Görüş Bildir

“BİZİM ASIL SIKINTIMIZ SÜREKLİ İÇERİDEN VURULMAMIZ”!? (V)

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Cumhurbaşkanımızın geçenlerde söylediği “BİZİM ASIL SIKINTIMIZ SÜREKLİ İÇERİDEN VURULMAMIZ” ifadesinin, altın harflerle yazılması gerekir.

Dünkü sohbetimizde “Daha çok ibretli vesikalarla, Türkiye’nin tarihi gerçeklerini burada sizlere aktarmaya devam edeceğiz…” demiştik.

“Musul’u verdiler, ama biz almadık!”

Burada size tarihi bir vesika olarak özetleyerek şöyle diyoruz…

CHP döneminin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey 5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara antlaşmasının iki gün sonrasında 7 Haziran’da TBMM’nde konuya ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Kürsüye çıkan CHP’li Tevfik Rüştü Bey ilk olarak şöyle diyor;

“Arkadaşlar bugün huzur-u tetkik ve tasvibinize (onayınıza) arz ettiğim Türkiye-Irak hudut reyi komşuluk muahedenamesi (anlaşması) hudut inzibatına mütedair tanzim edilen birkaç maddeyi kapsayan ve Brüksel hatt-ı hududunu hatt-ı kat’i olarak ifade etmektedir.”

Dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey bu ifadelerin ardından şöyle devam ediyor ve Musul vilayetiyle ilgili şu sarsıcı sözleri kullanıyor;

“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki hudut üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tashihat (düzeltme) ilavesini teklif ettiler.

Esas davamızın böyle bin veyahut iki bin kilometrekarelik arazi davası olmadığını söyleyerek bu teklif olunan araziden de sarf-ı nazarla vazgeçmekle bütün Musul vilayetinden müstakil (bağımsız) Irak devleti lehine feragati prensiplerimize daha uygun bulduk”

* * *

İşte bakınız sevgili dostlar.

Tarihi efsanevi MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli Kerkük Türkmenlerinin hakkını ararken, Barzani’yi görmekten daha fazla bize göre CHP’nin 1923’teki Lozan hezimetini incelese ve şöyle arkasına dönse ve “Tek kelimeyle buna imza atan kim ise milletimin tükürüğüyle boğmak istiyorum” demesi, bizce daha evladır ve önemlidir.

Ama tarihi kirlenmeleri görmezlikten gelerek öküzün altında buzağı ararcasına envai türlü oyunlu tezgâhlarla suçluyu Kuzey Irak’taki Barzani olarak bulmak istiyorsa, inanın daha çok kayıplarımız olacaktır.

Bize basiretli, yani kalp gözüyle olaylara bakan politikacılar lazım.

İster iktidar olsun, ister muhalefet olsun.

Türkiye’yi dar çerçeveye hapseden zihniyet işte bu!

Ortadoğu coğrafyasının en ciddi petrol ve doğalgaz rezervlerini kapsayan; İmadiye, Zaho, Duhok, Akra, Sincar, Ribar, Ravandos, Köysancak, Raniye, Erbil ve Salahiye ilçelerini kapsayan Musul vilayetinden Türkiye’nin nasıl vazgeçtiğini gözler önüne seren bu tarihi vesika gerçekten tarihimizin bir hezeyanı olarak arşivlerdeki yerini koruyor.

TBMM kütüphanesinde yer alan 1926 tarihli zabıt ceridesi, asırlarca dünyaya hükmeden Selçuklu ve Osmanlının bakiyesi olan Türkiye’nin 780 bin kilometrekarelik alana nasıl ve hangi zihniyet tarafından hapsedildiğini adeta haykırıyor.

Peki, Turancılık ırk taassubuyla yola çıkan, hatta Ergenekon anlayışı hastalığıyla yola çıkan Bahçelinin zihniyeti, daha ne zamana kadar bu memlekete yük olabilir acaba?

Tek kelimeyle diyoruz ki;

Yazıklar olsun!

Sayın Devlet Bahçeli…

Lütfedip de deneyimli yazar, hukukçu, bilim adamı Kadir Mısıroğlu’nun “Lozan zafer mi hezimet mi?” isimli iki ciltlik kitabını bir okuyabilse, artık bu tür siyasi aldatıcı madrabazlıklara herhalde tenezzül edip kendini maskara durumuna sokmaz.

Osmanlının tarih boyu yükseliş ve düşüşü hakkındaki çok güzel, objektif, tarafsız, yabancı kalemlerin yazdıklarını lütfen bir okusalar…

Artık bu ucuz politikalardan kendilerini kurtarırlar diye düşünüyoruz.

Daha ne zamana kadar bu memleketi makyajlı, boyalı politikalarla, Siyonist madrabazların aldatıcı siyasetleriyle bu ülkeyi yanıltmaya çalışacaklar?

Evet, bize göre siyaset güzel bir şey.

Amma gerçekleri idrak ederek halka götürmek daha güzel bir şey…

Ancak gerçekleri görmezlikten gelerek “iş olsun” diye siyaset yapılıyorsa, kendimizi bu millet için hastalıklı fitne unsuru olmaktan kurtaramayız.

Osmanlının son dönemlerindeki yapay paşaların ne kadar batı dünyaya satılmış olduğu da tarih önünde serilmektedir.

Artık lütfen kendinize gelin ey siyasiler!

Laikçiliğe dayalı Kemalist, Ergenekoncu CHP’nin ırkçılık taassubundan vazgeçin.

Kendinize gelin.

Arkanıza dönüp bir bakın.

Yüz elli sene önceki Türkiye’nin başına gelenleri görün.

Eğer samimiyseniz!

Yoksa aldatıcı bir havayla bu memleketi bir yere götüremediğiniz gibi, sizin de bir yere bir şey veremeyeceğinizi bilmenizde fayda var.

En derin saygı ve sevgilerimle. 


Bu Makale 3285 kere okunmuştur.