GİZLİ DÜNYA DEVLETİ’NİN HÂKİMİYETİ, ABD VE İSRAİL!? (II)

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten bugünlerde dünya gündemini işgal eden ve tüm insanlığın kalbi derinliklerine yaralar bırakan "Kudüs-ü Şerif" olayı; büyük bir vakıa!!…

Yani ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Tel Aviv’den alıp Kudüs’e intikal ettirme çabası…

Pek tabi ki, ABD Başkanı Donald Trump’ın da 22 Mayıs 2017’de İsrail’e gelip Yahudilerin ayin sembolü olan Kipayı başına koyup ağlama duvarının önünde büyük bir heyecanla durma hali…

Ve akabinde; "Küdüs'ü İsrail'in başkenti ilan edeceğine" dair açıklamaları…

Hepsi sinsice!…

Trump ABD’nin zenginlerinden…

Hasbelkader ABD Başkanlığına seçilmiş bir insanın; "Yahudiliğe ne kadar bağlı olduğu" zaten kendini ele veriyor.

Anlaşılan budur ki; Trump mutaassıp(katıksız) bir Yahudi kökenli olduğuna da işaret ediyor.

Bunun delili de ağlama duvarının önünde durup kipa giymesidir…

Bir de dolara hâkim olma zenginliğine sahip olması da "olayın ayrı bir alameti farikasıdır...!"

Bunca gelip giden ABD’nin Başkanlarından hiçbirisi buna cesaret edemedi.

Ama her nedense Donald Trump çok büyük bir şımarıklık içerisinde tüm İslam dünyasına meydan okuyarak, "İslam dünyasını içten vurmak istemesi" hiç de hayra alamet değildir.

Çağdaş muasır medeniyet dünyasındaki teknoloji baş döndürücü bir şekilde insanlığa yarar getirirken, bu teknolojik gücü kötüye kullanmak isteyen Trump, bize göre "tarihsel bir fitne unsuru" olarak, kendini kayıt altına aldıracaktır…

Fitne unsuru diyoruz.

Çünkü tüm beşeriyetin (insanlığın) geleceğini tehlikeye attığı gibi, İslam dünyasına da bir hakkı hayat tanımama edepsizliği içerisindedir.

Böylesine şımarık, saygısız, edepsiz bir insan, eğer bugün ABD’nin başında görünüyorsa, üçüncü bir dünya savaşının başlaması için adeta davetiye çıkarıyor.

Keşke, "olup-bitene" karşı aklı idrak etseydi….

Yüce kitabımız Kur’anın Maide suresinin 78 ve 79. ayetlerinin yüce mealini okumuş olsaydı…

Belki de korku ve titreme ona gelecekti ve bu işe teşebbüs etmeyecekti.

Ama o “Maide” suresinin 78, 79. ayetlerini okuyup anlama kalibiyetine ne derece haiz olabilir ki?

Bu da elbette ki düşündürücüdür.

Özellikle Türkiye’yi hiçbir şeye saymayan Trump, çocukça yaptığı bu kirli emperyalizm modu; kabul edilemezdir!...

“Güçsüzün üzerine tahakküm olunmaz” anlayışına sahip olan kim olursa olsun, Trump’ın bu hareketine karşı meydan okuyacak ve lanetleyecektir.

Kimse bunu tanımaz ve görmez olacaktır.

Dün de aynı sohbetimizde anılan surenin 78 ve 79. ayetlerinin yüce mealinden bahsetmiştik.

Tekrarında fayda var diye, yine sizinle paylaşalım.

78- “İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lanetlenmişlerdi. Bu (onların Allah'a) isyan etmeleri ve aşırı gitmelerindendi.

79- “Onlar işledikleri kötülüklerden birbirlerini sakındırmazlardı. Ne kadar kötü şeydi yaptıkları!”

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Bu paralelde “Bakara” suresinin 61. ayeti de ayrı bir versiyonla, tarih boyunca zillet ve meskenet içerisinde olan bir kavmi bize anlatıyor.

Ki onlar da Yahudilerdir.

Tarih boyunca Allah’ın gazabıyla anılan bu kavimden hiçbir zaman zillet ve meskenet ayrılmamıştır..

Daima zilletten, meskenetten ve fakr-u zaruretten korkarlar…

Ki korktukları da başlarına geliyor.

Nitekim, “Âli İmran” suresinin 112. ayet de yine bu kavmi lanetleyerek, anlatıyor.…

Tarihi zillet ve rezaletini insanlığa bildiriyor ve şöyle diyor;

“Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (inanan) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplayacaktır. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar, (yaptıkları yüzünden) alınlarına perişanlık damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Çünkü onlar Allah‘a başkaldırmış ve ölçüleri çiğnemişlerdir.”

Şu halde bugün medeni dünya ne yazık ki derin uykuya dalmıştır…

Kur’an-ı Kerim’in uyarıcı gerçeklerini ya görmüyor, ya da görmezlikten geliyor.

Bunun da vebali çok ağırdır.

Hele hele İslam dünyasındaki bazı Ortadoğu ülkeleri, Yahudi bahsi olduğu zaman büyük bir nefretle, menfur bir tavır ortaya koyarken, dönemin gayretli ilim adamları bulunmadığı için, bu hal yaşanıyor.

En derin saygı ve sevgilerimle.