“TEŞKİLATLAR VE BELEDİYELER BİZİM DAVA İDRAKİYLE HAREKET ETMİYORSA BİZE ZARAR VERİYOR DEMEKTİR”

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbet köşemizde “Lozan zaferi (!)” safsatasıyla ilgili önemli, uyarıcı ifadeler kullanmıştık.

Şimdiye kadar saklı kalmış Lozan gerçeğini Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan tümüyle deşifre etmektedir.

Cumhurbaşkanının bu tespitinden dolayı kamuoyu adına tüm ciddiyetimizle ve kalbimizin derin muhabbetiyle şükranlarımızı arz ediyoruz demiştik.

Bugünkü yazımızda ise aynı o minval üzere Sayın Erdoğan’ın AK Parti Grup toplantısında yapmış olduğu tarihi konuşmasından bazı önemli kesitler alarak yola çıkıyoruz.

Ve böylece memleketimizin ciddi meselelerini kamuoyuyla paylaşmış oluyoruz.

Evet, gerçekten Sayın Erdoğan’ın 15 yıllık bir iktidarı döneminde hem dünyanın, hem memleketimizin nabzını tutmuş bir devlet adamı olması hasebiyle, çok gerçek tespitleri vardır.

Bu tespitlerle yola çıkan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık operasyonları ve dahası 15 Temmuz gecesinin mucize olarak büyük başarılarla içinden çıkmış ve karşıdaki hain odakları mağlup etmiştir, yenmiştir.

Ama kendi halkıyla beraber…

Ve inanıyoruz ki önümüzdeki şu iki yıl içinde çok önemli meselelerin üstesinden gelecek ve 2019’daki seçimleri de büyük başarılarla kazanacaktır.

Kendisinin de vurgulayarak, tekrarlayarak önemle, AK Parti teşkilatları ile belediyelerin üzerinde durarak kamuoyunu uyarması, bize göre apayrı bir merhaledir, aşamadır ve tespittir.

Bakınız, Erdoğan’ın dünkü konuşmasının büyük bölümünü hep başlık olarak kullanabiliriz, ama hepsini buraya sığdıramayacağımız için bazı kesitleri sizinle paylaşacağız.

*  * *

Bu arada bizim de özellikle Doğu ve Güneydoğulu olarak kamuoyuna karşı yerel bir medya grubu olarak verdiğimiz hizmetler paralelinde tespitlerimiz var.

O tespitleri hem kamuoyu ile hem de Sayın Cumhurbaşkanımız ile paylaşmak istiyoruz ve çok ciddi meselelerin önünü şimdiden kesmek üzere uyarmak istiyoruz.

Örneğin; bölgedeki parti teşkilatlarının üzerine ciddiyetle gitmek gerekir.

Sağdan, soldan politik oyunlarla rantiyeci birçok baldırı çıplak yanlış insanları oy bahanesiyle, ne idügü belirsiz ideolojilerle parti teşkilatlarına getirilip doldurulması, hiç yerinde sayılır bir olay değil ve partinin yükseliş ibresini oldukça aşağıya çekmelerinin başlıca nedenleridir.

Keza bölgedeki bazı belediyeler, özellikle Diyarbakır’daki yerel yönetimlerden Büyükşehir ve Yenişehir Belediyesi…

Bu her iki belediyemizin kayyum olarak başına getirilen iki tane kaymakam, artık her nedense halka kuş bakışıyla bakmaktan kendilerini alamıyorlar.

Kendilerine dev aynasında bakan bu zevatlar, adeta HDP’li Başkanların gaspçı halini millete yaşatıyorlar. 

Gerek Cumali Atilla olsun, gerekse Yenişehir Belediye Başkanvekili yani kayyumu Dr. Mehmet Özel olsun…

Eski HDP’li başkanların ve o paraleldeki çalışan meclis üyelerinin yapmış olduğu ne kadar zorbaca ve keyfice yanlışlıklar varsa ki o yanlışlıklar bu başkanların görevden alınmasının başlıca nedeniydi.

Bu her iki Başkan da büyük bir şımarıklık içerisinde kendine çok güvenerek, o eski HDP’li başkanların halka karşı yaptıkları keyfi uygulamalar ve hem de ranta dayalı keyfi uygulamalar gibi yanlışlıklar, bu her iki Belediye tarafından da hala devam etmektedir.

O HDP’li Başkan ve Meclis üyelerinin yaptıkları keyfi, ideolojik ve rant ağırlıklı işler gerçekten halkı canından bezdirmişti.

Halk onlara hep nefretle bakıyordu.

Ama ne yazık ki gelen bu her iki Başkanvekili halkın beklentilerini tamamıyla kursaklarında bırakarak, aynı uygulamaları, o başkanların uygulamalarına nerdeyse bir kat daha ekleyerek yapmaya devam ediyorlar.

Hem de rasgele resmi platformlarda, ön saflarda meydanın önünde kendini suret-i haktan göstermekten de geri kalmıyorlar.

Bugüne kadar gerek imar, gerek yollar vs. önceden halkın mağduriyetine neden olan ve özellikle yatırımlara yönelik olan uygulamalar ne ise gerek Büyükşehir olsun, gerek Yenişehir olsun…

Tabiri caizse kambur üstüne kambur göstererek, halka zorluk çektiriliyor, barikatlar kuruluyor ve bu yapılan işlemler ne yazık ki AK Partinin halka karşı küçük düşürülmesine başlıca neden oluyor.

AK Partinin 15 yıldan beri vermiş olduğu siyasi mücadelesinin, bir çırpıda hiçe indirilmesine neden oluyor.

Bölgede ve Diyarbakır’da vatandaş yatırım yapmak üzere yola çıkıyor, projeler hazırlıyor, istihdam alanı yaratmak istiyor…

Ama tamamıyla olmasa bile çoğunlukla engel olunuyor, o istek ve arzuları tümüyle reddediliyor.

Bu itibarla halk, özellikle Diyarbakır’da bu her iki başkanın uygulamalarından dolayı adeta hayal kırıklığına uğramış durumda.

Gerek Cumhurbaşkanımız olsun ve gerek Başbakanımız olsun, istihdamı teşvik ediyor, bölgede işsizliği ortadan kaldırmaya yönelik iş çevrelerini uyararak hizmete davet ederken, bu her iki Belediyenin başkanları Diyarbakır’da vurdumduymazlık içerisinde yatırımları sabote edip, “gel keyfim git keyfim” gibi uygulamalar içerisinde halka “kuş bakışı içerisinde” bakıyorlar.

Bu tür keyfi menfaat içeren uygulamalarıyla birçok yatırımları sabote ediyorlar.

Bu uygulamalar istihdamı da engelliyor.

* * *

Keza Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Trafik Şube Müdürlüğünde görev yapan bazı memurların keyfi uygulamaları üzerine “yüksek tonajlı kamyonlar yola zarar veriyor” iddiasıyla çok acımasız ve yüksek ceza yazmaları, kamuoyuna şunu hatırlatıyor…

“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”.

“Bir yandan devlet benden istihdam istiyor, diğer yandan aynı devletin bünyesinde çalışan bazı zevat keyfi trafik uygulamalarıyla hizmete mani oluyor, istihdamı önlüyorlar.”

Tabiri caizse “İş yapma, istihdam yaratma” diyorlar. 

Oysaki “yola zarar verilmesin” düşüncesiyle yola çıkılıyorsa, önce Diyarbakır Karayolları 9. Bölge Müdürlüğünün yaptığı yollara bakılması lazım.

Yol yapımı ile ilgili sağlam malzemenin kullanılması ve muhkem bir asfaltlama yapılması gerektiği de unutulmamalıdır.

Ama keyfi olarak, rasgele çürük malzemelerle yollar yapılıyorsa vahim sonuçlarına da katlanmak gerekir.

Bunu yapanlardan da hesap sorulması gerekir.

Aksi takdirde 2019 AK Parti için büyük kayıp ve kötü sonuçlar getirebilir.

Sayın Cumhurbaşkanının da tavsiyeleri ve uyarıları da bu yöndedir.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü grup toplantısında şunları söyledi;

"Teşkilatlar, belediyeler eğer 'bizim dava' idrakiyle hareket etmiyorsa bize zarar veriyor demektir. Zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum. Kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı da atsınlar.”

Cumhurbaşkanımızın bu tespitlerine hayran kalmamak elde değildir.

Candan kutluyoruz ve Allah razı olsun diyoruz.

Ama İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu Bey’i biz de buradan uyarıyoruz.

Sevdiğim ve yakından tanıdığım muhterem bir insan olma hasebiyle, güvenerek dostça bunu kendisine hatırlatmak istiyoruz.

Lütfen, Allah aşkına bu Karayolları ve Trafik Şube Müdürlüğündeki keyfi uygulamaları görmeli ve yaptırım uygulamalıdır.

İkincisi de gerek Diyarbakır olsun, gerek bölgenin tümü olsun, HDP’li Başkanların yerine atanan, bazı keyfi uygulamalarıyla baş başa bırakılan kayyumlara da dikkat etsin.

En derin saygı ve sevgilerimle.