Görüş Bildir

ÜLKEMİZDEKİ İHANET ODAKLARI!?

Evet, sevgili okurlar.

Toplum ne istiyorsa, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan o minvalde hareket ediyor…

İstediğini uyguluyor…

Yani toplumun nabzı doğrultusunda; hamlelerini yapıyor..

Milli irade gerçeği paralelinde hareket ediyor..

Toplumun tüm istek ve arzuları doğrultusunda her gün büyük çapta mesafe kat ederek dev adımlarla ilerliyor.

Dosta ve düşmana da tüm bu ilerlemenin gerçeğini gösteriyor.

Bakınız Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 45. Muhtarlar Toplantısında bir konuşma yaptı..

Tarihi nitelik taşıyan bir konuşmaydı…

Bir çok gerçeği dile getirdiği gibi ileriye dönük atılacak önemli atımların da ipuçlarını verdi…

Ve dedi ki;

“Ülkemiz içinde örgütlenmiş ihanet odakları birbiri ardına harekete geçti.

Geçtiğimiz 15 yılda tüm sabotajlara, oyunlara, senaryolara rağmen büyük bir titizlikle koruduğumuz güven ve istikrar ortamı sayesinde kısır döngüyü kırmayı başardık.

Bölgesel ve küresel güç olarak sürekli yükseldik.

İç kaynaklı istikrarsızlık çıkarma gayretleri son 5 senede çok farklı görünüm kazanmaya başladı.

Bu gaye ile FETÖ'nün emniyet, yargı, ordu, iş dünyası ve diğer alanlardaki tüm gücünü seferber ettiğini gördük.”

* * *

TBB’nin (Türkiye Barolar Birliği) milli bir anlayış içinde olmadığı ve birilerinin sebepsiz zenginleşmesi için rant peşinde olan bir ideolojik kuruluş olduğunu dile getirdi…

“Türkiye” kavramıyla uzaktan yakından alakası olmadığı halde bedavadan bu kavramı kullanıyorlar..

Keza Türk Tabipler Birliği de aynı.

Hem bu memleketin suyunu, ekmeğini yiyorlar, hem de gizliden gizliye terör odaklarıyla kirli işbirliğine girip onların adeta sözcülüğünü ve savunuculuğunu yapıyorlar..

Bu ihanetten daha büyük bir ihanet olur mu?

Olamaz tabii.

Bildiğiniz üzre geçtiğimiz günlerde Türk Tabipler Birliği Afrin’e düzenlenen Zeytin Dalı Hârekatı için “Savaşı durdurun” çağrısı yapmıştı.

Sormazlar mı, hayrola, bu kadar ucuzlamanın manası nedir?

Elbette ki “Türk” kelimesine layık bir kurum olmadığını "her fırsatta ortaya koyduğu ideolojik" saplantıyla ifşa ediyor..

Kendini ele veriyor..

Ama heyhat!

Gelen giden hükümetler ve Cumhurbaşkanları hep görmezlikten gelmiştir.

Ama Allah’a şükür bugün devletin başında öyle bir zat var ki gençliğinden bu yana hep aynı misyonla hayatını idame etmiş bir zat...

Bu itibarla Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle diyor;

"Bu ara tweetler atıyorlar.

Neymiş o, biz  'Türkiye ve Türklük' kavramına karşıymışız.

Niye?

Türk Tabipleri Birliğinin isminden 'Türk'ün kaldırılmasını istediğimiz için...

Evet istiyoruz.

Çünkü Türk Tabipleri Birliği denilen bu kuruluşun Türklükle alakası yok, Türk kavramına da  layık olan bir yanı yok.

TBB'nin (Türkiye Barolar birliği) de Türkiye'ye layık olan hiçbir yanı yok.

Bunlar ne hukuku ne hekimliği, ne tabipliği kendi saltanatı altına alamazlar.

Çıkartılacak olan kanunla, Bakanlar Kurulu kararı ile tüm hekimler, hukukçular kendi derneğini kurabilecekler.

Kalkıp tweet'lerle ev sahibini bastırmaya kalkıyorlar.

Kullanamayacaksınız.. Ne Türk kavramını ne Türkiye ismini.”

***

İşte bakınız, sevgili dostlar.

Bugün böyle bir insan devletin başındaysa ümitvar olunuz ki; artık Türkiye çok önemli yerini almıştır.

Hak ettiği mevkiyi ihraz etmiştir…

“Yürü ya kulum” diyen yüce Allah’ın, artık bu misyona sahip Erdoğan’ı yalnız bırakmayacağına kesinlikle inanıyoruz.

Gerçekten, Türkiye’nin içinde ve yıllardan beri batıl ve dış mihrakların adına çalışan bu tür sözde sivil toplum kuruluşların derin odaklarla işbirliği içinde olduklarından kimsenin şüphesi olmasın.

Zaten kendilerini de ele vermişlerdir.

Cumhurbaşkanımızın bu tespitlerine katılmamak da bize göre "ya budalalıktır, ya aptallıktır" veya da işin içinde kasıt vardır.

Evet, bu ihanet şebekelerini artık Türkiye tanımalıdır.

***

Bakınız, hukuk adına, adalet adına “Barolar Birliği” ismi altında Türkiye’nin birçok önemli illerindeki, özellikle Diyarbakır’ımızda yıllardan beri nerdeyse PKK’yı temsil eden ve büyük rant peşinde koşan, çok büyük para kazanan nice avukatlar var..

Bilmeyen ve görmeyen yok…

Ki hala da o avukatlık ismi altında coğrafyamızda bulunan, özellikle Diyarbakır’daki bazı avukatlar, sözde işçi hakları adına PKK uzantılı bazı ailelerin veya çocuklarını PKK’ya teslim etmeleriyle birlikte…

Cazibeli istihdam yerleri yaratan bazı iş çevrelerine karşı kurdukları tuzak, tümüyle ranta dayalıdır.

Haksız yere para kazanmaktır…

O parayı sözde o işçiyle yakınları bulunan bazı PKK uzantılarıyla işbirliği içinde cebe indiriyorlar..

Ve bu da aşikârdır.

Bu minvalde, önemli bazı dosyalarda tespitlerimiz vardır.

Yalancı şahitliğin bini bir para…

Adeta birbirleriyle şahit olma yarışına giriyorlar.

Ve bazı avukatlık büroları da bunlara yardımcı oluyor, kol kanat geriyor...

Büyük bir ittifak içerisindedirler…

Haksız yere adeta gasp manasını taşıyan bir hukuk dışılığı ne yazık ki adaleti, hukuku kullanarak yanıltıcı kirli bilgilerle istihdam yaratan iş çevrelerinin önünü tıkıyorlar..

Kumpaslar kuruyorlar..

Birçok sanayici ve istihdam yaratan sermaye sahipleri nerdeyse iflasın eşiğine getirmiştir…

İşçilik adı altında PKK uzantılarıyla işbirliği içinde olup haksız yerde iktisap etmiş oldukları rantın da haddi hesabı yoktur.

Bu itibarla Cumhurbaşkanının bu tespitlerine hayran kalmamak mümkün değil.

Ve hakikaten başlık olarak kullandığımız kavram da yerli yerindedir.

“Ülkemiz içinde örgütlenmiş ihanet odakları birbiri ardına harekete geçmiştir.”

Evet.

Bir yandan mesele bu iken, öbür taraftan nerdeyse 35 yıldan beri Diyarbakır Barosu Başkanlığı bünyesinde yetiştirilen bazı avukatlar, yıllar yılı bu odaklara avukatlık yapmışlardır, büyük rant temin etmişlerdir.

Ve haksız yere zengin olma yolunda para kazanmışlardır…

Ki hala da kazanmaya devam ediyorlar.

En derin saygı ve sevgilerimle. 


Bu Makale 3123 kere okunmuştur.