HER GÜN BİRAZ DAHA HIRÇINLAŞIYOR!?

 

Evet, sevgili okurlar.

Malumunuz üzere nerdeyse bir asır boyunca, yani yüz yılı aşmış bir süreç içerisinde bu ülke; doğusuyla, batısıyla, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Acemiyle, 7’den 70’e kadar yüce İslam dinine mensup, inanmış bir toplum olması hasebiyle, CHP’nin istibdadından, zulmünden, entrikalı oyunlarından bir türlü kendini kurtaramamıştır.

Bugünkü CHP’nin lideri durumunda olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tüm hal ve hareketleri zaten kendini ele veriyor.

Her gün biraz daha hırçınlaşarak, tıpkı 1957’lerdeki selefi olan İsmet İnönü’nün Menderes’e karşı yaptığı tehditler ve o tehditler paralelinde onun gibi düşünen, o dönemdeki Kemalist anlayışa mağlup düşen bazı darbeci subayları elde ederek, yanıltarak, bir darbe yapmışlardı.

O darbe nedeniyle Türkiye, düzenini bir daha kendini sağlam bir zemin üzerine oturttamamıştır.

Aradan 55 sene geçtiği halde.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi yeniden içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemek üzere İsmet İnönü’nün oyunlarını oynuyor, onu taklit ediyor, o günkü kirlenmeyi temsil ediyor ve ona ayna oluyor.

Ama öyle inanıyoruz ki İnönü’nün kurduğu bu tuzaklar artık çok geride kalmıştır.

Çünkü bu halk uyanmıştır…

Artık geçmişe yönelik halka karşı kurulan tuzaklara inanmıyor ve CHP’nin siyasetine, politikasına da kulak asmıyor ve aldırmıyor.

Kılıçdaroğlu kendi tavır ve hareketleriyle, yaptığı konuşma üsluplarıyla, zaten her haliyle; "maskesini" düşürüyor…

CHP dış mihrakların, batı dünyasının hegemonyasında olduğunu ve onların kirli insanlık düşmanı siyasetlerinden nemalanarak, oradan himmet alıp halkı oldukça terörize etmeye çalışıyor; ama ne çare ki tutturamıyor.

Zira yaptığı her konuşmada halka karşı kendi cehalet, bilgisizlik ve hırçınlığını ele verdiriyor.

Halk, onun her konuşmasına karşı onu nefretle karşılıyor ve anıyor.

Hatta görüyoruz ki televizyon ekranlarında kandan, intikamdan, gayriciddî edepsizliklerden dem vururken, onu izleyen birçok vatandaş nerdeyse o ekranları tükürüğe boğuyor.

Ekranın bir suçu yok..

Ancak ne var ki o ekranda kirli anlayışı temsil eden bir CHP’nin anlayışını gördüğü için, tükürüyor, lanetliyor.

* * *

Bilindiği gibi dün Karadeniz’in incisi durumunda olan Ordu ilinde, Fındık üreticileriyle ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmasında hiç mevzubahis olmayan konuları, bahse konu ederek, güncelleştirmeye çalışarak iktidara ve hükümete karşı halkı provoke ediyordu..

Kışkırtıp fitne üretiyordu..

Özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı hedef tutarak, tehditvari konuşmalarda bulundu..

Ve diyordu ki;

“Bizim kanımızı dökmeden bu ülkede rejimi değiştiremezsiniz”

Yani sanki birisi çıkmış, rejim değiştirme teşebbüsüne girmiş…

Artık CHP’nin o putçuluk anlayışını ortadan kaldırmış gibi hezeyanlı hareketlerle tavır sergiliyordu.

Ve halkı adeta kışkırtmaya çalışıyordu.

Kılıçdaroğlu..

Kendi kendine boş senaryo kuruyor, soyut olan şeyleri somutlaştırmaya çalışıyor.

Rejim dediği hangi rejim acaba?

Onu da anlatmıyor.

Eğer senin kastettiğin 110 sene önce batı dünyasından ithal edilmiş, müstevli (sömürücü) İngilizlerin İttihat Terakki Cemiyetiyle işbirliği yaparak, Yahudi ve Ermeni dönmelerinin jön Türklerle işbirliğinde bulunup, İslam hilafetine karşı gerçekleştirilen antidemokratik ceberuti bir anlayışı kast ediyorsan…

Bu millet gerçekten çoktan uyanmıştır.

O aldatmaca planlarına karşı harekete geçmiş ve onlara artık “son” demiş ve “son” demeye de devam ediyor.

Ki geç bile kalmıştır..

Senin o hırçınlığın da ona yöneliktir ki bu halk artık senin CHP’nin kirli anlayışına karşı da “Paydos” demek üzere harekete geçmiştir.

Sana da, partine de ve senin kirli ideolojine de “Paydos” diyecektir.

Öyle inanıyoruz ki Yeni bir Türkiye ile yeni hamlelerini ömrün yeterse sen de göreceksin.

Teru taze bir Türkiye'nin nasıl inşa edildiğini..

Teru taze inanmış, batı emperyalizmine karşı sımsıkı birbiriyle kenetlenmiş Yeni bir Türkiye insanını karşında göreceksin.

Zaten görmektesin de onun için her gün biraz daha hırçınlaşarak tehditkarane meydan okumaya da devam ediyorsun.

Bir siyasi parti lideri olarak biraz daha ağırbaşlı olsan, kendine çekidüzen verirsen, hem senin için hem de partin için iyi olur gibi geliyor bize.

Ey Kılıçdaroğlu!

Sen bu hareketinle kendini kamuoyu önünde çok küçültüyorsun.

Zaten küçüksün de daha da küçülmeye mahkum oluyorsun.

Lütfen aklınızı başınıza alın.

Yüz yıl önce batı dünyasının mimsiz medeniyetini ithal ederek getirdiğiniz bu mezalime artık “Paydos” deyin.

“Laiklik” adına milletin diniyle oynadınız.

Kur’anıyla, bin yıllık tarihi medeniyetiyle oynadınız.

Ezanıyla oynadınız, harfleriyle oynadınız, maarifiyle oynadınız.

Ahlakıyla oynadınız, kadının şeref ve haysiyetiyle oynadınız.

Kadının hayâ ve iffet cevherini elinden alıp, bunun yerine kadını küçümseyerek kendi fıtrat ve yaradılış gerçeğinden alıkoyarak muz gibi soydurmayı yasallaştırdınız.

Tarih boyunca bu halk ve bu halkın namus, iffet ve şeref timsali olan kadınları sizi affetmeyecek, partinizi de affetmeyecek, geçmişlerinizi de affetmeyecektir.

Bilesiniz ki..

Siz ekranlarda kendinizi ne kadar gösterirseniz gösterin..

Ne kadar tehditler savurursanız savurun..

O ekranları "halkın tükürüğünden" kurtaramazsınız..

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bu halk, Bediüzzaman diliyle CHP anlayışına şöyle sesleniyor;

“Ey din ve âhiretini dünyaya satan bedbahtlar!

Yaşamanızı isterseniz bana ilişmeyiniz.

İlişseniz, intikamım muzaaf (kat be kat) bir surette sizden alınacağını biliniz, titreyiniz!

Ben rahmet-i İlâhîden ümit ederim ki, mevtim (ölümüm) hayatımdan ziyade dine hizmet edecek ve ölümüm başınızda bomba gibi patlayıp başınızı dağıtacak!

Cesaretiniz varsa ilişiniz!

Yapacağınız varsa göreceğiniz de var."

İşte bak Kılıçdaroğlu.

Bu haykırış; müstebit, zalim CHP’nin dipçik ve şeflik döneminin halkına yapmış olduğu mezalim karşısında Bediüzzaman Hazretlerinin kalemiyle gerçekleşmiştir.

Siz hala müstebit, kirli anlayışı sayıklıyorsunuz, ama bilesiniz ki, dün olduğu gibi bugün de, hiçbir zaman yakalayamazsınız..

Bu millet size “Eyvallah” demez.

Lütfen mevcut iktidara karşı saygılı olun.

Özellikle ve özellikle sana tavsiyem; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a karşı da edepli ol, taşkınlık yapma.

Bizim tavsiyemiz sana bu yönde.

Gerisi senin bileceğindir.

Bizim bu söylediklerimiz ve yazdıklarımız senin iyiliğin içindir.

Geleceğin içindir.

Hem dünyan, hem ahiretin içindir.

Tabii elbette ki takdir senin, keyif senin, düşünce senin…

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı cumalar….