Görüş Bildir

SİYONİZM'İN HÂKİMİYETİ - MÜSLÜMANLARIN ZAFIYETİ! (II)

Evet, sevgili okurlar.

Bir önceki sohbet köşemizde ifade etmeye çalıştığımız gibi; İsrail’in Kudüs-ü Şerif’i işgal etmesi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın bütün dünya kamuoyu önünde Kuds-i Şerif’i İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi, gerçekten anlaşılır gibi değil.

Böylesine çağdaş, sözüm ona medeni bir dünyada Haçlı ve Siyonist emperyalizmin birbiriyle ittifak ederek, bu olayı meşru kılmaları, dünya kamuoyunu, özellikle İslam dünyasını derinden incitmiştir.

Ve bu işin nereye varacağı da çok büyük belirsizlikler içerisinde; nitekim herkes kıvranıp duruyor.

Ama bu da kader tecellisi olarak bilinmelidir ki yüce Allah, hiçbir zaman durup dururken zillet ve meskenetle vasıflandırılmış ve Kur’an diliyle lanetlenmiş bir toplumu Müslümanların, başta tüm dünya insanları üzerine böylesine hâkim kılmak, söz sahibi etmek, dolar olarak piyasa hâkimiyetini ele geçirmek, bize göre ABD’nin kahramanlığı değildir.

İsrail’in de kahramanlığı değildir.

Zaten İsrail hiçbir zaman kahraman olmadı ki!

Günümüzde mi olacak?

Ne mümkün?..

***

Kudüs tartışmasına katılan Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, Trump'ın kararına karşı çıkarak “İsrail diye bir devlet var mı ki başkenti Kudüs olsun” diyor...

Evet, İsrail ancak bir çete-çadır devleti olabilir ki; yeryüzünde gâh yükseliyor, gâh iniyor.

Onun kaderinde de bu var ki tarih boyunca gâh yükseliyor baştan çıkıyor, Allah’ı tanımıyor, Peygamberleri öldürüyor, eşkıyalık yapıyor.

Devam ettiği yere kadar da devam ediyor.

Ama hak ettiği yerde de yüce Allah tarafından başka kavimleri onlara musallat eder ve onların kökünü kurutuncaya kadar onlarla çarpıştırır...

Bize göre bu eşkıya, işgalci, zorba devletin artık sonu gelmiştir.

Yüce Kur’anın “İsra” suresinin 4. ayetteki ifadesinde buyrulduğu gibi tarihte hep böyle ders-i ibretleri görmüştür ve geçirmiştir.

Günümüzdeki olay da bize göre aynıdır.

Kendini yine eski tarihine havale eder ve beklenen tuzağa düşer, hak ettiği yere de gömülür.

İnşallah.

Zira Allahû Teâlâ, bu kavmin kaderini şöyle yazmıştır...

“Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukıfû illâ bi hablin min-allâhi ve hablin minen nâsi”

“Âli İmrân” suresinin 112. ayeti bize şunu bildirmekdedir..

“Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (inanan) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplayacaktır.”

***

Demek anlaşılan budur ki; bu ayetteki "istisna" ifadesi, Yahudilerin yeryüzünde zaman zaman temkin ve güçlü olacağının işaretidir.

Zira Allah ve insanların güvencesine sığınmanın ana çizgilerinden birisi de şu olması gerekir…

Meşyetullah denilen Allah’ın kader tecellisi ve isteği doğrultusunda her zaman ifade etmeye çalıştığımız gibi…

Bu toplum, geçici olarak da olsa bir yüz bulur.

Güç alır ve zulme başlar.

Ancak insanların gücüne sığınma şekli ise öncelikle batı dünyasının Hıristiyanlık dinini arka plana attıkları için, Yahudiler oldukça ilerlemiştir ve ilerlemeye devam etmiştir.

Zira Papa ve Papazlar, Hıristiyanlık dininin, halkın inancı paralelindeki duygularını tamamıyla silmiştir.

Tıpkı, İncil’in ayetlerini sildikleri gibi, tahrifata uğrattıkları gibi…

Milattan önce ve Milattan sonra olsun, bu Yahudi milletinin eğer yeryüzünde bir oluşma şansını almışlarsa, güçlenmişlerse Hıristiyanlık dininden vazgeçmeleri yüzünden olmuştur...

Tarih kitapları ve İslam inancımız da bu yöndedir.

***

Hayat boyunca Yahudiler, Müslümanlara karşı hiçbir zaman galip olmamıştır.

Günümüzde de İslam’a karşı yine manen ve hükmen mağlupturlar.

Çünkü onların beklediği İslam dünyası olmaktan daha fazla Hıristiyanlık dünyasının yeryüzünde söndürülmesi ve onların yerine oturmasıdır.

Günümüzde nerdeyse Yahudiler, zaten Müslümanları saymazlar ki.

Ancak Yahudilerin cidden İslam’a karşı besledikleri kin, nefret ve düşmanlık, devrisaadetteki Resulullah (S.A.V)’e karşı çok büyük çaba göstermişler ve başaramamışlardır.

Çok büyük bir mağlubiyetle sonları gelmiştir.

Günümüzdeki durumlar hariç.

Günümüzde zaten Müslümanları pek ciddiye almıyorlar…

Onların hedefleri Hıristiyanlık dünyasıdır.

Onların planları, hile ve mekirleri hep Hıristiyanlığa karşı olmuştur.

Ama günümüzdeki Müslümanların, tıpkı Hıristiyanlık dünyasının yaptığı gibi o da yüce İslam dininin gerçeklerini arka plana atarak maddeleşmiş bir devlet toplulukları olarak ortada görünüyorsa da Yahudi rahat durmaz…

Kurt gibidirler; fırsatı buldumu saldırırlar....

Tıpkı günümüzde olduğu gibi…

Hiçbir zaman İslam dünyasıyla dost olamamışlar..

Zira “Âli İmrân” suresinin 119 ve 120. ayeti bize bunu açıkça bildiriyor.

119- “Siz onları sevmeye hazırsınız, ama onlar, siz bütün kitaplara inandığınız halde sizi sevmezler. Ve sizinle karşılaştıklarında: “Biz (sizin inandığınız gibi) inanıyoruz!” derler. Ama kendi başlarına kalınca size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. (Ey Resulüm!) De ki: ‘Öfkenizle kahrolun! Şüphesiz Allah kalplerde ne varsa hepsini bilir.’”

120- “Size bir iyilik gelse tasalanırlar, kötülük gelse sevinirler. Sabreder ve Allah'a emirlerine uygun bir hayat yaşarsanız, onların hileleri size hiçbir şekilde zarar vermez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.”

Bu durumda anlaşılan budur ki; İslam dünyası Kur’an-ı Kerim’i gerçek kaynak olarak tanıyıp, bel bağladığı müddetçe Yahudiler korkar ve yanaşamaz.

Ama tam tersine Hıristiyanlık dünyası gibi onlar da İslam hakikatlerini arka plana atarsa ki mevcut olarak atmış durumdayız.

Zira şeriatın “Ş” harfini tanımıyoruz, semtinden bile geçmiyoruz.

Bu durumda kötü niyetle İslamsız bir toplum olma hasebiyle, yaptıklarımız kesinlikle yanımıza kar kalmaz…

Ki kalmıyor…

Ne yazık ki, tıpkı Hristiyanlar gibi bugün yaptıklarımızla Yahudileri güvence altına almış oluyoruz…

İşte Suudi Arabistan…

İşte Arap Emirliklerinin hali…

Oysa ki, devrisaadette yapılan deneyimler bize ders-i ibret olmalıdır…

Ama maalesef!…

*  * *

Bize göre Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği çizgiyi takip etmekle bu millet başarılı olabilir.

Bakınız.

Erdoğan çok büyük yüreklilik göstererek ne diyor?

“Kudüs'teki farklı mezheplere bağlı Hıristiyanlar, aralarında anlaşamadıkları için önemli kilisenin anahtarı asırlardır Müslüman aile tarafından muhafaza edilmektedir.

Dün geldikleri Kudüs'te tüm Müslümanlara zulmedenlerin farkı nedir biliyor musunuz?

Bu aradaki fark bizim medeniyetimizin özetidir.

14 yaşındaki çocuğu 20'ye yakın İsrailli alçak terörist ne hale getirmişler.

Bu ne vicdansızlıktır, bu ne kahpeliktir.

Müslüman sıfatı taşıyıp da hala zalimlerin yanında yer alanların olması bizi çok üzüyor.

Biz doğrunun, iyinin rızasına uygun olanın peşinde koşacağız”

Evet, sevgili dostlar.

Eğer İslam dünyası Erdoğan’ın dediği gibi bu tavırlar içerisinde yaşarsa, yani İslam’a karşı lakaytlık gösterirse vay halimize!

En derin saygı ve sevgilerimle…

 

 


Bu Makale 5040 kere okunmuştur.