CUMHURİYET BAĞIMSIZLIKTIR! (II)

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi 29 Ekim 2017 tarihinde Cumhuriyet Bayramı kutlama törenleri düzenlendi.

Türkiye’nin her tarafında, dış ülkelerin temsilciliklerinde büyük coşkularla kutlandı…

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde de Cumhuriyet bayramı nedeniyle resepsiyon verildi…

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın, resepsiyonda yaptığı konuşma, çok önemli ve önemli olduğu kadar çok değerli mesajlar içermekteydi..

“Cumhuriyet” ve “Gazi Mustafa Kemal” ile ilgili gerçekten, tarihsel ve çok önemli çarpıcı ifadeler kullandı.

Baştan sona kadar “Cumhuriyet”i tanımlayan güzel ifadeler kullandı..

Özellikle birilerine gönderme yaparak bu ifadeleri, kullandı.

Hiç kuşkusuz ki, en çok dikkat çekici ifade şuydu…

Yani bize göre masonik inkârcı, inanç ve düşünce tefecilerine öylesine bir gönderme yaptı ki hayat boyunca unutamazlar…

Ve unutulamaz da.

Bu hakikatın beyanıyla, Cumhurbaşkanımızı tebrik ediyoruz, kutluyoruz ve varlığına dua ediyoruz.

Ve diyoruz ki;

“Allah seni kötü insanların şerrinden, haset ve çekemezlikten korusun.”

* * *

Bakınız, Cumhurbaşkanı ne diyor;

"Ülkemizde yıllarca Cumhuriyet'in ve Gazi Mustafa Kemal'in adını kullanarak kendilerine bir statü elde etmeye çalışanların bu hedef doğrultusunda attıkları somut hiçbir adımın olmaması dikkat çekicidir.

Hatta tam tersine Türkiye ne zaman muasır medeniyet seviyesi yönünde bir kalkınma hamlesi başlatsa birileri hemen çıkıp Cumhuriyet'i korumak ve kollamak adına buna engel olmuştur.

Darbeler, cuntalar, vesayet girişimleri tarihimize, hep Cumhuriyet'in kazanımlarına darbe vuran karanlık duraklar olarak geçmiştir.

İşte o karanlık durakları nasıl kurduysa, biz de onların oyununu onların yüzüne geri çarpmak üzere onlara gönderiyoruz."

Erdoğan daha ne desin?

“Geçtiğimiz yıl yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi ise Türkiye'nin demokratik ve ekonomik kazanımları yanında doğrudan istiklalimize ve istikbalimize yönelik bir saldırı olarak hafızalarımıza kazınmıştır.”

Darbelerde kimi zaman içinden "la havle" çekerek, kimi zaman dişini sıkarak sabreden milletin, 15 Temmuz'da özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkmak için sokaklara, meydanlara indiğine işaret eden Erdoğan, şöyle dedi;

“Ülkemiz bu manzaraya en son Kurtuluş Savaşı'nda şahit olmuştu. Türkiye'nin dört bir yanında kurulan müdafa-i hukuk cemiyetleri milletimizin tamamen kendi iradesiyle başlattığı bir büyük kıyamın ortak adıdır.

15 Temmuz gecesi aynı ruh, aynı heyecan, aynı azim bir kez daha dirilmiş, milletimiz tamamen kendi iradesiyle çağrımıza kulak vererek ülkesine, devletine, bayrağına, ezanına sahip çıkmıştır."

* * *

Sevgili can dostlar.

Cumhurbaşkanımızın cümlesi cümlesine ifade ettiği konuşma şayan-ı dikkattir.

Tarihi bize hatırlatıyor.

Yakın geçmişimizi bize okutarak, yarınlara dair ders-i ibret ihtiva etmektedir...

Evet.

Erdoğan'ın bu söylemleri, tek parti şeflik döneminde, camilerimizi, mescitlerimizi kapatan, at ahırı haline getiren şebekeleri, gizli güçleri dile getirirken, aslında yapılan o işleri yeniden dile getirmekten daha fazla bu işi yapanların ne kadar hıyanet ve ihanet içerisinde olduğu hakikatinin beyanıdır…

Hainler, bu milletin ekonomisinden tutun da teknolojisine kadar el koymuşlardı.

Hem de Cumhuriyet ve Atatürkçülük adına.

İşte bugün o dönem değişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün devletin başında…

Ve bize hatırlatmak istediği o tarihi gerçekleri de bir bir dile getirmektedir..

Bu ifadeler çok büyük ve çok önemli ifadelerdir.

Yani bu memleket o kadar haince aldatılmış.

Bir de tarihi kendisine unutturulmuş yoz bir şekilde gelişen milletin değerleri alt üst edilmiştir.

Ama Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın adı kullanılarak bu iş yapılmıştır.

Bu ifadeleri bir bir sergiledik ve bundan sonra da sergilemeye devam edeceğiz.

Bu millet hiçbir zaman, kardeş olmaktan başka bir şey düşünemez.

Yegâne hedef, bin yıllık tarihi İslam kültürüdür.

İnanç ve iman ciddiyetidir.

Bunu da elinden almak isteyen bir hayli megalomanyak satılmış piyonlar olmuştur.

Bunun şahidi Lozan’dır.

Kuzey Irak’taki Musul-Kerkük’ü İngilizlerin himayesine peşkeş etmeleridir.

Ve buna itiraz eden ülkenin tertemiz halis, karakterli insanları da, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıyla itham edilerek hasım göstermişlerdir..

Kendilerini de hep suret-i haktan göstermişlerdir.

Ve Cumhuriyet’e sözde sahip çıkmışlardır.

Oysaki hangi Cumhuriyetten dem vuruyorsunuz?

Bu itibarla Cumhurbaşkanı diyor ki;

“Cumhuriyeti kullanma ve koruma adına Atatürkçülüğün gölgesine sığınarak, hep kendilerini rejimin kurtarıcısı ve koruyucusu olarak kullanmaya çalışmışlardır.”

Duamız odur ki..

Yüce Allah, bu milleti bu devleti ve devlet büyüklerini kişiliksiz insanların şerrinden muhafaza eylesin.

Hep birlikte, Âmin diyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.