İSLAMSIZ MİLLİYETÇİLİK, AVRUPA’NIN FRENK İLLETİDİR..!!! (III)

Evet sevgili okurlar!

 

 “İslamsız Milliyetçilik, Avrupa’nın Frenk İlletidir” yazı serimiz devam ediyor.

Gerçekten bu ifadeden ibret almak lazım.

Hem de büyük bir ciddiyetle olayları araştırarak, irdeleyerek, bakmamız lazım…

Zira, İslamsız bir milliyetçiliğin varlığı söz konusu değil.. Ki olamaz da…

Olsa olsa yalandan ibaret olur.

Bilindiği üzere, millet kelimesi ile din kelimesi kavram itibariyle telaffuzları ayrı ise de; mana itibariyle aynıdır.

Din mefhumu hiç kuşkusuz ki, Allaha inkıyattır, boyun eğmektir, kulluk görevini yerine getirmektir...

Millet ise, bu kavramların anlamı üzerine birleşerek bütünleşerek büyük bir ittifakla onu temsil etmek demektir.

Ondan başka millet kelimesi, milliyetçilik olarak kullanıp da bir toplumu dinsizleştirmeye yöneltmek cinayettir, ihanettir ve rezilliğin dik alasıdır...

Tarihimize ve kültürümüze bakıldığında millet kelimesi Türklerin İslama girdikten sonra din kavramı üzerine ittifak ederek aba ve ecdadlarımızın kültürel olarak kullandığı bir kavram olarak değerlendirilmektedir.

Türkler olsun, Kürtler olsun, Araplar olsun, Farisler olsun bu kavram kudsiyetini yüce İslam dini kabullendirildikten sonra kabullendirilmiştir.

Geçmişe yönelik bu milletlerin İslam dini üzerine ittifak etmelerinden sonra gerçekleşmiş bir kavramdır.

Yoksa rast gele bir topluma milliyet kelimesi dinden uzak olarak kullanılamaz.

Kullanılırsa bize göre abesle iştigaldir ve çirkindir..

Aziz milletimizin tarihine ve kültürüne de ihanettir.

 

Bakınız sevgili dostlar!

Tek parti şeflik ve dipçik döneminin ceberuti bir hakimiyetiyle başlayan bazı nameşru olayların meşrulaştırılması için kutsal kelimeler başına konulmuş ve millete yutturulmuştur.

Yani yasaların himayesi altına alınarak yapılagelmiştir.

Bu da bir milletin tarihine, kültürüne, inancına karşı yapılan hileli bir tuzaktır, bir tezgahtır, bir oyundur.

Örneğin; Yılbaşı, Noel baba olarak kutlanmakta olan geceyi kutsayarak yılbaşı gecesi olarak kutluyoruz.

Ve sözde bu gecenin insanlara refah ve mutluluk getirme şansını kumar oynatmakla yetiniyor.

10 trilyonları aşan çekilen biletlere Milli Piyango denilir..

Bu haram oluşumun veya işlevin başına “Milli” kavramı getirmek bize göre tarihimize, kültürümüze, dinimize, inancımıza ihanettir.

Allah’ın haram kıldığı bir kumar olgusuna “Milli Kumar” demek o milletin fersah fersah dininden uzaklaştırmak demektir.

Bunu icra eden, kanunlaştıran yani yasalaştıran ve millete uygulatan anlayış ne ise, o anlayış hiçbir zaman “Milli” olamadığı gibi, milletin iradesini de temsil edemez.

Bu itibarla diyoruz ki, bize göre en iyi şey muhterem Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanı bulunduğu bir Türkiye’de bu şeylerin artık son bulması gerekir.

Onaltı yıldan beri Ak Parti’nin iktidarda olması bir şanstan ibaret değil, milletin iradesinden ibaret olup, millet bundan çok büyük ümitler beklemektedir.

Milletin bu himmeti, bu inancı, bu mefkuresi ters dönerse, “o iktidarın” iktidarı da düşer..

Yani iş tersine dönebilir..

Ki; nitekim yakın tarihimiz buna canlı bir şahittir.

Cumhuriyet Halk Partinin 1924 ile 1950 arasındaki geçen 26 yıllık iktidarı milli olmamıştır, tam tersine milletle ters düşmüştür.

Onun için millet artık bunlara bir daha şans vermemiştir, iradesini teslim etmemiştir ve bundan sonra da etmeye niyeti yoktur.

Zira, 26 yıl olarak geçirdiği iktidar süresinde her şeyini milletin inanç ve mefkuresiyle ters düşerek yapagelmişti.

Millet artık günü geldi 1950’lerde Cumhuriyet Halk Parti’ye gereken ibret-i alem eden dersini verdi...

Bir daha da iktidar şansı vermedi ve bundan sonra da vermeyecektir.

Bu itibarla kamuoyu adına diyoruz ki, Ak parti milletin bir mirasıdır bu miras kötüye kullanılmamalıdır.

 

En derin sevgi ve saygılarımla…