Görüş Bildir

KASAP ET DERDİNDE KOYUN CAN DERDİNDE!!!- (III)

Evet sevgili okurlar!

 

Malumunuz üzre Türkiye’de "siyaset dili" hep kendisine has, çok güzel şeyleri anlatır…

Her taraf güllük gülistanlıktır der…
Ekonomik sıkıntı yok, herhangi bir kriz yok…
Türkiye müreffeh bir seviyede yürüyor..
Üç ay sonra yapılacak seçimlerden güçlenerek çıkmaya en yakın olan parti AK Parti görünüyor deniliyor…

 

Ama halktan, özellikle avam tabakasının nabzı yoklandığında her şey tam tersine görünüyor…

Avam tabakası; ‘Ahhh’ diyor ‘Ohhh’ demiyor..
Diyemiyor...

Ahu eninle 24 saatini geçiren toplum, “siyaset diline artık güvenmiyorum” diyor…

Başlıkta kullanılan ifadeyi kullanıyor herkes..
"Kasap et derdinde, koyun can derdinde…!"

Zira ekonomik sıkıntılar her gün biraz daha kabararak yükseliyor…

Lakin, halkın gidebileceği başka bir kapı yok ki..

İlla ki tek ümit yukarda Allah, aşağıda Ankara'yı görüyor…

Muhalefet derseniz, Türkiye’de esamisi okunmuyor.

Yok...

Hele hele anamuhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Parti’nin liderinin tutum ve davranışları evlere şenlik…

Klişeleşmiş; "siyasetin" peşinde kuşuyor..

Hala da bayat politika anlayışıyla bu memlekette "siyaset yaptığını" sanıyor…

İnanın artık o eski hal muhaldır…

 

Ya yeni hal, ya izmihlal deniliyor…

Yani Cumhuriyet Halk Partisi hala da o eski çağdışı, dikta haleti ruhiyesini bünyesinde "yaşamak ve büyütmek" istiyor…
Ki bu da nafiledir, kendi kendini aldatmaktır..

Siyaset alanında halkın tek beklentisi varsa ki vardır..
O da Ak Parti’den değil…
Beklentisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dandır…
O'nun kişiliğine, sözlerine güveniyor ve sandık başına gidiyor..

İki dönemdir Türkiye’nin "siyasi" durumu bundan ibarettir…

 

Erdoğan’ın oy potansiyeli yüksekte, AK Parti’nin ise oldukça aşağıdadır..

Buna göre her şey tartışılabilir…

İddia ediyoruz Başkan Erdoğan olmasa her gün biraz daha Ak Parti’nin ibresi aşağıya düşecektir…

 

Zira hani diyorlar ya “Hali alem meydanda!”

Şimdiye kadar gösterilen Belediye Başkan adayları tümü olmasa dahi çoğunluğuna kuşkuyla bakılmaktadır…

Hele hele Ankara’da Ak Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterdiği Özhaseki’nin görüntüsü öyle gösteriyor ki daha birçok illerde gösterilen adaylardan bazıları abartıyla kendilerini sargı beziyle şişiriyorlar ise de oldukları gibi değildirler…

İçi boş bir teneke gibi sadece görüntüden ibarettirler.
Sadece dokunduğunuz da ses verir…
Ki Diyarbakır'a bakarsak, durum değişmez.?
Açıkca kendini ele veriyor..

Allah Erdoğan’ın yardımcısı olsun demekten başka bir şey diyemiyoruz…

 

Evet sevgili dostlar!

Allah Erdoğan’ın yardımcısı olsun dedik.

Gerçekten toplum artık öyle bir hal almış ki; cansız bir vücut durumundadır..

Veyahut vücutsuz bir ruh halini yaşıyor..

Bir türlü hedefine ulaşamıyor..

Hep ifade ederim herşeyin başında “dürüstlük” gelir.. Çünkü dürüstlük; “hak, hukuk ve adaletin” temel direğidir..

Yaşamın da olmazsa olmazıdır..

Lakin, her alanda ama her alanda ülke olarak o dürüstlüğü bir türlü yakalayamıyoruz.

 

Çünkü, rant ön planda…

Herkes kişisel rant peşinde…

Yıllardan beri siyasilerin siyaset alanına taşıdıkları boy gösterilerine de pek güvenilmemelidir…

Dedik ya!

Vücut var, ruh yok…

Akla karayı ayırt edemeyen bir yapının da gücüne güvenilemez..

Burada bunları sonlandıralım…

 

Bu paralelde dünkü Yeni Şafak Gazetesinin deneyimli yazarlarından Yusuf Kaplan’ın yazısının bir bölümüyle sizleri baş başa bırakalım..

Bakın muhterem Yusuf beyefendi kardeşim ne diyor?…

“Medeniyetsiz edebiyat, edebiyatsız medeniyet olmaz, yaşayamaz!

Kışkırtıcı ve de tedirgin edici bir cümleyle giriş yapayım yazıya: Bu toplumun edebiyatı yok. Yok; çünkü toplum yok.

Ruhu olan; sözü olan; dünyaya, insanlığa ruh üfleyebilecek kalibrede bir toplum yok bu ülkede.

Toplum, “ceset” olarak var; ama ruhu yok. Yok; çünkü bir medeniyeti yok.

Medeniyet, bir toplumun gökkubbesidir; ruhunun da, sözünün de, insanlığa sunabileceği çağ’ın da, çağrı’sının da toplumun derinlerinde kök saldığı, yeşerdiği, göklere açılabilmesini sağlayabilecek gürül gürül akan, hakikate susayan insanlığı sulayan, yaşayan ve yaşatan kaynaktır.

Yerle gök arasındaki perdeleri aralayacak, gök-ekini köklerden göklere uzanacak ruhköklerinin kaynağıdır medeniyet bir toplumun.”

Anlayan anlar…

 

Bize göre kelimenin özeti özüdür...

Hani diyorlar ya “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna bile az…”

Gerçekten ülkemiz siyaset alanında bir türlü “doğru bir rotada” ilerleyemiyor...

Hedefini seçemiyor…

Abartılı seçim propagandaları netice itibarıyla halkı kargaşaya ve kavgaya götürüyor…

Çünkü temelinde ciddiyet yok, cesaret yok, rant var, çıkar var, koltuk ve kimlik var…

Bu da ehliyetli olmayan insanların öne alınmasından kaynaklanmaktadır..
Ki kıyamet ondan kopuyor…

 

Bugünkü yazımızı şu hadis-i şerifin anlamıyla sonlandıralım..

 

Millet ve devletin işi ehliyetsiz insanlara bırakıldığında herkes kıyametin kopmasını ondan beklesin…

 

Hadis-i Şerif’in orijinal metni aynen şöyledir:

“İza vussidel emru ila geyri ehliyi fentazi russa”

Yani, "Ehil olmayanın eline iş teslim edildiğinde kıyamet ondan kopar…"

 

En derin sevgi ve saygılarımla…

 

 

 


Bu Makale 15966 kere okunmuştur.