YEREL SEÇİMLERDE PARTİLERİN PATIRTILARI!!!

Evet sevgili okurlar!

Türkiye yerel seçimlerin sathı mailine girdi…

Siyasi partilerin ana hedefleri "yerelde" iktidar olmaktır… Belediye koltuklarını nasıl kaparım düşüncesindedirler..

Ki kavgaları bu yüzdendir…

Hem de acımasızca kavga ediyorlar…  Birbirine yönelik atışmaları, çatışmaları akla ziyan bir serüvende seyrediyor…

Bu kavga yüzyıldan beridir devam ediyor..

Peki kazanan kim veya kaybeden kim?

Bize göre kazanan hiç yok, kaybeden de ülke ve millet!..

Zira siyasi partilerin ana stratejileri kişisel koltukları kazanmak ve ülkenin hegemonyasını birilerinin namı hesabına ele geçirmek…

Bu da ayrı bir kuraldır ve oyundur.. Buna da siyasi oyunlar denir..

Her oyunun bir kuralı var..

Türkiye’deki siyasetin kuralı da yalandır, kandırmacadır, sahteciliktir, makyajdır, bol bol nutuk atmaktır.

En önemlisi İslam dışı bir hareketliliktir…

İslamın ana kural ve ilkeleri olmazsa olmazı olan emri maruf, nehi münkerdir.. Yani kötü olan her şeyi ortadan kaldırmak, hem de devlet eliyle, iyi olan şeyleri de uygulamak, topluma götürmektir.

Şeriatın ana hükümleri kıstası üzerine her şeyi ölçmektir…

Oysa ki Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze dek bunun tam tersi olan, kurulan sistemin tamamen İslam dışı bir sistem olup, milletin iradesi dışında keyfe mayeşa uygulamalardır..

Tam tersine marufu ortadan kaldırmak, münkeratıda da yeşertmek ve yaşatmaktır…

Böyle olunca milli irade muallakta kalır, sadece sözden ibaret olan bir slogan haline gelir ki, faydası yok…

Bakınız Ak Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın Cumhuriyet Halk Parti Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ak Parti İstanbul belediye başkanlarını ihanetle ve yolsuzlukla suçlamasına karşın dünkü Yeni Akit Gazetesi’nde cevap vermek suretiyle şöyle konuştu: “Aynaya baksalar bu kelimeleri kullanmaya yüzleri olmaz.. İhanet CHP’nin kurumsal kimliğidir. İhanet deyince milletin aklına önce CHP geliyor”

İşte bakın sevgili okurlar…

Her zaman olduğu gibi rastgele konuşmalar…

Yani ağzından çıkanı kulağı duymayan, patavatsız konuşan bir lider ki Cumhuriyet Halk Parti günümüze dek bunca çalışmalara rağmen bir arpa boyu yol ilerlememiş..

Elhak Ahmet Hamdi Çamlı bey çok doğru konuşmuş…

Hem de tarihi bir gerçeği dile getirmiş..

Zaten Cumhuriyet Halk Parti’nin kimliği ortada…

Tek parti şeflik ve dipçik döneminden tutun da günümüze dek…

Gerçekten memlekete, millete hiçbir şey vermemiştir, bilakis almıştır..

Memleketi insanlarıyla çok büyük hüsrana uğratmıştır ve halen de uğratmaya çalışıyor..

Kimse bunu inkar edemez…

Vay bu Kemalizm’miş, vay bu seküler anlayışmış, laikçilikmiş, Atatürkçülükmüş vs. vs….

İslama karşı besledikleri kin, nefret oldukça kendilerine görev saymışlar ve şiar edinmişlerdir…

Amma velakin 16 yıldan beri iktidarda olan AK Parti ise tüm iniş ve çıkışlarıyla beraber hasenat ve seiyatlarıyla, iyilikleri ve kötülükleriyle beraber, insan karşı karşıya getirdiği zaman Ak Parti’nin de elle tutulur, gözle görülür milli ruha şifa verir herhangi bir çalışma stili görünmüyor..

Başkan Erdoğan’ın tüm çabalarına rağmen…

Ama parti olarak milli iradeyi temsil edebilecek duruma kendini getirememiştir.

Ahmet Hamdi beyin Kılıçdaroğlu’na karşı söylemleri şuna benzetebiliriz:

“Tencereye demişler dibin kara, o demiş ki seninki benden kara”

Bugün Ak Parti dönemindeki faizlerin şişirilmesi, doların had safhasına yükselmesi…

Ekonominin büyük çapta sıkıntılı bir hal alması…

Yıllardan beri iş yapan bir çok iş çevrelerinin nerdeyse yüzde 40 – 50’sinin iflasın eşiğine gelmesi…

İş imkanlarının ortadan kaldırılması…

Bankaların birer tefeci müessesesi haline gelmesi…

Resmi dairelerin özellikle inşaat sektöründeki rüşvete dayalı çalışmaları..

Özellikle yıllardan beri TOKİ’nin iş adamlarına adeta kan kusturmaları…

Bir kısım iş çevrelerinin de kısa bir zaman içerisinde çok büyük servet edinmeleri…

Zina, fuhuş, uyuşturucu..

Velhasıl toplumsal çürümüşlük..

Hep Cumhuriyet Halk Parti’nin zamanında olmamıştır, tümüyle bu 16 sene içerisinde olup biten memleketimizin gerçekleridir.

Gerçekten Kılıçdaroğlu’nun yüzü kara ise, bize göre Ak Parti’nin yüzü kapkaradır..

Çünkü büyük halk potansiyeli AK Parti’nin muhafazakarlığına, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın güzel ümit verici konuşmalarına güvenerek oy vermiş..

Ama son iki seçimdir, Genel seçimlerde Erdoğan’ın aldığı oylar partinin oylarından fazla, parti oldukça eksiye düşüyor…

Hiçbir bakanlık normal bir statü üzerine çalışmıyor…

İçişleri Bakanlığı dışında hiçbir bakanlık normal bir statü üzerinden seyretmiyor..

Özellikle yatırımcı bakanlıklardaki rüşvet furyası, hele hele ihale mafyalarının kol gezmesi, devletin kilit noktası olan TOKİ gibi bir kurumun kontrol teşkilatının yozlaşması, rüşvet şaibelerinin ayyuka çıkmaları Cumhuriyet Halk Parti’nin iktidarı değil ki, tümüyle Ak Parti’nin iktidarında bunlar olup bitmiştir..

Vatandaşın birisi dün sohbet arasında bana aynen şöyle dedi:

“Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı olmak isteyen bir zat aynen şöyle demiş: ‘Benim üzerimdeki borç ağırlığı, ekonomiksel sıkıntı hiçbir şeyle ben düzeltemem, ancak belediye başkanı olursam bunları düzeltebilirim’ diye itirafta bulunması gerçekten çok düşündürücüdür…

Hiç unutmayalım ki bu memleket yediden yetmişe kadar İslamın ana prensip ve ilkelerine inanmış, ona bağlı kalmak isteyen bir ülkedir…

İslam ölçütü dışında başka ölçütlerle bu memleket yönetilemez…

Allah’ın hüküm ve mutlak iradesi ancak bu milletin kurtuluş çaresi olabilecektir..

Yoksa bir iki sene içerisinde değişik yöntemlerle değişik seçimler millete karşı çıkarılıyor ve siyasilerin birbirleriyle acımasızca atışmaları, çatışmaları, hakaretleri bu memleketi bir yere götüremez…

Bu ülke insanı bir ümmettir, ümmet olarak yaşamak istiyor…

Siyasi madrabazlıkla artık millet kandırılmamalıdır.

Artık siyasi entrikalı oyunlarla millet aldatılmamalıdır…

Bu millet artık yeter diyor, karnımız bozuk ve yalan siyasete toktur..

Herkes kendine gelmelidir, ona göre yeni bir ruh millete verilmelidir…

Aksi takdirde tefessuh eden, bozulan bir toplum tez be tez kendini toparlayamaz….

En derin sevgi ve saygılarımla…