“İZZET-İ İSLAMİYE VE NAMUS-U MİLLİYE’NİN YARALARI PEK DERİNDİR!” (III)

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbet köşemizde de açıklamaya çalıştığımız gibi, Osmanlının son dönemindeki "ırkçılık anlayışına" dayalı kök ve ana kaynak "Turancılıktır" demiştik.

Turancılık…

Yakın tarihimizdeki yabancı birçok yazarın tespitlerine dayalı olarak şöyle tanımlayabiliriz...

Ki, Mısırlı Doktor Muhammed Harb’i bu minvalde, hayli araştırma yapmış biri..

Kaleminden çıkan tespitlere baktığımızda…

Yakın tarihimizle ilgili Türkiye’de olup bitenlerin ana müsebbibi, baş mucidi, Avrupa’da yani batı dünyasındaki tanınmış yazar ve fikir adamı (!) olan Yahudilerin rol oynadığı görülmektedir...

500 sene önceki İspanya’dan Osmanlıya sığınan Yahudi yazar ve düşünürlerin bu hususta çok büyük rol oynadıklarını, yakın tarihimizi yazan bu objektif kalemde görüyoruz.

İşte bu Yahudi düşünür ve yazarların (!) dıştan ve içten körüklediği "Turancılık anlayışı" tamamıyla onların o gün ektiği kavmiyetçilik ve ırkçılık tohumudur…

***

Osmanlının uzun ömürlü yaşayan bir devlet olduğunu ve bu devletin bünyesinde biriken birçok etnik ırkçılığa mensup olanların Osmanlı bünyesinde çok büyük bir etki oluşturduğu aşikardır.

Gerek Türkler olsun, gerek Kürtler olsun, gerek Araplar olsun…

Ve gerekse diğer etkin unsurlar olsun…

Ümmetin bu tür ırklardan teşekkül etmesi ve bir güç haline gelmesi tümüyle Osmanlı döneminde olmuştur.

Yekvücut olunmuştur...

Yıkılmaz, dağıtılmaz bir güç haline gelmişti..

Elbette ki bu güçlü oluşum, batıdan sızdırılmış Yahudileri ve içteki Yahudileri çok rahatsız etmişti…

İşte o Yahudi profesyonel düşünürler (!) çok tehlikeli plan ve projeleri hazırlayarak; "güçlü oluşumu" dağıtmaya çalıştı..

Osmanlıyı İslam dünyasının üzerinden almak ve İslam dünyasını kökten yıkmak, dağıtmak, hilafet-i İslamiye’yi ortadan kaldırmak pahasına; "nice sinsilikleri" icra ettiler…

Ve ne yazık ki, "o haince planlarını" başarıyla sonuçlandırdılar…

***

Avrupa’daki bulunan ve Turancılık adı altında ırkçılık akımını kökleştiren o Yahudi ulemalar arasında kimler yoktu ki?

İşte o isimlerden bir kaç tanesi..

“Lumli David.

Villion Kahon.

Ermenios Fanbiri.”

Bu üç tane güçlü isim “Turancılık” adı altında Osmanlıyı yıkmak üzere "Jön Türk ırkçılığını" oluşturarak, körüklediler…

Ve bu anlayışa ön ayak oldular...

Osmanlının bünyesine yerleşen Yahudiler arasında başrol oynayan isimlerin de başında; Emanuel Karasu, Mohis Kohen, Abraham Galanti gibi isimler vardı?

Turancılık akımına dayalı "İttihat Terakki Partisini" kurdurdular…

İçteki bu üç büyük isim "İttihat ve Terakki Partisinin" omurgasını oluşturdu…

Turancılığa dayalı ırkçılık hükümranlığını "İttihat Terakki partisinin" bünyesinde kökleştirdiler…

Nitekim, bu partinin kuruluş amacı ve ana hedefi Sultan Abdülhamit’i yok etmekti…

O'nu saltanat tahtından indirmekti..

Selanik’e sürgün etme olayı..

Tamamıyla İttihatçıların bünyesindeki bulunan bu Siyonist keferetül fecerelerin; "organizasyonuydu?"

En büyük rolü onlar aldı..

Ki, Sultan Abdülhamit’i tahttan indirdikten hemen sonra Filistin topraklarına göz dikildi..

Bu yahudi oluşum, Filistin “Ana toprağımızdır, vatanımızdır” diyerek kavmiyetçiliğe dayalı Yahudi ırkçılığıyla devlet kurdular…

Bu devlet bugün 3,5 milyonluk bir Yahudi devleti olmasına rağmen…

Ne yazık ki, bütün dünyaya meydan okumuş bir devlet konumundadır…

Hemde ekonomiksel, kültürel ve teknolojik olarak…

Ki kimse bunu da inkâr edemez.

* * *

Bakınız Sevgili okurlar...

Niyazi Berks isimli bir Türk yazar şöyle diyor;

“Bu üç isim (Emanuel Karasu, Mohis Kohen, Abraham Galanti) çok büyük tehlike yaratmıştır.”

Hatta diyor ki;

Mohis Kohen Osmanlının son döneminde Turancılığa dayalı ırkçılık fikrinin yaratıcısıdır, mucididir.

Mohis Kohen’in Turancılık ırkçılığına dayalı yazdığı kitabın adı da “Büyük Turan”dır.

Bu kitabın içeriği tamamıyla "Turancılık siyasetine" dayalı mukaddes bir kitap olarak tanıtılmıştır.

Hatta meşhur İngiliz ordusunun başkumandanı Churcill, I. Dünya Savaşıyla ilgili yazdığı kitabında şöyle diyor;

“Osmanlı devletinin tek yıkılış başarısı (!) ve yegâne mercii Mohis Kohen’in 1914’te yazmış olduğu bir kitaptır.”

Bu kitabın muhtevası; “İslam Topluluğuyla Turancılık” manasını içermektedir..

Bu kitap; İttihat ve Terakki Cemiyetinin temel hüküm dayanağıdır.

Bu kitabın işaretlediği ana nokta; Sultan Abdülhamit’i tahttan indirip Yunanistan’ın Selanik şehrine sürgün edilmesi, bunun bizatihi Yahudice yazılmış bir kitap olduğu artık inkâr edilmez bir gerçektir.

Hatta bu kitap bastırıldıktan sonra Yahudiler tamamıyla Filistin’e hicret etmişlerdi.

Ve Filistin’de nihayet bir Yahudi devleti kurmuşlardı...

***

Mohis Kohen’in biyografisi şöyledir;

Yunanistan’ın Selanik kentinde 1883’te doğmuş…

Burada büyümüştür.

Hukuk fakültesi mezunu…

Kendini bir çok alanda; yetiştirmiş biri.

Ne vakit ki İttihat Terakki Cemiyeti kuruluyor..

Ardından, Meşrutiyeti ilan ediliyor..

İşte bu evrede;  Mohis Kohen sevincinden dört kat oluyor…

“Rumeli” isimli bir gazetede kendi hayatını, "kaleme" alıyor..

Hatta Cumhuriyet Gazetesinin başyazarı olarak bilinen Yunus Nadi ile işbirliği yapıyor..

Bilindiği gibi Yunus Nadi de, o dönemin Yahudilerdendi…

Cumhuriyet gazetesinin sahibi Nadi, "İttihat Terakki Cemiyetinin de" kurucularındandı..

Mohis Kohen netice itibariyle İttihat Terakki Cemiyetinin bir parçası olmuştu..

Ki, baş düşünürlerindendi…

Nitekim, 1905’te "İttihat Terakki Cemiyetini" kurdu…

“Cemiyet-i Türkiye” olarak kuruldu..

Mohis Kohen, bu tarihten sonra bütün sorumluluğu üstlenerek, masrafları dahi kendisi karşıladı….

***

Tarihin sayfalarını böyle çevirirken..

Bizim, yazarçizerlerimiz neyi konuşuyor..

Hiç..

Havanda su dövüyorlar...

Ülke hakikatlerini ve tarihin gerçeklerini; "yüzleştirerek", nereden nereye geldik diye düşünmeleri gerekmez mi?

Gerekir…

Hem de çok...

Ve kendilerine sorgulama noktasında, şöyle demelidirler…

“Biz neydik, ne olduk ve nasıl oldu da İslam dünyası, Osmanlıyı elinden kaçırdı?

Osmanlının yıkılışına biz mi neden olduk...”

Ne yazık ki, yüz seneden beri bu mecrada yürüyen bir Türkiye var…

Bakalım daha nereye kadar, bu yolda gidecek?

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı cumalar…