Görüş Bildir

KALP GÖZÜYLE Mİ GÖRMEK GEREKİR, YOKSA GÖZ İLE Mİ GÖRMEK GEREKİR?

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi insanlar olup bitenleri kalp gözüyle gördükleri zaman, yani basiret gözüyle baktıkları zaman, gerçekleri keşfetmiş olurlar...

Yanılmazlar.

Ama yüzeysel olarak olayların fiziksel haline bakıldığında, her zaman için aldanabilirler.

Ve gerçekleri görmezler…

Pusulasını şaşırır, yönünü değiştirir… İman nokta-i nazarında batıl ve inkâra sapar.

Yani imanlı iken imansızlaşır...

Hele hele siyaset dünyasında gerçekleri görmeyen, yani kalp gözü olmayan, kalbi pas tutmuş insanlar varsa ki vardır.

Siyasetin parlak edebiyatına aldanır, körü körüne teslim olur, bilmeden küfre girer.

Onun için yüce rabbimiz Kur’an-ı Kerim’in “Neml” suresinin 80. ayetinde mealen şöyle diyor;

“Bilmiş ol ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti (çağrıyı) duyuramazsın.”

Bu ayet-i celile mealen gerçekleri duymayan ve sırtını gerçeklere dönüp de kaçan insanlara mevta demiştir.

Yani canlı iken ölüler potansiyeline sokmuştur.

“A’raf” suresinin 179. ayeti aynı minval üzere şöyle buyuruyor...

“Andolsun ki, birçok görünen ve görünmeyen iradeli varlıkları (yaptıkları yüzünden) cehennemlik kıldık. Onların kalpleri var fakat (hakkı) anlamazlar, gözleri var fakat (gerçeği) görmezler, kulakları var fakat (doğruyu) duymazlar. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da sapıktırlar. Onlar gaflet içindedirler...”

“Cehennemlik kıldık” ifadesini yanlış anlamamak lazım.

Allah, kimseyi yakmak için yaratmaz.

Tam tersine insanlar kullukla olgunlaştıktan sonra cennetle ödüllendirilmek için yaratılmışlardır.

İnsan ebedi saadeti kazansın diye Allah, “affetmeyi ilke edinmiştir.”

Ama insan kendisine uzanan bu rahmet elini havada bırakır ve verilen yetenekleri hep şer yolda kullanırsa elbette ki ebedi nimetlerden mahrum olur.

Hakkı inkâra şartlanmış olanların hayatları Allah’ın bilgisi dâhilinde olduğu için Allah, onları cehennem ehli olarak belirlemiştir.

Hayvanlar sadece tabii ihtiyaçlarının sevkine bağlı, ahlakî sorumlulukları olmayan varlıklar olduğu için böyle bir benzetmede bulunulmuştur.

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Bu her iki ayet-i celile, birçok yönüyle bugünkü mevcut insan potansiyelini deşifre ediyor ve adeta “aklınızı başınıza alın” diyor.

“Neml” suresinin 80. ayetinde “görmeyen ve duymayan” insanları da adeta, sırtını çevirmiş giden vahşi hayvanlara benzetmiştir.

Ve hatta bunların adına mevta denilmiştir.

“A’raf” suresinde ise bu kez mevta değil, demiş ki bu tür insanlar gözleri olsa dahi gerçekleri görmüyorlar, çünkü kalp gözü açık değil..

Gözleriyle görüyorlar fakat gerçekleri görmüyorlar.

Bunlar bazı çöl hayvanları gibidir, hatta daha da sapıktırlar.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Azim Şan, insanların bu dünya hayatındaki yaşam tarzını birçok yönüyle tespit etmiştir ve ders-i ibret olsun diye insanlara bildirmektedir..

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Nerdeyse yüzyıldan beri siyaset arenasında başta Türkiye olmak üzere tüm İslam dünyası bir türlü doğru bir rotada gitmiyor..

Hedefini belirleyemiyor..

Kendini dosdoğru bir yörüngeye oturtturamıyor…

Gelen giden iktidarlar ve muhalefet partileri, daima kavga, küfür, ihanet, küçük düşürme gibi haller içerisinde depelenip, duruyor…

TBMM’nde dışarı çıktıkları zaman, onların o yaptıklarından dolayı milletin de kalbine yerleşiyor.

Sağlam göz olmadığı için gerçekleri göremiyor ve olumsuzlukları yaratıyor.

İşte iki günden beri medyamız Kılıçdaroğlu’nun cenaze namazına gitme halini biçimlendiriyor, yediği dayakları gösteriyor, birileri kınıyor, birileri de bıyık altından gülüyor...

Bu tür manzaralar söz konusu.

İnanın, bu hiçbir cihette ülkeye düşmanlıktan başka bir yarar getirmez.

Keza Osmanlıdan ayrılan, parçalanan diğer bazı İslam ülkeleri, özellikle Ortadoğu’daki küçük ülkeler, hatta ülke demeyelim ülkecikler diyelim…

Bunlar tüm hızıyla her gün biraz daha İslam dışına itiliyor, kendi insanını kandıran liderciklerle yönetiliyorlar…

Tamamıyla ABD’nin kucağında, dolar patronlarının esaretindeler.

Farkında bile değiller.

İslam dünyasının kaderini nerdeyse ABD ve dolar ülkeleri çiziyor.

Ve onlar da “Müslüman’ız” diyorlar.

Ama İslam adına herhangi kayda değer bir ilerleme yok.

İnsanlık nerdeyse bugün artık birbirini yemeye başladı.

Bize göre bunun altında yatan da güçlü devletlerin tezgâhlarıdır, oyunlarıdır ve hileleridir.

Ülkeleri birbirine düşürüyorlar.

Ama arkadan bakıp, sülük gibi de kanlarını emiyorlar.

* * *

Bakınız.

İki gün evvel dünyayı sarsan bir terör olayı yaşandı…

Sri Lanka’da üç kilise ve üç otele eş zamanlı terör saldırısı yapıldı.

Her ne kadar ilk etapta gelen haberlere göre 207 ölü diyorsa da son saatlere doğru 500’e yakın ölü tespit edilmiştir bize göre.

Bundan daha önce de Yeni Zelanda’da iki camiye saldırı düzenlenmiş ve birçok insan hayatını kaybetmiş, camide şehit olmuştular.

Yeni Zelanda hükümeti bütün İslam dünyasından özür diledi.

Fakat bu kez sanki “intikam olsun” diye lanse edilmesi, bize göre bilinçli bir teşebbüstür.

Bu ABD’den de gelebilir, İsviçre’den de gelebilir, İtalya’dan da vs. her ne ise bu bir ittifak gibidir.

Hedef, Büyük Ortadoğu Projesinin gerçekleştirilmesidir.

Yeni Zelanda’daki yapılan katliam hıyanetinin bir misillemesi gibi göstermek, bir intikam haline getirmek, “yaparsa, İslam dünyası bunu yapar” dercesine saldırganlıklar gerçekleştiriliyor.

Bu itibarla terör büyük Hint Okyanusundaki Sri Lanka’yı vurdu.

Başkent Kolombo’daki üç turistik otel ile paskalya töreninin yapıldığı üç kiliseyi hedef alan eş zamanlı altı saldırıdan en az 207 kişi hayatını kaybetti, 450 kişi yaralandı.

Bunların hepsi bize göre bir tezgâhın oyunlarıdır, yeniden büyük bir savaşın sahneye konulmasıdır.

İslam dünyası aklını başına almalıdır.

Küfür dünyasının bu tür oyunlarına gelmemesi lazım.

Terör terördür ve Müslümanlar da buna tenezzül etmez...

En derin saygı ve sevgilerimle.


Bu Makale 1269 kere okunmuştur.