Görüş Bildir

İSRAİL VE MESCİD-EL AKSA!

Evet, sevgili okurlar.

Televizyonu izlerken, yazılı medyayı okurken, son günlerde gemi azıya vurmuş misali ahlaksız İsrail hareketi, tüm İslam dünyasını içten vurmuş, yaralamış ve hiçe saymıştır.

Ve aynısını devam ettirmektedir.

Görünen budur ki bu kirli güç, kendi tarihini tazeliyor.

Her zaman gerek bu köşede olsun, gerek Uzay TV ekranlarında olsun, yıllardan beri bunu hep dile getirdik, kaleme aldık ve dilimizin döndüğü kadar da devam edeceğiz.

Gerçekten İsrail Kur’anın tespitini bugünlerde yaşıyor.

O yüce kitap, Kur’an-ı Azim Şan, “İsra” suresinin 4, 5, 6 ve 7. Ayetlerinde İsrail’in tarihi portresini çiziyor.

İsrail, bunu çok iyi okuyor ve hem de çok iyi biliyor.

Hani bir atasözü var;

“İza ca’el ecel, amiyel baser”

“Ecel ansızın geldiği zaman, kendini koruyabilmek için olsa bile maalesef göremiyor. Başına gelen bela da onu götürüyor.”

Çünkü ecel mukadderdir, gerçektir.

Geldiği zaman “ben geliyorum” demez.

Ama İsrail için, ayetin tespitleriyle ki onlar da kendi kendilerini biliyorlar.

“Ey İsrail ben geliyorum” diyen ecel orta yerdedir.

Eğer böyle bir şey olmamış olsaydı, İsrail o kadar azmazdı.

Küfürden daha öte zulmünün en zirvesine kadar tırmanan İsrail’in, artık eceli çok mukadder ve yakın olduğu düşüncesiyle diyoruz; kendi kaderini tayin ediyor artık İsrail.

Bakınız, “İsra” suresinin 4. Ayet-i celilesi mealen aynen şöyle diyor;

“Biz İsrailoğullarına kitapta (Tevrat'ta) hükmettik ki: “Muhakkak ki siz yeryüzünde iki defa fesat (bozgunculuk) çıkaracak ve küstahça böbürlenip azgınlık yapacaksınız!”

5. Ayet şöyle diyor;

“Nihayet bu iki bozgunculuktan birincisinin vakti gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar(sizi yakalamak için) evlerinizin arasına kadar sokuldular. (Bu,) yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.”

6. Ayet şöyle diyor; 

“Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik ve sayınızı daha da çoğalttık.”

7. ayet ise şöyle diyor;

“Eğer, iyilik ederseniz, kendiniz için edersiniz, eğer kötülük ederseniz, o da kendiniz içindir. Çıkaracağınız diğer (ikinci) kargaşaya ilişkin cezanın vadesi gelince üzerinize salacağımız başka saldırganlar acınızın yüzlerinize yansımasına yol açarlar. İlk seferinde gelenlerin yaptıkları gibi Mescid-i Aksa'ya girerler ve ele geçirdikleri her şeyi yerle bir ederler.”

* * *

Evet, anlaşılan budur ki;

O yüce Kur’an-ı Kerim, İsrail’in tarihi portresini çizmiştir ve İsrail bunu çok güzel biliyor, bunu okudukça ve anladıkça da hırçınlaşıyor.

Evet, birinci bölümdeki 4. Ayet diyor ki;

“Siz hayat boyu yaşayabildiğiniz kadar, yeryüzünde her dönemde illa ki iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız, sonra o bozgunculukla büyüyeceksiniz, güçleneceksiniz. Ama o güçlülüğünüz sizin başınıza bela olur, sizi yeryüzünden silip götürür.”

Nitekim Babil kralı buhtunsar bunu yapmıştır, onların kökünü getirmiştir.

Yine diretmişler, büyümüşler, Buhtunsar yok şimdi.

Bu kez yakın tarihimizdeki Hitler’in onların başına getirdikleri, bir türlü onlara ders-i ibret olmamış.

Şimdi bu çağda aynı bozgunculuğa devam edecekler ve “eceli gelen köpek Camiinin duvarına ……..” misaliyle bunlar da Mescid-i Aksa’nın cami duvarına yönelik kirlenme içerisindedir, cinayet işliyorlar.

Hedef nedir?

İnsanları Allah’ın yolundan alıkoymak, Allah’ı tanımamak, Allah’ın dosdoğru yolunu eğri büğrü görmek, göstermek…

Bunlar, Kur’an deyimiyle büyük ve uzunca bir sapıklık içerisinde devam ederler.

Ama tüm bunlara rağmen yüce kitabımız “İbrahim” suresinin başındaki 1. Ayet bize şöyle buyuruyor;

“li tuhricen nâse minez zulûmâti”

“Elif Lâm Râ. Bu (Kur'an) öyle bir kitaptır ki, onu sana, Rablerinin izniyle bütün insanlığı karanlıklardan aydınlığa, O yüceler yücesinin, O her övgüye layık olan (Allah)ın yoluna çıkarasın diye indirdik..”

Ayetin içindeki geçen çarpıcı ifade; “İnsanları küfrün karanlığından çıkarıp onun izniyle nura doğru götüresin diye”

Demek ki; insanlık Yahudiler gibi küfrün bataklığına düşmüş, karanlıklarla kalkıp oturuyor, Allah da diyor ki ben insanlığı o karanlıklardan kurtarmak için Kur’anı göndermişim.

Evet; 3. Ayet ise aynen şöyle diyor;

“Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. (Başkalarını) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isterler. İşte onlar derin bir sapıklık içindedirler.”

İşte emperyalist küfür anlayışı ister haçlı olsun, ister Siyonist olsun, hedefleri; insanları Allah’ın dosdoğru yolundan çevirip kendi kirli yollarına yönlendirmek ve hayat boyu o insanları sömürmektir, köle gibi kullanmaktır.

Buraya kadar tamam…

Yahudi Yahudiliğini yapıyor, diyeceğimiz var veya yok söylüyoruz.

Amma velâkin.

Ya bize ne oluyor?

Dünün Osmanlı imparatorluğu, bugün yeryüzünden silinmiş gitmiş.

Dünkü Hilafet-i İslamiye’nin mevcudiyeti Memalik-i İslamiyeyi koruma altına almıştı, ne Yahudi başını çıkarabiliyordu, ne de haçlı emperyalistler.

Ama o da silindi gitti.

Hem de aldatmacalarla sildiler, götürdüler.

Şimdi ise Türkiye’nin hali pür melali yüz seneden beri Yahudi emperyalizminin kölesi gibi çalışan bir küfür anlayışı, Türkiye’yi Allah’ın gerçek yolundan saptırmış ve alıkoymuş ve uzun sürece kendine gelemez duruma getirmiştir.

Bunu yapan kim?

İnanın İsrail’deki Yahudilerin mevcudiyeti ne kadar gerçekse, içimizdeki Yahudileşmiş nice uşak ve halet-i ruhiyesi bozuk olan nice anlayışlar ve sahipleri hala da bu görevi üstlenmiş durumda.

Bizim Allah’tan temennimiz her ne kadar onlar Allah’ın nurunu söndürmeye çalışıyorlarsa da Allah Kur’anın bereketiyle yolunu dosdoğru yapacak ve eninde sonunda muradına erdirecektir.

Velev ki İsrail ve içimizdeki münafıklar istemeseler bile.

En derin saygı ve sevgilerimle. 


Bu Makale 2739 kere okunmuştur.