BÖLGEDEKİ İKİYÜZLÜ SİYASET MÜNAFIKLARI! (II)

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, konuştuğu ve değindiği her konu tümüyle dayanaklı, isabetli, müspet mevzuuları ele alıyor.

Zaten bir devlet adamına da bu yakışır.

İki gün önce yine bir konuşmasında Güneydoğu Anadolu’da “PKK’ya yardım yataklık yapan, yani PKK’yı destekleyen imamlar var” ifadesi çok doğru olmakla beraber, bize göre bu ifadenin kamuoyuna yansıtılmasında geç kalınmıştır.

Zira bunu bilmeyen veyahut bilmezlikten gelen varsa, inanın o da Türk istihbarat birimleridir…

Başta da, MİT’tir..

Bunlar, Güneydoğu Anadolu ile ilgili istihbarı zafiyetlerdir…

Ama Cumhurbaşkanı her nedense bu ifadeyi kullanmayı biraz ertelemiş gibi görünüyor.

Zira Cumhurbaşkanımız bunu çoktan biliyor.

“Doğu ve Güneydoğu’da imamlara, din adamlarına iki bin kadro verdik.

Ama ne yazık ki onların hepsinin HDP lehine propaganda yapan insanlar olduğunu sonradan fark ettik”

Sayın Cumhurbaşkanının 8 ay önceki tespitlerini yenileyerek söylemesi elbette ki boşuna değildir.

Gerçekten din adamı olarak geçinen nice ulemaus’su (ilmini amelini kötüye kullanan) adamların var oluşu bugün değil, ta Sultan Abdülhamit’i kendi fetvasıyla tahtından indiren fetvacı din adamına kadar.

Öylesine ucuz karakterli insanlar var ki menfaati, geleceği uğruna yapmadıkları iş yoktur.

Onun için bize göre bu bölgede en çok devlete ve millete zarar veren ve halkı yanıltan, din adamı kisvesi altında insanların var oluşu hiçbir zaman gözden kaçmamıştır.

Ama bugün eğer Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Kürtçülük adına böyle bir oluşum varsa ki vardır.

Unutmamalıyız ki yıllar öncesinden Kemalizm sistemini, düzenini savunan Jön Türkçülük, Turancılık, ırkçılık taassubuna müptela olan nice nice din adamlarının varlığı da söz konusu olmuştur..

***

Daha bir hafta önce ağır kanser hastalığından vefat eden Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, bu söylediklerimizin başında gelen isimlerden biridir.

Şapka kanununa, ezanın Türkçe okunuşuna kadar, daha neler neler din dışı ve din düşmanlığına yönelik yapılan tüm uygulamalara fetva veren nice din adamlarını gördük.

Diyanet Teşkilatında gördük.

Bunlar yalnız bu bölgeye münhasır değil, Türkiye’nin her kesiminde, her tarafında yüzyıldan beri böylesine yalaka, menfaat ve çıkar uğruna çalışan ne yazık ki din âlimi olarak geçinen insanların var olmasını hiç kimse inkâr edemez.

Bu tür insanlar, bırakın din adamı olmalarını, bırakın imamlık yapmalarını…

İslam’ın ve yüce Kur’an-ı Kerim’in yasakladığı; ırkçılığa, mezhepçiliğe, bölgeciliğe dayalı tefrikayı lanetlerken, bunlar tam tersine o tefrikayı destekleyen insanlardır.

Efendimiz (S.A.V)’den rivayet edilmiş Hadislere göre; Ahiri zamanda böylesine tehlikeli din adamlarına ulemaus’su denilir.

Kötü örnek olan kötü alimler demektir.

Halk bunlara kanmamalıdır.

Devlet de bunlara destek vermemelidir.

***

Ama ne yazık ki dün de değindiğim gibi siyasetin bünyesinde ekilen nice nifak tohumları ve bu nifakın arkasında ne idüğü belirsiz insanların varlığı diğer siyasi oluşumların bünyesinde bulunduğu gibi, özellikle iktidar partisi olan AK Partinin bünyesinde her gün biraz daha çoğalmakta olup net olarak görüntü vermektedirler.

Bölgedeki “hizmet” adına değil, “hezimet” adına yola çıkan nice siyaset erbapları vardır.

Milletin kürsülerini işgal eden nice nice boş beyinli siyasetçileri gördük.

Boş beyinli, boş kalpli, karanlık vicdanlı, ama cepleri dolu olan terör örgütlerine yardım yataklık eden nice insanları görüyoruz.

İktidar, devlet, bunları bile bile göz yumuyor ve görmezlikten geliyor.

Üç dört yıldan beri Diyarbakır’ın Sur’a bağlı Dağkapı semtinde, Sümerpark meydanlarında, daha nice nice açık havalarda Cuma namazı kıldıran nice sahte imamları gördük...

Aynı o Cuma namazı kıldıran imamlar yıllar yılı devletin bütçesinden faydalanarak maaş alanlardır.

Emekli olmuşsa dahi hala devlet bu tür hıyanet erbaplarını besliyor.

Nitekim daha azgınlaşan merd-i kıpti gibi sirkatini söylerken, arz-ı endam eden nice din hocalarını gördük.

Ve bunlar, ne yazık ki Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde koruma altına alınmış, resmi ağızlardan savunmaları yapılmış.

Ama günü gelmiş, uygulamalarıyla yalancı çıkarmışlardır.

“Zerdüşt dinine bağlı olsalar dahi ben HDP’deyim diyenler de oldu”

Diyanet’ten istifa ettikten sonra tüm gerçek kimliğini kamuoyuna açıklayanlar, kimsenin dikkatinden kaçmamıştır.

***

Sayın Cumhurbaşkanının, PKK’ya yardım yataklık yapan imamların var olduğunu söylemesi bir gerçektir.

Ama ne yazık ki bize göre geç kalınmış bir açıklamadır.

Ve açıklama yapıldığı gibi en azından bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için acilen bir önlem alınması gerekir.

Dürümlü amonyum-nitrat yüklü kamyonun patlamasıyla yapılan soykırımı umursamayarak, çok hafife alıp, “bu bile azdır” diyen emekli bir din adamı yıllardan beri devletten besleniyor..

Kendisi, emeklidir, müftülük yapmış, vaizlik yapmış ve AK Parti’ye en yakın olan kişiye de yakın birisi.

Dün de ifade ettik.

Yıllardan beri kimliklerini saklı tutan bu tür insanlar, ne yazık ki iktidar partisinin yetkili ve etkili insanlarıyla iş birliği içinde oldukları kimsenin gözünden kaçmıyor.

Hindistan’daki “Sağır Sultan” dahi bunları çok iyi bilmekte olduğu halde, Cumhurbaşkanı tarafından geç kalınmış bir açıklamayı dün gördük.

 ***

 Evet, bu bir tarihi gerçektir.

Gerçekten terör odaklarıyla odaklanan nice imamlar vardır bu bölgede.

Kimse inkâr edemez.

O da ırkçılıktan gelen bir hastalıktır.

Tıpkı yüz yıl öncesinde Ezan-ı Muhammedi’nin Türkçe okunmasına fetva veren ve uygulanan yine Jön Türkçülük ırkçılığına bağlı nice din adamları gibi.

En derin saygı ve sevgilerimle.