“SOSYAL VE KÜLTÜREL İKTİDAR SIKINTILARI?!”

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre bugün mübarek Ramazan ayının üçüncü günündeyiz.

Her zaman yüce Allah’tan temenni ve niyazlarımız şudur ki "Allah bu mübarek ayda hiç kimsenin maddi ve manevi emeğini" boşa çıkarmasın…

Beş vakit namazdan sonra yüce kudrete doğru elimizi açıyoruz, dua ediyoruz, huşu ve hudu içerisinde Rabbimize yalvarıyoruz.

Allah, hiç kimsenin bu istek ve arzularını tersyüz etmesin…

Geri çevirmesin…

Herkese alın terinden akan helal lokmayı nasip eylesin.

Tüm bu dualarımızla beraber, siz değerli okurlarımızla beraber paylaşmak istediklerimiz; toplumsal gerçeklerimiz ve sıkıntılarımızdır.

Gerçekten toplumumuza bir İslam ümmeti olarak baktığımızda hiç de iç açıcı bir aydınlık göremiyoruz.

Çünkü günlük hayat akışları içerisinde sosyal sıkıntılarımızla beraber, siyasal sıkıntılarımız da çoktur, hatta dizboyudur.

Bundandır ki, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tüm bu gerçekleri sık sık dile getiriyor ve kamuoyunu aydınlatıyor.

Bize göre bu da bir aşamadır.

Zira gizli saklı artık hiç bir şey kalmıyor.

***

Sayın Cumhurbaşkanı, sistemin ve içi boşaltılmış rejimin sıkıntılarını dile getiriyor.

Elbette ki zirvede bulunan bir devlet büyüğü olarak, halkın anlayabileceği dili kullanıyorsa, halkın mutlu ve endişeli hayat şekline inebiliyorsa, ne mutlu kendilerine.

15 sene öncesine kadar ne Türkiye’nin, ne de tüm İslam dünyasının böyle bir şansı yoktu?

Gerçekleri dile getiren, milletin milli iradesini gerçekten temsil eden böylesi bir devlet adamı yoktu?

Ki mevcut siyasiler içerisinde "yer alan da" yoktu?

Bulunmuyordu…

Ama Allah’a şükürler olsun ki bugün Sayın Erdoğan var…

Hakikatleri dile getiriyor ve herkesle ülkenin ve milletin meselelerini istişare ederek, paylaşıyor.

Nitekim dün Ensar Vakfı 38. Genel Kurulu’nda yaptığı bir konuşmada değindi…

Hem de altı çizili bir şekilde..

Ki şunları dile getirdi.

“Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir.

Biz 14 yıldır kesintisiz iktidarız.

Ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var.”

***

Sayın Erdoğan'ın bu beyanı; "önem" arz edici..

Demek ki…

"Her ne kadar gelen giden muhafazakâr siyasal iktidarlar, AK Parti dahil olmak üzere siyasi olarak iktidarı temsil ediyor ise de ama sosyal ve kültürel olarak, yani tam manasıyla milli iradeyi temsil edebilecek iktidarlar muktedir olmamıştır."

Yani…

"Hala sıkıntılarımız vardır…

Milletimizin hayat gerçekleri, inanç gerçekleri bir türlü tam manasıyla hayat bulmuş değil..

Milletimizin inanç hazinesi olan Kur’an gerçeğini gençliğimize, evlatlarımızın beyinlerine yeterince enjekte edememişiz…

Gençliğimizin Kur’ana bağlılığını bir türlü oluşturamamışız. "

Cumhurbaşkanının demek istediği, "ümmetin milli iradesi olan İslam’a bağlılığını dört dörtlük sağlayamamışız!!."

Her ne kadar siyasi olarak 14 seneden beri iktidarda isek de bir türlü "mana alemini milletimize gerçek anlamda" yaşatamamışız.

Zira yakın tarihimiz olan 97 senelik geçmişimizi göz önüne alırsak, tek parti dipçik ve şeflik döneminin millete yutturduğu zehir ve o zehirle zehirlenen gençlik, dejenere edilmiş bir toplum olmaktan kendini kurtaramamıştır.

Millet, dinini yaşayamamıştır.

Serbestçe Kur’anı okuyamamıştır.

Bin yıllık kültürünü doyasıya yaşayamamıştır.

Kısacası bu millet, devletin yasama, yürütme ve yargı erklerinin milli irade paralelinde çalışmış olmasını bir türlü görmemiştir, görememiştir, yaşayamamıştır ve hala da yaşayamamaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, bunların tümünü derinden derine bilen bir devlet büyüğü olarak her platforma milletle paylaşmaktadır.

Yalnız bilmekle, bildirmekle yetinmiyor, uygulamaya geçirme gayreti içerisinde de bulunuyor..

Ne yazık ki, türlü istenilen hedefe ulaşamıyor, ulaştırılmıyor?

***

Nitekim bugün 29 Mayıs 2017…

İstanbul’un 564. Fetih gününü…

Ama ne acıdır ki; o 21 yaşındaki genç bir devlet adamı olan Fatih Sultan Mehmet’in ruhunu bir türlü şad edemiyor durumdayız.

Ayasofya Kilisesini Camiye çevirdi ve tüm İslam âleminin ruhunu şad etti…

Yüce İslam Peygamberi (S.A.V) “Vele tüftehenn e’l- konstantaniyyetu”  yani “İstanbul fethedilecektir”.

"Fetheden kumandan ne güzel bir kumandan, o fetih ne güzel bir fetihtir."

İşte bu mana cevherini, hala da 21 yaşındaki büyük devlet adamı Fatih’in ruhuna bir türlü hitap edemedik.

Zımnen, hükmen de olsa, açıkça da olsa Cumhurbaşkanı, bunu itiraf ediyor ve onaylıyor.

Bu da milletimiz için büyük bir şereftir, bir inanç duygusudur.

***

“Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir.

Biz 14 yıldır kesintisiz iktidarız.

Ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var.”

Bakınız, Cumhurbaşkanının Ensar Vakfı’nın Genel Kurulu’ndaki dile getirdiği bu ifade "gerçeğin ve gerçek bir devlet adamına" yakışır bir ifadedir.

Bu millet, ne çekmişse muktedir olmayan iktidarlardan çekmiştir.

Cumhurbaşkanı, bunu söylemek istiyor.

Nitekim bir hafta önce Cumhurbaşkanının TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Genel Kurulunda yaptığı konuşma sırasında, TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ayağa kalkıp Cumhurbaşkanı’na hitaben bazı gerçekleri dile getirdi…

Çok çarpıcı, can alıcı bir temennide bulunarak şöyle seslendi.

“Sayın Cumhurbaşkanımız… Türkiye'de, İş dünyasının en büyük sorunlarının başında gelen; İş Kanunudur ve İş Mahkemeleridir.

Adeta şablonlaştırılmış bir İş Kanunu var… Yargının önüne konulmuş… Yargıçlar onun içinden gerçek manada çıkamıyorlar… Hukukun ve adaletin gereğini yerine getiremiyorlar.

İş Mahkemelerinde verilen tüm kararların yüzde 99’u işçiye yönelik kararlardır.

İşvereni koruyan, haklı çıkaran, bir iş kanunu değil. İşverenin hiçbir şekilde kazanma şansı yoktur.

Bunu bir an evvel ele almak gerekir.”

Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bunları dile getirmesi, yerden göğe kadar bir gerçeğin sesi olarak görülmesi gerekir.

Biz burada tüm kamuoyu önünde Sayın Hisarcıklıoğlu’nu candan kutluyoruz, tebrik ediyoruz ve destekliyoruz.

Ümit ediyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız da bunun farkında olduğunu eskiden bildiği halde, şimdi de artık üzerine gidip Türkiye’nin bu antidemokratik hukuksuzluk olayını ortadan kaldıracaktır..

Bunun için harekete geçecektir ve geçmesini de temenni ediyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.