BÜYÜK ŞEHİT MURSİ DİYOR Kİ "ANAYASAMIZ KUR’AN’DIR"...!!!

Evet sevgili okurlar..!

Bilindiği gibi iki gün önce Mısır’ın yani Kahire’nin canavarlaşmış zulüm makineleri gibi güdümlü mahkemeleri ne yazık ki adalet ve demokrasi adı altında yıllardan beri suçsuz, masum cezevinde tutulan Muhammed Mürsi'yi dünyanın gözü önünde, katlettiler…

Ki, İhvanı Müslim’in (Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın) binlerce insanını da, yıllardan beridir hunharca katletmektedirler…

Nice masum suçsuz insanları kendi pis emelleri ve siyasi ihtirasları uğruna kurban ettiler.

İnsanları katleden Mısır’ın o keferetül fecereleri elbette ki İslam dünyasını acımasızca, pervasızca üzmüşlerdir.

Üzmeye de devam etmektedirler...

Büyük şehit Mursi için ve mazlum masum ihvanlar için gıyabi cenaze namazı kılan Türkiye’deki milyonlarca Müslüman, meydanlara indi…

Tepkisini ortaya koydu..

Özellikle, Cumhurbaşkanı muhterem Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman olduğu gibi dik duruşuyla, iman gücüyle başta piyon katil, namert Sisi’yi kınadı, onun arkasında duran emperyalist dünyanın keferetül fecerelerini de lanetledi...

Dünya havaleleri, yani batı hainlerini, yankesici cepçilerini ağır bir biçimde eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, elbette  ki tüm İslam dünyasının, kamuoyunun şükranlarına mazhar olmuştur.

Gerçekten bu tür olumsuzlukların, hain zalimlerin zulümlerine karşı hep dik durup, mazlum, biçare Müslümanların yanında duran yer küresindeki tek İslam ülkesinin lideri Erdoğan’dır..

Bu tavırlarından dolayı Allah razı olsun, Allah onu çağımızın batı zalimlerinin şerrinden korusun.

Keza içimizdeki gizli mehvellerde saklanan hain piyonların hıyanetlerinden de Allah cumhurbaşkanımızı korusun diyoruz.

Biz de buradan kendilerini tebrik ediyoruz...

Ve duamız odur ki; Allah yar ve yardımcısı olsun diyoruz..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kırk yıllık siyasi stratejisi yüzde 99’u Müslüman olan bir Türkiye’nin milli iradesi paralelinde olmuştur..

O paralelde, bir siyaset ortaya koymuştur..

40 yıl önce ne idiyse, bugün de o yolda seyrediyor..

Yani, Cumhurbaşkanı “siyasetini ve stratejisini” hiçbir zaman değiştirmemiştir, değiştirmiyor ve bundan sonra da değiştiremez.

O hayalle siyasetini oluşturmuş ve bugünlere kadar gelmiştir.

Tek kelimeyle dava, inananların davasıdır…

Her ne kadar büyük şehit Mursi gibi “El Kur’an düsturuna (Düsturumuz Kur’an’dır) Ver Resulu Kaiduna (Resul bizim liderimizdir)

Vel cihadül sebiruna (Cihat bizim yolumuzdur)

Vel mevtu fisebilillahi esma emanina (Allah yolundaki şehit olmak bizim en büyük şerefimizdir)

Allahu gayetuna (Allah da bizim gayemizdir)”

Şehit Mursi’nin bu sloganları kavlen (sözcük olarak) kullanılmıyor ise de Türkiye’de ama Cumhurbaşkanı’nın böyle bir davaya sahip çıktığı ortada.

Hem de büyük bir yüreklilik göstererek, sahipleniyor.

Her ne kadar kavlen (söz olarak) bu sloganları kullanmıyorsa da ama fiili davranışlar ve İslam dünyasının Erdoğan’ı büyük bir lider olarak kabullenmesi; bunun kanıtlayıcısıdır…

Açıkça her platformda, İslam dünyasında yaşayan Müslümanların kendilerine dua etmeleri bu söylediklerimizin bir göstergesidir.

Ama gönül arzu ediyor ki; Türkiye başta olmak üzere tüm İslam dünyası bugün artık emperyalist hıyanet erbaplarının böyle saldırılarına karşı Kur’an’ın emri doğrultusunda birbiriyle bütünleşerek, büyük bir dayanışma stratejisini ortaya koyabilmeleri gerekir..

Ne yazık ki, o dayanışma ve birliktelik yok...

Bakınız sevgili dostlar...

1909’lardan 1920’lere kadar Haçlılar, Osmanlı'yı çökertme adına bir çok şeytanı planlar, organize etti…

Özellikle, Osmanlı'nın içindeki siyonist gizli mahviller ile işbirliği yaptı…

Irkçı Turancılık anlayışına sahip İslamsız bir Jön Türklerin ırkçılık anlayışı ile yola çıkıldı, işbirliğine gidildi…

Ve nihayetinde, Osmanlı çökertildi…

Bugün de, yüz yıl sonra emperyalist güçlerle işbirliği içinde aynı zihniyetin şer güçleri başta Türkiye dahil olmak üzere tüm İslam ülkelerinin üzerine yeni bir despotluk hegemonyasını kurmak istiyorlar…

Geçmişe yönelik darbeler silsilesi paralelinde her an için yeni darbeler, yeni küfür stratejileri, yeni İslamsız bir dünyanın kurulmasına yönelik, çalışılmaktadır.

Hiç kimse yaşanan ve yaşatılan bu hakikatleri inkar edemez.

Günümüzdeki bu kirli stratejinin başını çeken ve öncü rol oynayan ABD’nin lideri Donald Trump’tır…

O'nu gizliden gizliye besleyen İngiltere’dir…

Tabi ki, Fransa’dır, Belçika’dır, Almanya’dır ve daha nice, haçlı anlayışın uygulayıcısı ülkelerdir…

En önemlisi de, Altın tasmalı Suudi Arabistan kraliyetidir..

Evet!

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız gibi bugün tarih olarak 2019’dayız..

Tam yüz yıl önce girişilen gizli hareket bugün daha büyük bir aktiflikle, ama sinsilik içerisinde o  kirli üçlü ittifak, yani emperyalist hristiyan dünyası, emperyalist Siyonist İsrail dünyası ve içimizdeki aldatılmış jön Türklerin anlayışı, yani İslamsız bir Türkiye ve gizli mason mahvelleri; "diş" bilemektedir...

Bunlara dikkat çekiyoruz..

Kamuoyu da bunları çok iyi biliyor…

Cumhurbaşkanı ve iktidar da bizden bunu çok daha iyi bilmektedirler.

Naçizane bizden dostça tavsiye…

Herkesi birlikteliğe, beraberliğe kardeşliğe davet ediyoruz.

Siyaset dünyasında her ne kadar anlaşmazlık ve çaprazcasına vuruşma varsa da ama her şeyden evvel ülkenin bütünlüğü, mlilletimizin beraberliği söz konusu olmalıdır…

Ve Yüce Kur’an-ı Kerim’in hakimiyeti bizim en üstün seviyede stratejimiz olmalıdır.

Hz. Muhammed (S.A.V.)’in yolu bizim yolumuz olmalıdır.

Yoksa yüz yıldan beri rastgele politikalarla ithal edilmiş parlak demokrasi gibi, laiklik gibi, Kemalizm gibi kavramlarla Türkiye bir yere gidemez.

Nitekim bugüne kadar bir yere de gidememiştir.

Yiğidi öldür, ama hakkını inkar etme misali yola çıkarsak 16 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin, uzun ömrü yaşaması unutmayalım ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek siyasi dehasının eseridir.

Yoksa AK Parti’nin etrafına kümelenmiş nice AK Partili olmayıp da ikide bir maske değiştiren, yüz değiştiren, nice AKP’li hırsızların sayesinde değil.

İşte keşke onlar da bu partinin başına bela olmamış olsaydılar.

Evet sevgili dostlar!

Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse,

“Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir,

Elbette olur o ev yıkanın hanesi viran

Ekser kişinin (çok kişinin) suretine sireti uymaz (hal ve karakter birbirine uymaz)

Ya rab bu ne hikmettir ilahi bu ne halet!”

Evet dün de aynı sohbet köşemizin sonunda ifade ettiğimiz gibi Bolşevizm tehlikesi yüz yıl önce ne ise bugün daha bir alasının mevcudiyeti söz konusudur ve daha aktif faaliyet içerisinde görünmektedir.

Topluca uyanmamız gerekir….

En derin saygı ve sevgilerimle..