erkek, 2607’sinin de kadın olduğu gözlemlenmiş ve Irak Anayasası’na göre Meclis’in %25’i kadın olmak zorunda olduğundan, 82 koltuğu kadınlar kazanmıştır.

18 seçim belgesinden seçilen 328 sandalyeli Meclis’te, 5’i Hıristiyan, 1’i şebek, 1’i yezidi,1’i saben olan 8 kişilik azınlık kotası bulunmaktadır. Seçimleri 1249 uluslararası gözlemci ve 278 yabancı gazeteci yerinde gözlemiştir.

Bu makalede Irak seçimlerinin Kürtler, Şiiler ve Sünniler ile ulusal alanda; Suriye, Türkiye ve İran arasında yol açacağı muhtemel etkiler itibariyle de bölgesel olarak analiz edilecektir.

Kürtler Açısından                                   

Osmanlı sonrası Ortadoğu’ya sömürgecilerin çıkarlarına göre şekil veren 1917 yılındaki Sykes-Pico anlaşmasına göre dörde bölünen Kürtler, Irak Devleti ile Barzanilerin bayraktarlığında girdiği uzun ve kanlı bir mücadeleden sonra ABD’nin Irak’ı işgaliyle değişen Ortadoğu dengelerinde son yüzyılın en güçlü konumuna kavuşmuştur.

Saddam’ın 2003 yılında devrilmesinde etkin rol oynayan Kürtler, bu tarihten itibaren gerek Bağdat’ta gerekse IKYB’nin başkenti Erbil’de ana aktör konumuna yükselmişlerdir. Bağdat’la yaşanan son petrol krizinde de görüldüğü gibi, Irak içinde hatta dışında da kısmen bağımsız bir konuma kavuşan Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKYB) Irak’ın Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi önemli koltukları da elinde tutmaktadır.

Kürtler, bu seçimde 2010 yılındaki seçimlere oranla %20’lik bir oy artışıyla, 328 milletvekilinin yer aldığı Irak parlamentosunda 62 sandalye kazanırken, Irak’ın ikinci siyasi gücü konumuna yükselmiştir. ( 2010 seçimlerinde 57 idi.)

Kürt seçmenler arasında 25 vekil kazanan KDP birinci olurken; 21 vekille KYB ikinci sırada ve 21 Eylül 2013 bölgesel seçimlerin ikincisi Norşivan Mustafa liderliğindeki Gorran

(Değişim) burada 9 vekille üçüncü sıraya gerilemiştir. Ancak aynı zamanda yapılan yerel seçimlerde ise Gorran, KYB’nin kalesi Süleymaniye valiliğini kazanmıştır. Kürtlerin Kerkük’te bile 8 vekillik kazanması, Mesut Barzani’nin ifade ettiği gibi gerçekten “Kürtlerin tarihi zaferi” olarak görülmektedir.

Bu seçimlerde İslamcı Kürt partileri olan Yekgirto (4) ve Komela (3) sandalye kazanmış ve azınlıkların da yarısını (4) Kürt bölgesinden, dolayısıyla Kürtler kazanmıştır. Böylece toplamda Kürtlerin, meclisteki sandalye sayısı 66’ya ulaşmaktadır.

Şiiler Açısından

Sünni Saddam Hüseyin sonrası dönemde ABD’nin ve İran’ın desteğiyle iktidara gelen Şiiler, Irak’ın son on yılına damgasını vurmuşlardır. Liderliğini mevcut Başbakan Şii Nuri El Maliki’nin yaptığı 12 Şii partinin koalisyonu olan Kanun Devleti Koalisyonu bu seçimlerde zaferle çıkmıştır. Basra, Kerbela ve Babil bölgeleri Maliki’nin kalesi haline gelmiştir.

92 vekil kazanan Maliki ve Şiilerin diğer güçlü liderlerinden olan Mukteda El Sadr (%13 ile 28 vekil) ve El Hekim’in (% 9 ile 29 vekil) başarıyla çıktığı bu seçimlerde, Sadr ve El Hekim Grubu Maliki’ye karşı bir duruş sergilemektedirler.

El Sadr Grubu (Ahrar), Irak İslam Yüksek Konseyi (Muvvattın) ve Irak Ulusal Reform Hareketi (İbrahim Caferi) kazandıkları milletvekili sayıları ile toplamda bile, Kanun Devleti Koalisyonu kadar milletvekili sayısına sahip olamamıştır. Ancak bu üç Şii grubunun ittifak yapması halinde, ki bu durum Kürtleri ve Sünniler dışlayacağından tehlikeli görülmektedir, Şiileri tek başına iktidar yapacak sayıya hemen hemen ulaştıkları görülmektedir. Bu sonuçlara göre Irak’ın Güney ve Doğu bölgesi neredeyse tamamen Şii kuşağı olarak fiilen bölünmüştür.

Bu seçim sonuçlarına göre bile Sünniler, Şiiler ve Kürtlerden hiç kimse Maliki’yi istemese de; Maliki bizde, ANAP’ın 1999 yılındaki konumu gibi iktidara giden yolda, tüm partilerin kavşak noktasında bulunmaktadır.

Ancak ABD işgalinin bitmesine rağmen, bitmeyen alt yapı, ekonomik, sosyal sorunlar ve gerek IŞİD ve gerekse Sünni aşiretlerle yaşanan yoğun iç çatışmalar, Maliki’nin otoritesini sarsmıştır. Bu nedenle Sadr ve El Hekim grubu Maliki’yi kerhen desteklemektedir.

Sünniler Açısından

Çoğunlukla Irak’ın orta bölgesinde (El-Anbar) yaşayan ve Saddam döneminin mutlu azınlıkları olan Sünniler, liderliğini eski Meclis Başkanı Usame El Nuceyfi’nin yaptığı 13 partinin koalisyonu olan Birleşik (Muttahhidun) Koalisyon partisiyle seçimlere katılmıştır. El Anbar bölgesindeki operasyonlara sert tepki göstererek 50 vekille istifa eden Nuceyfi’nin, 23 sandalye kazanması onu, Türkiye’de sürgünde bulunan eski Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık Haşimi’den sonra Sünnilerin liderliğine taşımıştır.

2005’lerde “Irak’ın güneşi Allavi’nin batmasıyla doğacak” denilerek Başbakanlıktan indirilen İyad Allavi’nin Vataniye ve Salih El- Mutlak’ın Arabiye partileri de sırasıyla 21 ve 10’ar sandalye kazanmışlardır. Böylece Sünni Arapların toplam sandalye sayısı 54 olarak görülmektedir.

Bu grupta Erşat Salihi’nin liderliğini yaptığı Irak Türkmen Cephesi de yer almaktadır. Türkmenler Kerkük’te, Kerkük Türkmen Cephesi adıyla seçimlere katılmış ve 2 sandalye

kazanırken; Selahattin’de 3 vekil kazanmıştır. Beş ayrı listeyle seçimlere katılan Türkmenler toplamda 2010 seçimleri gibi toplamda on vekil kazanmış durumdadırlar.

Sonuç

30 Nisan 2014’te yapılıp 19 Mayıs 2014’te açıklanan Irak genel seçim sonuçlarının, ulusal ve bölgesel sonuçları aşağıda maddeler halinde sunulmuştur.

1. Bu seçimlerde Maliki % 26’yla 92 sandalye kazanmış, 2010’a göre gücünü artırmış ve birinci parti olarak çıkmıştır. Ancak burada Nuri El-Maliki, tek başına hükümet kuramamaktadır. Çünkü en az 165 vekile ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle hükümet kurma çalışmaları, siyasi krizlerle dolu ve zor günlerin beklendiği, Çoğunluk ve Ulusal Birleşik Hareketi arasında geçecektir.

2. Kürtler %18’le 62 sandalye kazanarak Irak genelinde ikinci grup olmuşlardır. Iu sonuç Irak’ta kurumsal yapısı beş yıl öncesine göre hayli güçlenmiş olan Kürtlerin elini, Bağdat’ta güçlendirecektir.

3. 15 gün sonra yapılması zorunlu olan Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de siyasi sıkıntıların olacağı görülmektedir. Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin sağlık durumu ve ABD’nin baskısının hafiflemesinden sonra Arapların bir Kürt Cumhurbaşkanını tekrar görmek istemeyecekleri düşünülmekte ve bunun ciddi sıkıntılara yol açacağı ön görülmektedir.

4. Ancak mezhep ve ırk farkı gözetilmeksizin Araplar, Kürtler, Türkmenler, azınlıklar ve mezheplerden seçilecek vekillerin, oy gücü oranında oluşacak bir yapının Irak’ı bu kaostan kurtarabileceği düşünülmektedir. Tıpkı II. Dünya savaşı sonrası Adenaur veya herhangi bir kurucu meclis hükümeti gibi…

5. Bu seçim sonuçlarına göre Kürtlerin liderliğine Barzani, Şiilerin liderliğine Maliki yükselirken; Sünnilerin liderliğine de uzun bir uğraştan sonra Usame El- Nuceyfi’nin çıktığı görülmektedir.

6. 21 Eylül 2013’ten bu yana kurulamayan Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi (IKBY) bütün siyasi tarafların yer aldığı geniş katılımlı bir hükümetle, Neçirvan Barzani’nin başkanlığında kurulmaktadır. Bu IKYB için önemli bir başarı olduğu gibi, Bağdat’ta örnek olabilir.

7. Ancak seçimlerden hemen sonra tüm Şii grupların İran’a gitmeleri bölgede İran’ın artacak olan nüfuzunu göstermesi açısından manidardır. Bizce bu konuda Türkiye, Diyarbakır’da Barış Süreci’nde destek alarak birlikte hareket ettiği, IKYB’ye desteğini sürdürmekle beraber; 1517’den beş asır sonra tekrar eden İran-Türkiye rekabeti yerine, Suriye’den ders alarak bölgesel işbirliği yapmalıdır.

8. Böylece Türkiye’nin desteğiyle Kürtlerle birlikte hareket edecek Türkmenler hem Türkmenlerin geleceğini hem de Kürtlerin bölgede Türkiye’ye olan desteğini artıracaktır.

Bağdat ve Erbil’in sağlayacağı iç siyasi istikrar, İran ve Türkiye’nin desteğiyle bölgesel ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik ortak çalışmalara yol açması dileğiyle, bu seçim sonuçlarının, Irak’a ve Ortadoğu’ya hayırlı olmasını diliyoruz.