“26 AĞUSTOS’TA MALAZGİRT?!...”

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, bir önceki akşam Sincan’daki Harikalar Diyarı parkında AK Parti’nin 16. Kuruluş Yıl dönümü münasebetiyle uzun ve anlamlı bir konuşma yaptı.

Sayın Cumhurbaşkanımız, belagatli natıkası ve akıcı cümleleriyle bilinen bir devlet adamı.

Yakın tarihimizde gelen giden hiçbir siyasetçi, hiçbir lider, Sayın Erdoğan gibi belagat ve fesahat cihetinde konuşmadı.

Erdoğan’ın vurgulayarak döşediği cümleler harikulade akıcıdır.

İkna edicidir.

Karşısındaki insanları rahatlıkla kendine bağlıyor…

Ve ikna kabiliyeti çok keskindir.

Bundan dolayı tebrik ediyor ve kutluyoruz.

Zaten fesahat ve belagat, güzel konuşmalar, ifadeler yerli yerinde oturtulmadığı takdirde, ikna kabiliyeti de elde edilemez.

Karşısındakini de kendine bağlayamaz…

***

Sayın Erdoğan kutlama geçesinde, çok büyük bir kalabalıkla karşılaştı.

Nitekim, yüz hatlarından da anlaşıldığı gibi büyük bir memnuniyet içerisindeydi..

Özellikle zaferler ayı olan Ağustos ayında yaşanan; “26 Ağustos 1071'deki” tarihi günü anımsattı.

Ve halkı 26 Ağustos 2017 gününde kutlanacak olan Malazgirt etkinliğine davet etti.

Malazgirt Meydan Muharebesinde, Bizans’ın başındaki Romen Diyojenin 200 bin kişilik ordusuna karşı Alparslan’ın başında bulunduğu 40 bin kişilik ordunun galibiyetine, zaferine işaret ediyordu.

“Hayra yönelik halimiz şansımızı açar” manasıyla…

O Büyük Selçuklu Hükümdarlığı’nın imanlı komutanları ve başkanlarının kahramanca kazandıkları zaferi hep Kur’anla, İslam’la, imanla açıyordu…

Tüm İslam dünyasının kulağında hala da, o mücahit kahraman gazilerin nidaları çınlıyor.

İşte Cumhurbaşkanı o ümitle, o şerefle, o izzetle, oraya gitmek istiyor.

Şühedaların piri durumunda olan o kahramanların ruhlarını Fatihalarla, Kur’anla yad etmek, dua göndermek suretiyle oraya gidiyor..

Ve halkı oraya davet etmesi de bundandır..

***

Ama unutmayalım ki burada çok derin bir mana var.

1071 Malazgirt meydan muharebesindeki O kazanım ve zafer, tüm İslam dünyasına, özellikle Osmanlıya, özellikle Türkiye’mize sembolize edilmiş tarihi bir kahramanlıktır.

Romen Diyojen’in ordusuyla savaşarak kazanan kahraman gazi ve şehitlerimizin ruhu şad olsun, tarih şanla şerefle onları yad ediyor.

Biz de Cumhurbaşkanımız işaretiyle ve onlardan teberruken ders almak için oraya gitmeyi tavsiye ediyoruz.

Elbette ki çok güzel bir girişim, önemli bir teemmül.

Ama o günkü o kumandanların, o devlet büyüklerinin karakteristik olarak yaşam şekli laiklik anlayışıyla değildi.

O sonradan oldu.

O kahramanların ordu fertleri “ibadetsiz, abdestsiz, iki rekat namaz kılmaksızın savaşa girmeyiniz” tavsiyeleri paralelinde hareket ediyordu…

İnanın aynı o zaferi, bugün tez be tez elde edemeyiz…

Gözden kaçmaz bazı gerçekler var..

Çünkü bugünkü mevcut olan içi boşaltılmış, Kemalizm ve laikçilik anlayışıyla donatılmış bir sistem söz konusu..

Ki bu sistemle yürürsek, kendimize çekidüzen vermezsek, hal ve etvarımızı düzeltmezsek, "O şansı" yakalamamız, bulmamız mümkün değil…

Lakin, tersi bir durum vaki..

Yanlışlar silsilesi söz konusu…

Her ne kadar Cumhurbaşkanımız öyle inanıyoruz ki o Alparslanlardan geri kalmamakla beraber, inanıyor ve yaşıyor ise de.

Ne yazık ki, bugünkü gençlikte, bugünkü askerde o Malazgirt Meydan Muharebesindeki " sır ve ruh" yok…

Yaşanmıyor…

***

Keşke 80 milyon insanın hepsi o günkü misyonu ve ruhu taşıyarak, adımlar atmış olsaydı…

Zaten zaferler de peşi sıra kaçınılmaz olur du?

Bunun bariz şahidi de milli mücadele savaşımızdır…

O milli mücadelede başrol oynayan sarıklı, sakallı, cübbeli kahramanlardır.

O zihniyet mevcuttu.

Ama ne yazık ki bugün o hal artık muhal durumda.

“Ya yeni bir hal, ya izmihlal” demekten başka çaremiz yok.

Evet.

Cumhurbaşkanımız herkesi oraya davet ediyor.

İnşallah çok hayırlı ve güzel bir şey olur…

Bu millet de kendine gelip camileri hınca hınç doldurarak, Kur'an'la, İmanla ve İslam'la bütünleşmelidir...

En derin saygı ve sevgilerimle.