Görüş Bildir

İSTANBUL’DA KUDÜS ZİRVESİ!?

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre dün İstanbul’da “Kudüs Zirvesi” adı altında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olağanüstü toplandı…

İİT'nin dönem başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "çağrısı" üzerine, zirve gerçekleşti…

Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakikatten "tarihi" bir çağrıda bulundu.

ABD dışındaki ülkeleri, "Kudüs'ü Filistin'in başkenti" olarak tanımaya davet etti.

Erdoğan'ın bu çağrısı İİT sonuç bildirisinde de yer aldı…

Evet, sevgili dostlar.

Her zaman bu köşede ifade etmeye çalıştığımız ve dile getirmek istediğimiz konular hep aynı yönde ve güncelliğini koruyan meselelerdir….

Nitekim dün İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri temsilcileri, tarihi bir karar ve sonuça imza attığını söyleyebiliriz…

Bu teşkilatın dönem başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olması munasebetiyle; "açılış konuşmasını" kendileri yaptı.

Önemli mesajlar verdi…

ABD ve İsrail hariç, tüm insanlığın "Kudüs’ü Filistin’in başkenti" olarak kabul etmesini istedi.

Tarihsel bu çağrı dünya basının da büyük yer aldı….

Bir çok önemli yazılı ve görsel medya; Erdoğan’ın bu cesaretli haykırışından dolayı "Kudüs’ün Selahaddin-i Eyyubi’den sonra ki ikinci Fatih’inin Erdoğan olduğuna dikkat çekerek, ilan etti.

Bu elbette ki Türkiye için ve diğer İslam dünyası için bir gurur kaynağı olacaktır.

***

Zirvede konuşanlar….

Başta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas olmak üzere..

Ki Abbas uzun bir konuşma yaptığı halde, inanın sevgili okurlar bize göre pek de "elle tutulur ve gözle görülür" çarpıcı bir ifade kullanamadı..

Erdoğan’ın konuşmaları zirvede konuşanların hepsine bedeldi ve doyurucuydu.

Erdoğan'ı, bu samimi, ihlaslı tutumundan dolayı tebrik ediyoruz.

Ve yalnızca biz değil, inanıyoruz ki tüm İslam dünyası tebrik ediyor, destekliyor ve yanında yer alıyordur.

Ve dua ediyordur…

"Ey Erdoğan!

İslam’a karşı senin vermiş olduğun bu hizmetten dolayı Allah seni korusun."

Zirvedeki konuşmalar ve anılan kararlar sonucunda anlaşılan budur ki günümüzdeki kocaman bir İslam ümmeti içinde; "lider" vasfında illa ki Erdoğan’dan başka kimseyi göremiyoruz.

Ürdün kralı II. Abdullah da bir şeyler telaffuz etti.

Hiç de fena değildi.

Bize göre Mahmud Abbas’ın konuşmalarından daha ihlaslıydı ve doyurucuydu.

***

Haçlıların, İslam’ı küçük düşürmek için kiraladıkları piyonların varlığından da hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Ancak ne var ki şımarık ABD Başkanı Donald Trump’ın, son zamanlarda ABD’nin olduğu gibi dünyanın başına fitneci bir bela olabileceğinden de kimsenin kuşkusu olmasın. 

Dünya devleti olarak kendini tanımlayan bu ülke; ne yazık ki bilerek İsrail’in dolarlarının baskısı altında çalışan bir devlet olmayı yeğliyor…

Bu minvalde, konuşma yapıyor ve insanlığı, medeniyetler üstü seviyeye tırmandıran yüce İslam dinine karşı edepsizce bir tutum sergiliyor..

***

Cumhurbaşkanı yaptığı konuşma esnasında "tüm İslam ümmetine ve bütün dünyaya" anlamlı çağrı ve mesajlar verirken şöyle dedi;

“Hepimizin geleceğini ilgilendiren bu duruma seyirci kalamayız.

ABD'nin Kudüs kararı hukuku çiğnemenin yanında medeniyetimize indirilmiş ağır bir darbedir.”

***

Erdoğan, zirvede bulunan ve hatta zirveye gelmeyen İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülke liderlerinin arasında en seçkin bir insan olarak nitelendirilmeye layık olduğu gibi; "çok dikkat çekici bir konuşma yapması da" ayrı bir meziyettin şayanıdır…

Erdoğan’ın son zamanlarda şiddetle üzerine gitmek istediği konu Filistin ve Kudüs'tür...

Çünkü, Kudüs adeta işgalci ve terörist bir devletin çizmesi altında inim inim inliyor.

Peki, ne lazım?

Ne yapmak gerekir?

Yapılması gereken gerçek şudur; artık söz söylemekle değil, fiiliyata geçmek gerekir.

Dünya keferetül fecerelerinin anladığı dille konuşmak lazım…

O dil de korkutma dilidir.

Kafir zaten çok korkaktır.

Korkutulmadığı takdirde en gaddar, zalim bir düşmana dönüşür.

Ümmete düşen görev, yani olmazsa olmazı olan bir kıpırdanmadır, bir hareketliliktir ve yürümektir, dik durmaktır.

Bakalım ne zamana kadar İsrail oraya dayanır ve Amerika nasıl oradan kendini kurtarabilir?

Ne mümkün?

***

Bir nokdaya dikkat etmek gerekir..

O da, dünkü zirveden çıkan kararın  genel itibariyle bize göre yeterli ve sonuç getirici değildir.

Şöyle ki, kararda çıkan “Doğu Kudüs’ün” başkent olarak ilan edilmesi, zaten orası Müslümanların yerleşkesi.

Çoğunluk da orada.

Peki, Kudüs’ün Batısı ve Kuzey’i ne olacak?

Onu da Yahudilere mi vereceğiz?

Bize göre bu şekilde çıkan kararda bir "tutarsızlık" ve bir teslimiyet söz konusu…

***

Yahudi’ye yeniden bir Selahaddin-i Eyyubi olarak nitelendirilen Erdoğan, inşallah ümit varız ki her gün böyle yeni filizlenmiş bir gençlikle gelişir, hem de imanlı bir gençlik nesline sahip oluruz.…

Ve halif bir ümmet olsun ki Hz. İbrahim (A.S)’ın ruhunu taşısın.

Nitekim Şeyh Abdulkadir-i Geylani’nin bazı kasidelerinde yapmış olduğu dualar, inanın sevgili dostlar köklü dualardır ki Erdoğan’ı da kapsamına alıyor.

Gavs-ı Geylani, kendi divanında şöyle dua ediyor;

“Feya münşiden lin-nazmi fe kulhu ve la tehaf

Fe inne ke mahrusun bi aynil inayeti”

“Benim bu nazımlarımı okuyan kişi, her zaman bunları oku korkma ve ilerle.

Sen Allah’ın inayet gözü altında korunmaktasın…”

Biz de diyoruz ki; Gavs-ı Geylani’nin bu duasına mazhar olan siyasi bir lider varsa, o da ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

En derin saygı ve sevgilerimle.

 


Bu Makale 3011 kere okunmuştur.